Ortak planlı tatbikat!

Suriye tarafından düşürüldüğü "iddia edilen" uçağımız konusunda akıl almaz siyasi, resmi ve de askeri yalpalamalar devam ediyor. Benim başım döndü. İnsanın, "madem ki bir olay çıkaracaktınız, bunun arkasını önünü iyi hesaplayarak ve açıklamaları ağız birliği ile yapsaydınız" diyeceği geliyor...
 
Dünya alemin maskarası olduk. Mesela İngiliz The Guardian gazetesi Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ı sarf ettiği sözlerinden dolayı açıkça alaya aldı.
 

***
 

Bu konuda gerçekler inkar edilemez kadar sabit olursa halimiz, daha doğrusu iktidarın durumu ne olacak. Herhalde bir tevil yolu bulurlar. Sonunda şöyle veya böyle, olan aslan gibi iki pilotumuza oldu. "Füze ihtimali" ortadan kalkarsa uçağımız "yukarıdan" verilen talimatla, Suriye semaları ve kara sularını ihlal ettiği için, Suriye uçaksavarları tarafından vurulmuşsa, sonunda resmen "pilotaj hatası" deyip suçu pilotlara yükleyebilirler de! Ama iş orada biter mi? Milletimiz bu kadar da vurdumduymaz olamaz. Ve bunun hesabı bugün değilse, yarın sorulur...
 
Deniz dibi araştırma gemisi Nautilus, pilotların naaşlarını ve uçağın enkazını bulmak için bölgeye alelacele getirtilmişti. Gemideki sualtı uzmanları, pilotlarımızın naaşlarını çıkardılar. Şehitler toprağa kefensiz verilmediği için Allah onlardan razı olsun.
 
Ancak gemi ve uzmanlar işlerini tamamlamadan, getirildikleri gibi alelacele geri gönderildi. Halbuki bu konuda daha yapabilecekleri çok şey vardı. Enkazın diğer parçalarını da bulup çıkartabilselerdi, "füze" veya "uçaksavar" muamması da çözülebilirdi. Gemi fazla pahalı mı geldi, yoksa akla fesat düşünceler geliyor. Acaba yetkililer, daha fazla detaylı delil bulunmasından ve iddialarının çürütülmesinden mi çekindiler?
 
Herhalde gemi sahipleri ve uzmanlar, bu olayda hükümetin ve Genelkurmay'ın söylemlerine ortak olmak da istemezler. Ne de onlarla ters düşmeyi isterler! Ne var ki bu dünyada hiçbir şey sonuna kadar gizlenemiyor. Birileri bugün olmazsa yarın, muhakkak konuşurlar ve gerçekleri ifşa ederler
 
Herkesin ağzı torba değil ki büzesiniz!..
 

***
 

İktidarın daha vahim yalpalamaları Kürt sorunu konusunda... Şimdi sorunu çözmek için yeni bir "plan" yeni bir açılım üzerinde çalışılıyormuş!
 
İyi haber alan çevrelere göre "plan" şöyle:
 
Kürtlerle, Kürt sorunu konuşulacak. Yani halkın PKK'dan bıktığı ve Kürt sorununun PKK sorunu da olduğu, halkın PKK'nın rehini olarak kalmaması için sorunun çözümünde PKK devre dışı bırakılacak.
 
"Kürt sorununun çözümünde sivil siyaset kanalı dışında hiçbir kanala itibar edilmeyecek, kullanılmayacak. Bu amaçla doğrudan halk muhatap alınacak ve sivil siyaset kanalıyla çözüm aranacak. Güneydoğu'da ve diğer bölgelerde yaşayan Kürt vatandaşlar, PKK ve KCK'nın baskısından kurtulacak." Yani hükümet, Kürtlerin taleplerini PKK ile değil tüm Kürtlerin temsilcileri partilerle konuşurum ona göre planlar geliştiririm diyor.
 
PKK ile PKK sorunu konuşulacak...
 
Plana göre "PKK, silahlı eylemlere devam ettiği sürece silahlı mücadele devam edecek. PKK ile bir daha görüşülecekse bu ancak silah bırakması için olacak. PKK silahlarını Türkiye'ye teslim ettiğinde, yargısal sorumluluğu olmayanlarla nasıl bir prosedür uygulanacağı belirlenecek."
 
 "Plan" kağıt üzerinde, teorik olarak güzel de tatbikatı nasıl olacak. Kürt sorunu PKK sorunundan nasıl ayrılacak. Hem PKK- silah BDP'lilerin ve tüm bölücülerin "sigortası" değil mi?.. Bu sigortadan vazgeçerler mi? PKK'nın Kürt halkını rehin tuttuğu doğru da PKK, "dağdan" inmekten kolay vazgeçer mi? Bakın AKP Van milletvekili Ensarioğlu, PKK ile görüşmek şart diyor!..
 
Erdoğan ise önceki gün Van'da "PKK teröristleriyle asla müzakere" edilmez dedi. Ama Oslo'da görüşüldü ve şimdi hala bir yerlerde konuşuluyor. "Bir taraftan mücadele öte taraftan müzakere", Erdoğan'ın akıl almaz formülü!
 
 Genel olarak şu sırada söyleyeceğim şu: Bizde plan, ABD de projeler çok ama bölücülerin "planlı tatbikatları" daha çok ve devam ediyor. Hükümet "planlar ve açılımlar" arasında bocalarken, onlar değişmez hedeflerine doğru "emim adımlarla" ilerliyorlar.


 ***
Azrail ve PKK durmuyor. Terör eylemleri durmuyor. Diyarbakır'da sözde milletin, aslında PKK'nın vekilleri BDP'nin tahrikleriyle arbedeler yaşandı. BDP'liler devlete, devletin Valisine meydan okudular. Açıkçası iç savaşı tahrik ediyorlar.
 
 Evet bu konuda yazacak çok şey var ama ben yorgun düştüm. Siz okuyucularımdan izin istiyorum. Allah kısmet eder, ömrüm de vefa ederse izin dönüşü yazılarıma devam edeceğim.

Yayın Tarihi
18.07.2012
Bu makale 10112 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!