Geçen yazıdan devam ediyoruz. Bu bölümde Dünya’nın önümüzdeki 50 yılına damga vuracak sınır değişimleri, birleşmeler ve ayrışmalar analiz ediliyor.
8- Tek Başına’lar
Brezilya
Güney Amerika’nın en büyük ekonomisi Brezilya Kıtanın Bolivaryanları ile Liberal Cumhuriyetleri arasında adeta iki arada bir derede kalmış durumda. Açık denizdeki petrol kaynakları, endüstriyel cesareti gibi kaynakları Brezilya’yı Kuzey Amerika, Büyük Hindistan ve Orta Krallık’ın ardından bir ikinci kademe süper güç konumuna yükseltiyor. Ama dev sosyal sorunlar, özellikle örgütlü suç, yoksulluk ülkenin damarlarında iltihap gibi dolaşıyor. Brezilya birkaç yıl içinde Kuzey Amerika’ya yakın pozisyonunu terk etti ve Çin ve Hindistan gibi yeni müttefikler ile kucaklaştı.
Fransa
Fransa halen modern bir Ülkedir, ileri bir kültüre sahiptir ve Anglo-Amerikan kültürüne ve Avrupa Birliğinin zayıflayan etkisine direnmektedir. Artık bir süper güç değildir. Zeytin Cumhuriyetleri kadar önemsiz olmasa da, Hansa Liginden geridedir.
Büyük Hindistan
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olmakla beraber, Hindistan hane başına gelir itibarıyla Çin’in 173 gerisindedir. 1.3 milyar insanının en az çeyreği açlık sınırının altında yaşamaktadır. Mumbai ve Kalküta gibi gelişen mega kentleri dünyanın en büyük gecekondu bölgelerini barındırmaktadır. Mamafih otomotiv üretiminden yazılım üretimine kadar her alanda hızla yükselmektedir.
Japonya
Japonya finansal kaynakları ve mühendislik bilgisi ile hala bir Dünya gücüdür. Ama bu yıl Japonya, dünya ekonomik güçler ligindeki ikinci sırasını Çin’e terk etti. Dışarıdan göçe karşı politikaları nedeniyle 2050’de Japonya nüfusunun 35%i 60 yaşın üzerinde olacak. Aynı zamanda o muhteşem teknolojik üstünlük pozisyonu da Güney Kore, Çin, Hindistan ve ABD tarafından hızla aşındırılıyor.
Güney Kore
Bu Ülke artık gerçek bir teknoloji devidir. 40 yıl önce kişi başı yıllık geliri hemen hemen Ghana ile eşitti. Bugün bu ülkenin 15 katı. Güney Kore hane başı ortalama gelirde Japonya’yı çoktan yakalamış durumda. Küresel krizi ustalıkla atlattı, ama bir büyük risk daha var, komşu Çin’in büyüyen ekonomisinin dişlileri arasında çiğnenmemek için çok dikkatli olmak zorunda.
İsviçre
İsviçre dünya ile ilginç bir bütünleşme sağlıyor. Hiçbir yere deniz bağlantısı olmayan İsviçre dünya ile bağlarını ve iletişimini telekomünikasyon ve uçaklarla kuruyor. Refahın, sınırsız su kaynaklarının ve mükemmel ekonomi ikliminin tadını çıkartıyor.
9- Rusya İmparatorluğu
Ermenistan, Belarus, Moldova, Rusya Federasyonu, Ukrayna
Rusya doğal kaynaklar bakımından sınırsız kapasiteye sahiptir. Dikkate değer bir bilimsel-teknolojik kapasitesi vardır. Askeri gücü korkutucudur. Çin yayıldıkça Rusya kendisini Ukrayna, Gürcistan ve Orta Asya ekseninde savunmaya çekmektedir. Tıpkı geçmişteki Çarlık versiyonu gibi yeni Rusya İmparatorluğu da kendisini güçlü Rus/Slav kimlik üzerinden tanımlamaktadır. Slav kimliği 140 milyon nüfusunun neredeyse 80%ini kapsayan etkili bir bağdır. Hane başı gelir bakımından İtalya’nın yarısına yakın bir noktadadır. Nüfusunun hızla yaşlandığı gerçeği de kabul edilmektedir.
10- Vahşi Doğu
Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan
Dünyanın bu parçası daha uzun yıllar çatışan güçlerin bilek güreşi alanı olarak kalacaktır. Bu güçler Çin, Hindistan, Türkiye, Rusya ve Kuzey Amerika’dır.
11- İranistan
Bahreyn, Gazze, İran, Irak, Lübnan, Suriye
Petrol rezervleri, göreceli yüksek eğitimli nüfusu ve Türkiye’ye yaklaşık büyüklükteki ekonomisi ile İran bir yükselen süper güç olmalıdır. Ancak, ekstremist ideolojisi İran’ın doğal etkisini frenlemektedir. Bu ideoloji İran’ı sadece Batı ile değil, Büyük Arabistan ile de çatışma noktasına taşımaktadır. Başarısız ekonomi yönetimi ülkeyi tüketim ürünleri, ileri teknoloji ekipmanı, yiyecek ve hatta rafine petrol alanlarında tam bir ithalatçı konumuna düşürmüştür.
12- Büyük Arabistan
Mısır, Ürdün, Kuveyt, Filistin, Suudi Arabistan, BAE, Yemen
Dev petrol rezervleri bu bölgeyi küresel politika ve finansal oyunlarda anahtar pozisyonuna sokmaktadır. İran Körfezi Ülkeleri, BAE ve bölgenin yoksul ülkeleri arasında büyük bir uçurum olduğu dikkate alınmalıdır. Abu Dhabi’de kişibaşı yıllık gelir 40.000 Amerikan Dolarıdır, buna karşın Yemen’de bu miktar neredeyse 5%e inmektedir. Güçlü bir kültürel bağ, din ve ırk, bu ülkeleri birbirine sıkıca bağlarken Dünyanın geri kalanı ile ilişkileri bulutlandırmaktadır.
13- Yeni Osmanlılar
Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan
Türkiye giderek daha belirgin adımlarla geriye dönüşü bir boy bütünleşmesine dönüştürüyor. Bu ülkenin Avrupa’dan daha çok Doğu’suna odaklanmasını böyle yorumlamak doğru olur. Her ne kadar AB ile olan bağları ekonomi lokomotifinin ana aksını oluştursa da, Türkiye artık ekonomi ve dış politika direksiyonunu eski Osmanlı mirasına ve Orta Asya’daki etnik kardeşlerine doğru çevirmiş bulunmaktadır. Rusya ve Çin ile ticareti de hızla yükselmektedir.
14- Güney Afrika İmparatorluğu
Botswana, Lesotho, Namibya, Güney Afrika, Swaziland, Zimbabwe
Güney Afrika ekonomisi kuşkusuz Afrika’nın en büyüğü ve en çeşitlisidir. Sağlam bir altyapısı ve maden kaynakları vardır. Toprakları tarıma uygundur. Güçlü bir endüstriyel tabanı mevcuttur. 10.000 Amerikan doları kişi başı yıllık gelir Afrika standartlarına göre oldukça yüksektir. Lesotho, Botawana ve Zimbabwe ile güçlü kültürel bağları vardır ve hepsi Hristiyandır.
15- Alt Sahra Afrikası
Angola, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo-Kinşasa, Etiyopya, Gana, Kenya, Liberya, Malawi, Mali, Mozambik, Nijerya, Senegal, Sierra Leone, Sudan, Tanzanya, Togo, Uganda, Zambiya
Birçoğu eski İngiliz ya da Fransız sömürgesi olan bu ülkeler İslam ve Hristiyanlık arasında bölünmüştür. Bir kısmı Fransızca bir kısmı İngilizce konuşur. Kültürel bağlar zayıftır. Doğal kaynakları çok zengindir ve yoksulluk 70-80% arasında seyreder. Ama bu ülkeler Çin, Hindistan ve Kuzey Amerika gibi nakit zengini oyuncuların bölge kaynaklarını değerlendirmek için bölgeye akın edeceklerinden emindirler.
16- Mağrip Kuşağı
Cezayir, Libya, Moritanya, Fas, Tunus
Afrika’nın Akdeniz boyunca uzanan kuşağındaki ülkelerden Libya ve Tunus gibi varlıklı ülkelerin gelişmekte olduğu dikkati çekse de, her ikisi de yoğun bir yoksulluk çemberi ile kuşatılmış durumdadır.
17- Orta Krallık
Çin, Hong Kong, Taywan
Çin, İMF’nin kısa süre önce tahmin ettiği üzere bir on yıl daha ABD’den daha yüksek bir GSMH’a ulaşamayacak. Ama hiç kuşku yok, herkesi ürküten bir hızla Dünyanın süper gücüne dönüştü. Etnik birliği ve üstün tarihsel geçmişinden duyduğu güvene saygı duyulmalıdır. Ülke nüfusunun 90%ı Han Çinlisidir ve bu kitle Dünyadaki en büyük saf ırksal-kültürel gruptur. Birçok yabancı şirketin dersini çalıştığı ulusal kültürel uyum bu dev pazara girmeyi zorlaştıran bir bariyerdir. Vahşi Doğu’da, Bolivaryan Ülkelerde ve Afrika’daki genişlemesi Çin’in kaynak gereksiniminin kanıtı olmalıdır. Bu gelişmeler arka plandaki büyük problemleri saklayamamaktadır. Derin bir otoriter rejim, zengin fakir arasında derinleşen uçurum, çevre kirliliği. Nüfusu hızla yaşlanıyor ve bu gelecek otuz yılın en önemli handikapı olacak.
18- Kauçuk Kuşağı
Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Filipinler, Tayland, Vietnam
Bu Ülkeler maden, tatlı su kaynakları ve gıda maddeleri açısından zengindir ama politik istikrarsızlık tamamının can sıkıntısıdır. Tamamı endüstrileşmenin ve ekonomilerini çeşitlendirmenin peşindedir. Malezya dışında kalan ülkelerin hepsinin kişi başı yıllık geliri düşüktür, ama bütün bu devletler geleceğin hızlı büyüyen ekonomileri olmaya adaydır.
19- Şanslı Ülkeler
Avustralya, Yeni Zelanda
Ekonomileri yeterince çeşitlendirilmiş olmasa da, kişi başı gelirleri Kuzey Amerika’ya yakındır. Göçler ve ortak Anglo-Sakson miras bu bölgeyi kültürel olarak Kuzey Amerika ve Birleşik Krallık ile bir araya getirir. Ancak konum ve emtia tabanlı ekonomiler yüzünden yakın bir gelecekte Çin ve muhtemelen Hindistan baskın ticari partnerler olarak tercih edilecektir.
Bu makale orijinal olarak Newsweek’te yayınlanmıştır.
Legatum Enstitüsü bu makale için araştırma sponsorluğu sağlamıştır.
Joel Kotkin NewGeography.com sitesinin şef editörüdür. Chapman Üniversitesinde Kentsel Gelecek araştırmalarında seçkin bir ekip lideridir. Londra’da Legatum Enstitüsünün destekçisidir. The City: Küresel Hikaye kitabının yazarıdır. Şubat 2010’da en son kitabı The Next Hundred Million: America 2050 yayınlanmıştır.