DÜŞ-ünü-YORUM

Yatağa bağlanmak!...

Yatağınızda hiç hareket etmeden kaç saat kalabilirsiniz?

 

Bir deneyin.

 

Ben uyku uyumadan yarım saat dayandım. Yarım saatin sonunda yatak bir işkence aletine dönüştü. Kaçarcasına uzaklaştım yatak odasından.

 

Peki, ondokuz yaşında yatağa bağlanmış ve o gün bugündür hiç kıpırdamadan on yıldır öyle yaşayan bir müzisyen olduğunu bilseniz.

 

Şaşırır mıydınız?

Ondokuz yaş.  Damarların volkan, kanın lav gibi olduğu dönemi bir gencin.

Ondokuz yaş. Önünde yaşanacak asırlar olduğunu düşünür o dönemde gençler.

 

Ondokuz ile yirmidokuz yaş arası.  Yaşanılası zamanlar. İnsanın kendisini evrenin odak noktası sandığı yıllar. Cıvıl cıvıl bir Dünyanın neşeyi,eğlenceyi ayaklara serdiği dönem. İnsanın geriye dönüp baktığında en çok özlediği bölümü hayatının.

 

Armağan Baysan 19 yaşında bağlandı yatağa.  Gümbür gümbür bir konser sonrası Kemer’den Antalya’ya dönüşte bin tane kolu ile yakaladı canavar Armağan’ı.  Kırılan kemikler, ezilen dokular,mahvolan sinirler bir yana, canavar hayatının geri kalanına ipotek koydu.  Ne hayal kaldı, ne umut…

 

Armağan girdiği karanlık tünelde,ancak o kavgayı verenlere tanıdık gelecek gözlerle sonsuz gibi gelen bir uzaklıkta da olsa hayat ışığını gördü. Bir kolundan Azrail geriye çekerken,annesi Ayşe Baysan diğer kolundan hayata çekti.

 

İnsan elinden çıkma takvimlere göre birkaç ay, Armağan ve Ayşe Baysan’a göre binlerce asır gibi gelen bir süre sonunda hayat kazandı. Bedeli ne olursa olsun yaşama tutunma içgüdüsü baskın çıktı.

 

Eğer yaşamak sadece nefes almaktan ibaret ise, Armağan yaşıyor. Anneye göre bu durum bile bir ödül kendisi için. Bu ödüle minnetini de Armağan’ın eli,kolu, gözü,kulağı,her şeyi olarak ödüyor oğlunu kendisine bağışlayana.

 

Yemek, temizlenmek, eğlenmek, hastalıklardan korunmak, kaslarını güçlü tutmak adına ne yapılması gerekiyorsa Anne yapıyor . Armağan bakışları ile teşekkürlerin en incesini ve en paha biçilmezini iletiyor Anneye her gün,her an.

 

Yaşayan bilir ,derler. Yaşayan dışında hiç kimse hissedemez hayatın Armağan’a biçtiği bu rolü. Hayal bile edemez.

 

 Tam 11 yıl.

 

Yatakta, ayağa kalkmak, koşmak,zıplamak, eğlenmek iradenize kilit vuran bir kıpırdama yasağına tutsak geçen tam 11 yıl. 

 

 Ben yılları saydım. Armağan o 11 yılın her gününü,her saatini, her dakikasını sayıyor. Sorsanız belki saniyesine kadar söyleyebilir size bu esaretin süresini. 

 

Kimbilir,bedenindeki atomların inanılmaz hızdaki hareketine bile egemendir bu kıpırdama yasağı. Nasıl bir savaştır bu beyin ile sinirler arasında.? Otoritesi sıfırlanmış bir beyin ve hareketsizliğe mahkum milyarlarca kas.

 

Dil bile konuşamamanın hücrelerinde tutuklu. Sözcükler bile göç etmiş ağızdan. Beynin derinliklerine kaçmışlar,  Armağan’ın Dünya’ya haykırmasına bile izin yok. Ancak sevginin hatları ile iletişim kurabilenler anlıyor mırıldandığı sözcükleri.

 

Armağan Baysan, en katı vicdanların bile alkışlamasını hak eden bir varoluş mucizesi olarak orada, bir metreye 2 metre yatakta, pis bir  ölüme karşı kazandığı Pirus Zaferi’nin dingin onuru ile baş başa.

 

Bir ziyaret ve bu kavgaya bir alkış ile insanoğlunun varolma iradesini selamlamak istersiniz belki.  Hayata tutunduğu halata bir iplik de siz eklemek istemez miydiniz?

 

Akıp giden yaşamda nice zaman müsriflikleri yapıyoruz,değil mi?

Yayın Tarihi
16.12.2007
Bu makale 1802 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
I am Armagan's cousin in the United States. I have lost touch with him and would like to get in contact with him. Can someone translate this article and send it to me? Can Mr. Gurkan help me get in touch with Armagan and his mother?

Aylin Acikalin Maklansky 06.01.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!