Kas iskelet sistemi bozukluğu olan çoğu hasta eşlik eden psikiyatrik hastalığı düşündüren belirti ve bulgularla gider. Hastalığın neden olduğu rahatsızlık ve kayıplara karşı hastanın verdiği psikolojik yanıtın bir sonucu olabilir. Ya da hastalık sürecinin merkezi sinir sistemi üzerine olan etkisi sonucu ortaya çıkmış olabilir.
Kas iskelet sistemi hastalıklarının tedavilerinde kullanılan ilaçlardan pek çoğu kaygı bozukluğu, depresyon gibi psikiyatrik yan etkilere neden olabilir
Duygusal açıdan bloke edilmenin etkileri kas sistemine yansımakta ve kendini birçok psikosomatik bozukluk şeklinde gösterebilmektedir.
Beden sağlığımız ruh sağlığımızı ruh sağlığımızda beden sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir. Denge ve ritim içinde olması işlevsellik için önemlidir.
BEDENSEL BELİRTİ BOZUKLUĞU (DSM-V Tanı ölçütleri)
- Sıkıntı veren ya da günlük yaşamı önemli ölçüde kesintiye uğratan bir ya da birden çok bedensel belirti.
- Aşağıdakilerin en az biri ile kendini gösteren, bedensel belirtiler ya da bunlara eşlik eden sağlıkla ilgili kaygılarla ilişkili aşırı düzeyde düşünceler, duygular ya da davranışlar:
1-Kişinin belirtileriyle orantısız, süreklilik gösteren düşünceler
2-Sağlıkla ya da belirtilerle ilgili, sürekli yüksek düzeyde bir kaygı
3-Bu belirtilere ya da sağlık kaygılarına aşırı zaman ve içsel güç harcanır.
- Herhangi bedensel bir belirti sürekli olarak bulunmasa da, belirti gösteriyor olma durumu süreklilik gösterir. ( altı aydan daha uzun süreli olarak)
Varsa belirtiniz:
Ağrının baskın olması ile giden
Süregiden
Ağır olmayan
Orta derecede
Ağır
ROMATOİD ARTRİT
Hastaların yaklaşık %20'sinde romatoidartrite depresyon eşlik eder. Depresyonu olanlar genellikle evli olmayan, hastalığı daha uzun süredir devam eden ve hastalığa eşlik eden daha fazla tıbbi durumu bulunanlardır. Romatoidartriti ve depresyonu olan bireylerde depresyonu olmayan artritli bireylere oranla sıklıkla işlevsellikte bozulma, daha fazla eklem ağrısı, belirgin ağrı yaşantılama, sağlık hizmetlerini fazla kullanma, uzun süre yatakta kalma ve çalışamama gözlenmektedir .
Bu hastaların çoğu gelişim yaşlarında bedensel hareketlilikleri sıkı denetim altına alınmış, duygusal gerilimli kişilerdir. Psikodinamik alt yapıda bilinçdışı saldırgan duygular ile bu duyguların yöneldiği kişileri kendi saldırganlığından koruma isteğinden doğan çatışmalı durumların yattığı bildirilmektedir
PSİKOSOMATİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİNDE GENEL İLKELER
Temel olarak önerilen yaklaşım hastanın sorun alanlarını ortaya çıkaracak şekilde emosyonel durumu, kişilerarası ilişkileri ve kişilik özelliklerini temel alan görüşmelerin yapılmasıdır. Psikiyatrist olmayan bir klinisyen de hastaya belirtilerle psikolojik durumu arasındaki bağlantıları açıklayabilir. Bu konularda hasta yeterince aydınlatıldıktan ve psikoterapiden yararlanacağı sonucuna varıldıktan sonra, bilgisi dahilinde psikiyatriste yönlendirilebilir .
Bundan sonraki aşamalar hastanın diğer insanlarla olan ilişkilerinin ve bu ilişkilerin şekillenmesinde önemli olan kişilik özelliklerinin ele alındığı aşamadır. Bu alanlardaki sorunların konuşulmasıyla hastalar, rahatsızlıklarının yalnız fiziksel bir sorun olmadığını kavradıklarında yönelimleri değişecek ve iyileşme yönünde gösterdikleri gelişme artacaktır.
Ayaktan psikoterapi daha çok organ belirtiler hafif olan ve derinde yatan temel kişilik bozukluğunun nevrotik bir üst yapı ile kaplandığı, organ belirtilerinin ortaya çıkışında nevrotik nitelikte çatışmaların rol oynadığı vakalarda uygun düşer.
”Hiçbir şeyi kafana takmayacaksın, hiçbir şeye üzülmeyeceksin" şeklinde, çok da anlamı olmayan önerilerde bulunulmamalıdır. Hastalar hastalıklarına neden olabileceğini düşündükleri sorunlarını ve çatışmalarını dile getirme yönünde desteklenmelidir.
Psikoterapi uygulanacak hastalarda psikodinamik psikoterapi, kısa psikoterapi, analitik yönelimli psikoterapi, analitik grup psikoterapisi, bilişsel davranışçı terapi seçenek olarak değerlendirilebilir.
Grup terapilerinde hastalar için her şeyden önce az da olsa ruhsal hastalık ve baskılar konusunda iç görü gerekmektedir.
Aile yapısında ve ilişkilerinde bozukluklar olduğunda, sistemik aile psikopatolojisi ile birlikte bulunduğunda ve özellikle de çocukları psikosomatik hastalıklarında aile psikoterapisi gerekli ve çok yararlıdır.
Biofeedback yöntemiyle hastanın kendi otonomik belirtilerini tanıması ve onları yatıştırması sağlanabilir.
Gevşeme egzersizlerinin öğretilmesi de hastalar için yararlı olmaktadır.
Psikoterapinin ayaktan uygulanacağı durumlarda tedaviye organik hastalığın akut durumunun dindiği aralıklarda başlanmalıdır. Bir kez başlandıktan sonra da arada organik nüksler ya da belirtilerde artış olsa bile psikoterapi kesilmeden sürdürülmelidir.
İlaç tedavilerinin seçiminde, hem psikiyatrik ilaçların hem de fiziksel sağaltım amacıyla kullanılan ilaçların karşılıklı etkileşimlerine, hastalık belirti ve bulgularıyla karışabilecek etkilerine ve fiziksel durum nedeniyle değişebilecek biyoyararlanım düzeylerine dikkat edilmelidir.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
CETAD Antalya Temsilcisi
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com
ŞirinyalıMh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99
facebook.com/antalyaterapipsikiyatri
https://twitter.com/DrSevilayZorlu