Başkan Trump’ın Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi olarak atadığı Thomas Barrack görevlerine başladığı günden beri deneyimli bir diplomata yakışmayacak açıklamalar yapıyor. Suriye’deki yeni yapılanmayla ilgili görüşleri birkaç defa Washington tarafından düzeltildi. Bu tavırları yüzünden bölge ülkeleri nezdinde itibar sağlayabilmiş değil. Ortadoğu’da siyasi istikrarsızlık ve hukuki güvensizlik zirveye çıkarken diplomatik kapasitesi yetersiz bir politikacının bu kritik göreve uygun bulunması elbette Washington’un sorunudur ve bizi ilgilendirmez.
Erdoğan-Trump görüşmesine saatler kala yaptığı açıklama Türkiye açısından birçok bakımdan önem taşıyor. Bu sözler diplomattan ziyade Trump gibi tüccar yapısı öne çıkan birinin boş boğazlığı denilip geçiştirilemez. Dahi diye nitelendirip hayran olduğu Başkan Trump ile söz konusu görüşmede ne konuşulacağını müzakere ederlerken Trump “ihtiyaçları olanı verdim” diyor. Barrack “bu nedir” diye sorunca “Meşruiyet” cevabını alıyor. Yani halen “katil devlet soykırımcı İsrail”in ve UCM tarafından suçlu olarak aranan, “yüzyılın en vahşi canisi” olarak nitelendirilen Netanyahu’nun dünyada tek dostu olan Trump Türkiye’ye meşruiyet ihsan ederek insanlık aleminde ihya etmiş olacak !
Bu hezeyanların doğruluk derecesini yarınki görüşmenin tutanakları açıklanınca ve yapılması muhtemel ortak basın toplantısında anlayacağız. Trump Büyükelçinin dediklerini doğrulayan bir tavır takınırsa Türkiye’nin Cumhurbaşkanı küstahlığı karakterinin temel parçası olan kişiye hakkettiği tarihi bir cevabı elbette vermelidir. Türk milletinin beklentisi budur. Görüşme ve açıklamalar Büyükelçi’nin dediklerine aykırı olursa bu kişinin Ankara’dan en kısa zamanda ayrılmasını sağlayacak diplomatik girişimler hemen yapılmalıdır. Türkiye’nin onurlu bir devlet olduğunu bütün cihan görmeli ve anlamalıdır.