Hitap ve konuşma sekli; kültür, bilgi, zeka ve görgü meselesidir. Kişinin kültür yapısını, görgüsünü, karakterini yansıtır.
Telefon çaldığı an ve sonrası
Etkili bir telefon görüşmesi yapmak, başarmak için yolu yarılamak demektir. Etkisiz bir telefon görüşmesi yapmak, tanımadığımız, verebileceği zararı tahmin edemeyeceğimiz bir düşman kazanmakla eşdeğerdir.
İşletmenin hattı çaldığı anda bilmelisiniz ki, karşı tarafta meraklı, karar verme aşamasında, kıyaslama yapan, titiz, zor, uyumlu/uyumsuz, kararsız, mutlu/mutsuz herhangi bir insan olabilir.
Ama, sonuçta şunu unutmamalısınız; o insan ile konuşma tarzınız, maaşlarınızı aldığınız işletme hesabına yatacak paranın yönünü belirleyecektir.
Ya kazanacaksınız, ya kaybedeceksiniz.
İşletmelerin dış dünya ile bağlantısı santralde başlar, orada biter. O ilk temas anında insanlar sizi ve dolayısı ile işletmenizi ya sever, ya kızar.
Telefon başına oturduğunuzda;
Sakin ve dingin bir ruh hali içinde misiniz?
Yaşamış olabileceğiniz sıkıntıları silip attınız mı?
Uykunuzu aldınız mı?
Neşeli misiniz?
Pozitif misiniz?
Derin ve doğru nefes alıyor musunuz?
Misafir odaklı mısınız?
İşletmenize aşk ile bağlı mısınız?
Odanız temiz ve havadar, masanız düzenli mi?
Bakımlı mısınız?
Kendinizi seviyor ve saygı duyuyor musunuz?
Eğer sorulara cevabınız evet ise, işletmeniz ile dış dünya arasında harika bir duygusal ilişkinin çöpçatanı olmak için hazırsınız demektir.
Bir tane ve kolay silinemeyecek ‘ilk izlenim’ vardır.
Bir misafir işletmeniz hakkında bilgi almak, rezervasyon yaptırmak için otelinizi aradığı an en kritik andır. Tatilinin nasıl geçeceği sorusunun en etkili cevabını bu görüşmede alacaktır. İşletmenizin ruhu hakkında ilk izlenim bu görüşmede oluşur
Unutmayın! Sadece bir tane ilk izlenim vardır. Olumsuz başlayan bir görüşmede karşı taraftan özür dileyip “ lütfen kapatın ve tekrar arayın, bu kez olumlu bir izlenim edineceksiniz” demek şansınız yoktur.
Siz o telefon çaldığı anda işletmenizin elçisi, yöneticisi, patronu, her şeyisiniz. Size sorulabilecek soruları tahmin edemezsiniz. Bu sorulara bir sınır da koyamazsınız. Her soruya hazır olmalısınız. Bu da ancak işletmenizi bütün özellikleri ile tanımanız halinde mümkün olabilir.
Öfkeli, kırgın, üzgün, şaşkın, belirsiz bir ruh halleri olabilir. Unutmayın, o duyguların hiç birisi size yönelik değil. Asla kişisel olarak algılamayın. Aksi halde aynı duyguları siz de karşı tarafa yansıtabilirsiniz.