Eğer sadece kaybettiğiniz durumlar size cazip geliyorsa artık durup bunu düşünmenin zamanı gelmiş demektir. Özgüveniniz, benlik saygınız ne durumda? Mutluluğu hak etmediğinizi mi düşünüyorsunuz? Kazanmak zorunda değilsiniz. Değerli olduğunuza inanmanız için size zarar veren, aldatan, yalanlarla oyalayan insanlardan zorla takdir almak zorunda değilsiniz.
“Şimdi onun üstüne o kadar çok düşmemin, elde edilmesi zor birisi olmasından kaynaklandığını anlıyorum. Biraz çılgın, bencil ve duyarsızdı. Beni mıknatıs gibi çekiyordu…”
Mevcut ilişki, iş ya da her ne durumda iseniz neden bırakamıyorsunuz? Memnun olmadığınız durumu bırakıp neden hayatınıza devam edemiyorsunuz? Kendinizi rahatsız etmenize neden olan insan tarafından sevilmek, kabul görmek için daha fazla çaba göstermek yerine böyle insanlardan uzak durmak daha mantıklıdır. Kendinizi rahatsız hissetmenize neden olan insanlar, arkasından koşulması değil kaçınılması gereken ilişkilerdir. Vazgeçmek aslında yarı yolda bırakmak değil. Sağduyu sahibi olup, her şey için kendisini suçlamaması gerektiğini kavramak anlamına gelebilir.
“Eğer bu insanla mükemmel bir bağ kurabilirsem hayatım mükemmel olacak, çok mutlu olacağım, hiçbir sorunum olmayacak…. “.
Bu durum aslında annemizle çok küçük yaşta kurduğumuz mükemmel, temel güven duygusunu kusursuz olduğu bağı kurma çabasıdır. Psikolojik gelişim sürecinin anneden sonraki döneminde babamız ile kurduğumuz özel ve heyecan verici ilişkiyi de farkında olmadan yeniden yakalama arzusudur şu andaki çabalarımız.
Mevcut ilişkimizden beklentimiz elimizden kaçan güçlü bağ duygusuna duyduğumuz özlemdir. “Kendimi emniyette, iyi ve güçlü hissettiren anne babayı şu an birlikte olduğum kişide bulacağım“ duygusu….
OLMAYACAK BİR İLİŞKİNİN PEŞİNDE KOŞMAK…
Olmayacak bir ilişkinin peşinde koşmaktan vazgeçmek hayatınızda nasıl dolduracağınızı bilemediğiniz bir boşluk bırakabilir. İçinde olduğunuz kovalamacada meraklanıyor “ya olmazsa?” diye endişeleniyorsunuz. Müthiş bir amacınız varmış gibi yanılgı içindesiniz. Vazgeçerseniz geride kalandan mutsuz olmaktan korkuyorsunuz. Olmayacak durumun peşinde koşarken de mutsuzsunuz. Ne yazık ki kendinize bile itiraf edemediğiniz için ufacık mutluluklarla yetiniyorsunuz.
Kendiniz değişmektense başka birini değiştirmenin daha kolay olabileceğini düşünüyorsunuz.
SİZİN İÇİN ÖNEMLİ OLAN NEDİR ? ÇÖZÜMLER…..
Elde edemediğiniz elde etmek için çabaladığınız duruma tüm dikkatinizi vererek neyden kaçtığınıza dikkatinizi vererek odaklanın. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın bir ilişkiyi düzeltemediğiniz halde devam etmekle neyden kaçtığınıza dikkat edin.
Yalnız kalmaktan mı? Reddedilmekten mi? Başarısız olmaktan mı? Kendi beklentilerinizle yüz yüze gelmekten mi? İlişkinizin avantajları nedir? Birisi için değerli olmak, güvenli cinsellik, maddi destek…..Sizin için önemli olan nedir? İlişkiye son vermek istediğinizde ne oluyor da geri dönüyorsunuz?
En önemlisi kendinize şunu sorun, bundan yıllar sonra bu ilişki aynı şekilde ya da daha kötüye gittiğinde sürdürdüğünüz için mutlu olabilecek misiniz ?
Peşinden koştuğunuz şeyi gerçekten istiyor musunuz? Bir şeyleri birilerine ispat etmek için mi çabalayıp duruyorsunuz?
Bir şey neyse odur, gerçeği kabul edin. Değişim kişi kendisi istediğinde gerçekleşir, içselleştiremediği bir şey olmaya çalıştığında değil. İçinden çıkamadığımız duyguyu tanımlayıp, ona sahip çıkınca, içimizdeki mücadeleden kurtulup, değişim için gereken enerjiyi serbest bırakabilrsiniz.
KENDİNİ MAĞDUR ve SABOTE ETME ŞEMALARI
Neden Uzun Süre Mutlu Kalamıyorum?
NEDENLER: Suçluluk, batıl inançlar, distimi, onaylanma ihtiyacı.
KORUYUCU İŞLEV: Hayal kırıklığını önlemek kendinizi başkalarından önce eleştirmek, sahip olamayacağı şeyi istemek, rahatlayamamak, kendini başkalarıyla kıyaslamak depresyon yoluyla duygulardan kaçınmak, kötülükleri defetmek.
Sahip Olamayacağı Şeyi İstemek
NEDENLER: Memnuniyet ve kurtulma fantezileri, bugünden korkmak, aşırı telafi çabası.
KORUYUCU İŞLEV: Reddedilmeyi önlemek, kendini rahatlatmak, problemlere sihir yardımıyla çözüm bulmaya çalışmak, ümidi canlı tutmak, riskten kaçınmak.
Rahatlayamamak
NEDENLER: Endişe, zorlayıcı kendine güven, kontrolü elinden kaçırma korkusu, azalmış güven duygusu, çocuklukta çok fazla sorumluluk.
KORUYUCU İŞLEV: İnceleme ve aşırı temkin yoluyla kendini korumak, incinmekten kaçınmak, bağımlılıktan kaçınmak.
Kendini Başkalarıyla Kıyaslama
NEDENLER: Güvensizlik hissi, küçük yaşta mahrum bırakılmak, belirsiz kimlik duygusu, ikinci adam olduğunu hissetmek, depresyon, kendini kıskaçta hissetmek.
KORUYUCU İŞLEV: Kendini geliştirme girişimi, kendini anlama ve tanımlama girişimi, sorumluluktan kaçınma.
Hayallerinin Peşinden Gitmemek
NEDENLER: Kendini sabote etmek, keşkelerle düşünmek, terk etme korkusu.
KORUYUCU İŞLEV: Eleştiri ve reddedilmeyi önlemek, ümidi canlı tutmak.
Verdiğinden Daha Az Almak
NEDENLER: İlişkilerde kontrol ihtiyacı, problemlerle yüzleşme korkusu, gerçek ihtiyaçlarını görmezlikten gelme, gerçek benliğin ortaya çıkmasından duyulan korku.
KORUYUCU İŞLEV: Sevgiyi kazanmaya çalışmak, hayal kırıklığını önlemek, gerçek kimliğini saklayarak kendini korumak.
Sıkıntı Ve Huzursuzluk
NEDENLER: Yeteneklerine güvenmemek, şımartılmış yoksunluk, pozitiflik, gerçek yeteneklerini görmezlikten gelmek, gerçek benlikten kopukluk.
KORUYUCU İŞLEV: Kimliğin ortaya çıkmasını önlemek, başkalarından medet ummak, riski önlemek.
Doğru Kişiyi Bulamamak
NEDENLER: Yeteneklerine güvenmemek, şımartılmış yoksunluk, pozitiflik, gerçek yeteneklerini görmezlikten gelmek, gerçek benlikten kopukluk, yeteneklerine güvenmemek, yakınlıktan korkmak, mali korkular, ilişkileri aşırı yüklemek, ihtiyaçlarımızı karşılayacak ya da ‘ayna’ görevi yapacak birini aramak.
KORUYUCU İŞLEV: Yakınlaşma korkusuyla baş edebilmek, kontrolü elinde tutmak, kendini tamamlamak, kişisel gelişim risklerinden kaçınmak.
Tüm kendini sabote edici davranışlar kendini koruma amaçlıdır. İhtiyaçlarımızı önemsemeyen bir ailede büyümüş isek olumsuz ilişkiye uyum göstermeyi öğreniriz.
Ne yazık ki kendini kabul etmenin hızlı ve kolay bir yolu yok. Kendinizi geliştirebilmek kesinlikle mümkün. Oldukça ağır ve düzensiz olma olasılığı yüksek. .Zayıf, isteksiz, güçsüz bir şekilde benimsemeye çalışırsanız bu yetesiz olacaktır. Kısacası düşük engellenme eşiği inançlarınıza meydan okumayı ve değiştirmeyi ve daha sağlıklı yüksek engellenme eşiği inançlarına uygun hareket etmeyi içerir. Psikolojik değişimi başarmak için ateşe ateşle karşılık vermek zorundasınızdır. Sabitleşmiş, çoğu zaman da fark edemediğiniz otomatik düşüncelerinizi değiştirmek istiyorsanız bunu güçlü , zorlu ve enerjik bir şekilde yapmanız gerekir.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99