Gülistan Cumhuriyetinde

“Kokuşmuş şeyler” oluyor Abdullah Gül’ün “Gülistan Devletinde”! Başbakanın “Erdoğanistan”ında; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin, bütün kurumları, gelenekleri, törenleri, bayramları, önceden tasarlanmış bir plana göre tahrip ediliyor, kaldırılıyor.
Eğitim Bakanı ("Milli" diyemiyorum) Ömer Dinçer, Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluş Mücadelesini başlatmak üzere Samsun'a çıkışının yıldönümü törenlerini kısıtlamak talimatını verdi. Törenler sadece Ankara'da yapılacakmış ve diğer illerde de kısıtlı olacakmış.
“Güneş ufuktan işte böyle batar” demiş.
Ve bunu Ömer Dinçer’in Atatürk'e ve Atatürkçülük hususundaki malum “hassasiyetine”(!), işgüzarlığına atfetmiştik! Meğer, emir büyük yerden, yerden, Atatürk'ün Çankaya'sının sakini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’denmiş. “İyi şeyler olacak” demişti, bu da herhalde bunlardan olacak… Gül’ün talimatı üzerine, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim kutlamaları da yeniden düzenlenecekmiş. Bütün resmi bayram kutlamalarında köklü değişiklikler, “ayarlamalar” yapılacakmış.
Gerekçeler, bahaneler ileri sürüyorlar; Önce bu anlamlı törenlere “ritüel”, yani “âyin” benzetmesi yapıyorlar. Günlük hayatı aksattığından öğrencilerin derslerine engel olduğundan söz ediyorlar. Ama, zırva tevil götürmüyor. Bunlar bugüne dek engel olmadı da tam şu sırada neden ortaya çıkarıldı. Herkes sersem kör değil, amaçları malum: "Gülistan Devletinde" Atatürk'ü ve devrimlerini unutturmak istiyorlar. Ve kendi cemaat “ayinlerini” yerleştirmek istiyorlar. Evet, gerekçeler, bahaneler malum ama asıl amacı gizlemek mümkün değil. Hocanın dediği gibi haydi gürültüyü kılıfına uydurdunuz da pis kokuları nasıl gizleyecekler!
***
Erdoğan’ın deyimiyle “olacak olanlar, olamaz” dediklerimiz hep olmakta! Sırada, CHP Milletvekili Muharrem İnce’nin dediği gibi “10 Kasım düzenlemeleri" var: Anıtkabir'in yıkılması da! Daha önce Cumhuriyet Bayramı ve 30 Ağustos geçit resimleri törenleri kaldırıldı. Van depremi işlerine yaradı!
***
Önceki bir Eğitim Bakanı, Nimet Çubukçu da okullardaki Cumhuriyet andını kaldırmıştı. Şu sırada en önemli ve anlamlı olan "Ne Mutlu Türküm diyene" ile noktalanan o ant artık okullarda okunmuyor! Ve gene şu sıra, öğrenciler Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından “Vatikan örneği", Mekke'ye Umreye götürülecekmiş. Cumhuriyetin kıblesi mi değişiyor?
***
Gerekçelerin başında, törenlerin, anmaların, ritüellerin, “Askeri Dönem” vesayetinin eseri olması var. Oysa, bu Cumhuriyet gelenekleri. Türk tarihinin muhteşem bir dönemi olan Osmanlı Devletinin “çöküş dönemindeki” cehaletten kurtulmak için, Reşit Galip, Mustafa Necati ve Hamdullah Suphi gibi gerçek “Milli” Eğitim Bakanları tarafından, Atatürk'ün “Türk, övün, güven, çalış” direktifleriyle, okullarda yerleştirilen, Cumhuriyet törenleri… Evet "ayinler" idi ve bunlar 77 yıl görev yaptı. Genç kuşaklara Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini aşıladı. Şimdi ise, "Gülistan Devletindeyiz"!
***
Bu törenler, kutlamalar, malum çevreleri, 2. Cumhuriyetçileri öteden beri rahatsız eder. Nazik yerlerine batar. Geçit resimlerinin askeri olmasından rahatsızdırlar!
***
Durum hafife alınmayacak kadar ciddi anlamlıdır. Cumhuriyete, yürekten bağlı kişiler ve kurumlar ayaklandı!
Harp Okullarının yıllık törenlerinde “Mustafa Kemal” denince hep bir ağızdan “İçimizde, burada” diye cevap verilmesi de kaldırılmıştı…
Bakalım "İç Hizmet Kanunu"ndaki ibare kaldırılsa da "Cumhuriyeti korumak ve kollamak" da artık yasa gereği olmasa da, gönüllü olmaları gerekenler, bu “iptallere” nasıl tepki gösterecekler? Ve bakalım; Türk gençleri ne yapacaklar! Onlar da Umre'ye mi gidecekler? Fenerbahçe için eylemlere devam mı edecekler? Yoksa, Mustafa Kemal’i, şu sıra bir daha dinlemek için, Bursa’ya mı gidecekler?

 

Yayın Tarihi
17.01.2012
Bu makale 4434 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!