Dini bayramlar yakın dönemlere kadar toplumumuzun büyük çoğunluğunun anlamını idrak ederek, haz duyarak yaşadığı, ev ziyaretleriyle ailelerce duyguların paylaşıldığı çok özel günlerdi; ezcümle bayramlar bayrak gibi idrak edilip kutlanırdı. Önce şehirleşmenin yaygınlaşmasıyla millî ve dini gelenekler apartmanlardan hızla tasfiye edilmeye başlandı; insanların birbirine giderek yabancılaşmaya başlamasıyla komşuluk ilişkileri geleneksel anlamından uzaklaştı. Günler öncesinden hazırlanan seyahat programlarıyla bayramlar giderek tatil fırsatı haline dönüştü. Bazı kuruluşların toplu bayramlaşma düzenlemeleri durumu nispeten telafi ediyordu, ama belki de mevsim şartlarının etkisiyle bunlar da hayli azaldı.
Topluma sosyolojik anlamda “millet olma“ duygusunu kazandıran bu tarz ortak heyecanların kaybolmakta oluşu özellikle çocuklar ve gençler üzerinde kalıcı hasarlara yıl açacaktır. Görüşlerime itiraz edenlerin olacağını içinde yaşadığımız olumsuz şartların buna etkisini öne süreceklerini biliyorum. Gerçekten başta giderek ağırlaşan geçim şartları, ekonomik sıkıntılar, belirsizlikler, hak ve hukuk kavramlarının unutulduğu gündelik hayat insanlarda Bayramın hazzını duymaya fırsat bırakmıyor. Özellikle gençlerin birçoğu daha da karamsar, bu diyarda hep birlikte yaşama heveslerini giderek yitiriyorlar.
Ama bütün bunlara rağmen mademki Türk’üz, Müslümanız ve bağımsız bir ülkede yaşıyoruz, benimsediğimiz manevi ve millî değerlerimizin gereğini yerine getireceğiz; Filistin’deki, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin bayram namazında bile birlikte olamamalarının, bayramlaşamamalarının anlamını düşünerek, acılarını yüreğimizde duyarak bayramlaşacağız. Farklı şeyler düşünsek bile temel esaslardaki ortaklığımızı unutmadan, birbirimize ihtiyacımızın bulunduğunun bilinci içerisinde olacağız. Millet halinde varlığımızı sürdürebilmek için bunları yapıp birbirimizi daha fazla seveceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle bütün kardeşlerimizin bayramlarını kalbî duygularla kutluyor, sağlık ve mutluluklar diliyorum. Bayrama yakın günlerde ebedî hayata intikal eden dostlarımı Halil Tuğ’u, Metin Kumal’ı, Yusuf Ekinci’yi, İbrahim Doğan’ı rahmetle muhabbetle özlemle anıyorum, ruhları şad olsun.