Kederin Halleri
Kayıplar, krizler, şoklar, travmalar… Dönem dönem insanoğlunun kaçınılmazlarındandır. Geçmişinde travma yaşamamış insan bulunur mu bilmiyorum fakat ben hiç karşılaşmadım.
Fiziksel zarar gördüğümüzde bedenimiz nasıl ki bedenimizin tedavi mekanizmaları harekete geçiyorsa; ruhsal yaralanmalarda da ruhumuz kendini onarmaya çalışır. Bazen de kendimizi onaramayız ve psikiyatrik tedaviler gerekli olabilir. Ruh ve beden sağlığı bir bütündür. Birindeki bozulma diğerini etkiler ve tüm organizma sistemi dengesini kaybedebilir.
Travmaların bireysel ve toplumsal olma şekilleri kişilerin etkilenmelerini de değiştirebilir. Bireyin tek başına yaşadığı bir travma toplumsal travmalara göre daha fazla zarar verebilir. Travma şekilleri, şiddetleri, süreleri de sonuçlarını etkileyecektir.
Travmaların yönetilme şekli ve süreci kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar çok bazıları daha az etkilenebilir. Bazı insanlar kısa sürede toparlanır bazıları daha uzun sürelerde. Bazı insanlarda süreç hemen başlar, bazıların da daha geç başlayabilir. İlk Kan filmindeki Rambo karakteri gibi yıllar sonra karşılaştığı kan, yıllar önceki savaş ortamındaymışçasına etrafındakileri düşman görerek savaşmasına sebep olabilir. Entellektüel, sosyokültürel kapasite, eğitim durumu, sosyal desteğinin olup olmaması, ekonomik ve fiziksel zorlukları, bireyin farkındalık düzeyi tüm bu aşamaları etkileyebilir.
Psikolojik zorlanmamıza sebep olabilecek bir travma ile karşılaştığımızda, evrensel olarak insanların acıya verdikleri tepkiler benzerdir. Tıpkı bir yas süreci gibi…
Sevilen birinin yaşamını kaybetmesi, durum kaybı, sağlık kaybı, statü kaybı, iş kaybı, boşanma, ayrılma, ekonomik kayıplar, engellenmişlikler, belirsizlik bir diğer deyişle belirlilik kaybı….
Peki böyle bir travmatik durum yaşarsak neler yaşayabiliriz?
İnkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabul
Tüm bu aşamalar birbirinden ayrık ya da çok belirgin değildir. Çoğu kişi bu aşamaların hepsini tecrübe eder. Sabit bir sırayla da gelmeyebilir. Çoğu zaman hepsi bir anda gerçekleşebilir. Saatler, günler, haftalar, aylar sürebilir. Ortalama beklenti iki ay şiddetli olup altı ay gibi bir süreçte kontrol edilebilir hale gelmesidir. Altı ayı geçen ve işlevselliği bozan süreçler de psikiyatrik tedavi gerektirir. Tedavi edilmezse hasarlara sebep olabilir.
Çok büyük krizlerde bu aşamaların bir kısmından geçebilirsiniz.
1-İNKAR durumun gerçekliğini bilinçli ya da bilinçsiz olarak kabul edememe halidir. Durum ya da konu hakkında konuşmayı düşünmeyi istemezsiniz. Sanki her şey kötü bir rüyaymış gibi. Sanki böyle bir şey hiç olmamış gibi davranmak. Adeta gerçeklikten kopuş, bir şok halidir.
2-ÖFKE kendinize, başkalarına, hayatınıza kızarsınız. Öfkenin yakın duyguları ihanete ve haksızlığa uğramışlık hissi, gücenme, içerleme, hiddetlenme, nefret hisleridir.
3-PAZARLIK gerçeği değiştirmek için yapılır. Keşke şöyle olsaydı keşke böyle olmasaydı. Kişi alternatif gerçeklik hayalleri kurar.
4-DEPRESYON aslında hüzün, klinik depresyon olmayabilir yas tutma, korku, endişe, belirsizlik hissi kayıf ve travmaya verilen normal insani tepkilerdir.
5-KABUL gerçekle savaşı bırakıp olmasını istediğimiz gibi değil olduğu gibi görmektir.
Kendinize şu soruyu sorun ; “Bu krizde hangi taraftayım? Hayattan vazgeçmeliyim? Zamanı geri çeviremeyiz ya da kontrol edemeyiz. Fakat bu olaya karşı duruşumuzu belirleyebiliriz. Çektiğimiz acıyı anlamlı kılan bize yola devam etme cesaretini veren bir şey. Duruşunuzu belirlemek size yaşama gücü verecektir.