DÜŞ-ünü-YORUM

Türkiye-Ermenistan Milli Maçları

Geçmişin,toplumsal hafızamıza  yerleştirdiği bir barikatı daha yıkmaya var mısınız?

 

Ülkemizi ,Dünyanın en saygın Ülkeleri liginde bir basamak daha yükseltecek bir adıma hazır mıyız?

 

Türkler olarak, acılı bir sürecin ayaklarımıza taktığı ve her gittiğimiz yere sürüklemek zorunda kaldığımız bir prangayı parçalama fırsatını değerlendirmeye ne dersiniz?

 

Zamanı gelmedi mi?

 

5 Aralık 2007 tarihli Hürriyet?in spor sayfasında, son yıllarda gördüğüm en başarılı röportajlardan birisi yayınlandı. Esat Yılmaer ve  Celal Demirbilek?i kutlamak istiyorum.

 

Ellerine sağlık. Okudukça, barışın kazanacağına iman tazeledim. Yanıbaşımızdaki en uzak komşumuz Ermenistan?ın Futbol Federasyonu Başkanı Ruben Hayrapetyan Dünya Kupası kuralarında Türkiye ile aynı gruba düşmelerini yorumlamış.

 

 Röportajın her cümlesi, aradaki duvarın Ermenistan tarafına vurulan birer balyoz gibi.  Her ne sebeple olursa olsun, duvarın öte yanından bir el uzanıyor bu yana . Havada bırakmadan önce bir tutmak asaletimize yakışır bana göre.

 

Aklıma 1970lerdeki ABD-Çin yakınlaşmasının katalizörü olan Milli Masa Tenisi takımlarının karşılaşması geliyor. Bir müsabaka aradaki düşmanlığı tuzla buz etmiş ve Çin?i sistemin içine çekivermişti.

 

Türkiye?de ve Ermenistan?da yapılacak Ulusal Takımlar futbol maçları da aynı işlevi görür mü acaba?  Her iki ülkenin stadyumlarında Ermeniler ve Türkler kolkola,barış ve dostluk havası içinde birer maç izler mi?

 

İki doksan dakika ,yaklaşık yüz yıllık düşmanlık ağdasını eritir, buharlaştırıp havaya karıştırır mı? Her şey 180 dakika içinde olup bitmese de, yaşanacak bir bahar havası, bu ağdanın erime sürecini başlatır mı?

 

Neden olmasın?

 

Bana göre toplumsal duygu iklimi hazırdır bu sürece. Yumuşamaya en katı muhalefetin gelebileceği varsayılan siyasi grubun dahi karşı çıkacağını sanmıyorum. Zira mirascısı oldukları siyasi lider, rahmetli Alparslan Türkeş bu yumuşamanın peşine bundan yıllar önce bizzat düşmüş, süreci olgunlaştırmaya çabalamıştı. Türkeş?in Ermeni fikir adamları ile yaptığı görüşmeler arşivlerdedir.

 

 

 

 

Şimdi, bu girişimlerin ateşinin küllendiği  yere barış ve dostluk nefesini üflemek ve canlandırmak zamanıdır.

 

Yazılarımızın odak noktası Antalya olduğuna göre, Türkiye ? Ermenistan futbol maçları ile Antalya arasında ne gibi bir alaka vardır ki?

 

Çok ilgisi vardır. Antalya bu maçların yaratacağı gündemin tam ortasına konumlanacak sosyal ve ekonomik özeliklere sahiptir.

 

Türkiye?nin ilk Hoşgörü Bahçesi Antalya?dadır. Kitaplı üç dinin ibadethanelerinin yan yana,her türlü dogmatizme ve fanatizme karşı ayakta durduğu tek Kent Antalya?dır.

 

Dinsel fanatizmin kan gölüne çevirdiği Ortadoğu?da Dinler arası barışın bayraktarı Antalya, Uluslar arasında gelişecek bir  hoşgörü iklimini de ısıtabilir.

 

Çok da yakışır.

 

Yetmiş iki millete ev sahipliği yapma evrenselliğini yakalamış Antalya,  böyle bir öncülük ile, turizmine nasıl bir hava kazandırır acaba?

 

 Nasıl bir prestij okyanusuna açılır,tahmin etmek bile zor.

 

Bence hemen bugünden gerekli girişimlerde bulunmalı ve Türkiye- Ermenistan Ulusal Futbol maçının Antalya?da oynanması sağlanmalıdır.

 

Bu yetmez.

 

Maçlar öncesinde Ermenistan Milli Futbol takımının hazırlık kampına Antalya ev sahipliği yapmalıdır.  Hatta ,Antalyaspor ile bir hazırlık maçı ile Kent Milli maça hazırlanabilir. Çok değil,bundan iki yüz yıl öncesinin iki dost Milleti kamplar,hazırlık maçları ile olası kucaklaşma öncesinde bir kaç tokalaşma, omuz tutma ile kıvama gelebilir.

 

Unutulmamalıdır ki, emperyalistler Ortadoğu?ya o kanlı burunlarını sokmadan önce Ermeniler, Osmanlı nezdinde Teba-i Sadıka,yani sadık millet idiler.

 

Mutfağımızda,müziğimizde,  kültürümüzde o kadar çok ortak nokta var ki.

 

 Bizim bugün karikatürize ederek bir alay sözcüğüne dönüştürdüğümüz düdük,yani ortak kültürün o muhteşem enstrümanı duduk kadar yürek tellerini titreten başka bir enstrüman var mıdır?

 

Tribünlerde, o günlerde Antalya?da konaklayan turistler, Antalya?da yaşayan yabancı kökenli hemşerilerimiz de bu barış ve dostluk manzarasında kendi renkleri ile yer almalıdır.

 

 O maç, Antalya?nın evrensel bir yıldız olma yolculuğuna inanılmaz bir hız kazandırır.

 

O maç öncesinde,  Antalya Stadyumunda, kolonlardan zirve türkümüz Sarı Gelin?in Ermenice?si olan Sari Gyalin gümbür gümbür çalmalıdır.  Erivan?daki maçta da ,Sarı Gelin türküsü, insanların göz pınarlarının önündeki bütün bentleri yıkacaktır.

 

Biliyorum,inanıyorum ve hayal ediyorum.

 

Medya tribünlerinde, Avrupa?dan,Asya?dan,milyarlara yayın yapan dev TV kanalları, spor yazarlarının yaşanan tarihi anı tüm Dünyaya yansıttıklarını düşünüyorum.

 

Ürperiyorum.

 

Türk- Ermeni düşmanlığının en ateşli körükleyicisi diaspora?nın eli kolu böyle bağlanır ve işlevsiz bırakılabilir. Okyanus ötesindeki yaygaraları birer kuru gürültü olarak kalır.

 

Antalya çok tabuyu yerle bir etti bugüne kadar. Bir barış ve dostluk kenti oldu. Antalya konukseverliği, nice milyonların hafızasına ,Türklerle ilgili olarak tıkıştırılmış önyargıyı paramparça etti,nicelerini bu topraklara aşk ile bağladı.

 

Türkiye ile en uzak komşumuz arasındaki aşılmaz sanılan duvarların ilk tuğlasının yıkılması Antalya?ya yakışacak bir onurdur.

 

Diaspora ve emperyalistlerin,Türkiye?nin ak pak alnına sürdüğü isi silmek ve onurlu alnımızı ortaya çıkarmak yolunda böyle bir adımın gururu Antalya?ya çok yakışır.

 

Yeter ki kotarılsın. Yeter ki bu muhteşem adım tüm Dünyaya doğru yansıtılsın.

 

Antalya ilklerin Kentidir.

Yayın Tarihi
09.12.2007
Bu makale 878 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!