Cehennemden cehennem, zindandan zindan beğen (2)

27 Mayıs darbesinin adalet mercii ve sahnesi “Yüksek Adalet Divanı” idi. Duruşmalar radyolardan yayınlanırdı. Ama bir de halktan özenle saklanan Yassıada zindanı-cehennemi vardı. O, Bizans’tan kalma zindanda zamanın tabiriyle biz “düşükler” en zor şartlarda aylarca yattık. Orada ailelerimiz ve dış dünya ile irtibatımız kesilmişti. Gazete ve radyo yasaktı. Bu durumda dedikodular, rivayetler gırla gidiyordu. Nasılsa gizlenmiş el radyolarından duyulan haberler, koğuştan koğuşa ve havalandırmalarda paylaşılırdı. Çocukların telefon oyunlarında olduğu gibi kulaktan kulağa değiştirilerek abartılırdı. Mesela; adanın havaya uçurulacağı şayiası bile çıkarılmıştı. Habersizlik ve belirsizlik işkencelerin en kötüsüydü...

SAYIN YOK 'DÜŞÜK' VAR!

Resmi çevreler ve zamanın medyası bize “Düşükler” diyordu. Bize gelen sansürlü mektupların üzerinde “Sayın” Altemur Kılıç denmişse, “Sayın” kelimesi çizilir yerine “Düşük” Altemur Kılıç yazılırdı. Bu sırada Ankara’da ilkokul öğrencisi olan kızım, öğretmeni tarafından tahtaya kaldırılmış ve “düşük kızı” diye teşhir edilmiş... Kızım bunun travmasını yıllar boyu üzerinden atamadı.

52 yıl önce Yassıada cehennemi ve zindanı idi. Şimdi yıl 2012 ve Silivri var.

PARDON MU DENİLECEK!

Hayat şartları koca generallerle, meslektaşlarımız ortak leğenlerde çamaşır yıkatsa da, Adalet Bakanı’nın gösterdiği yaşam, sağlık, gıda ve bazı şartları iyi. Fakat ya manevi şartlar? Mesela sevgili Mustafa Balbay’ın çocuklarının yıllar sonra bile kurtulamayacakları ruhi travmalar!.. Benim kızımın yaşadıkları, bunların yanında hiç kalıyor.

Ve yüzlerce tutuklu ailelerinde yaşanmakta olan trajediler. Onlara sonunda eğer adalet tecelli ederse belki aklanacaklar. “İlahi adalet” daha önce gelmezse! Fakat bu yıkılan hayatlar nasıl onarılacak ve bu mağdurlara kaybettikleri nasıl iade edilecek?

 

YATANLA ÇEKEN BİLİR

İleride muhakkak bu dönemler konusunda araştırmalar yapılacak, kitaplar, romanlar, piyesler yazılacak, filmler, diziler yapılacak. Malzeme çok! Ama yazmakla tarif edilemez bu acılar. Yatanla, eziyet çekenler bilir. Şimdi Silivri’de, Hasdal’da, Metris’te yatanlar bu acıları fiilen yaşamaktalar.

 

... VE KAÇINILMAZ SON!

27 Mayıs Darbesini yapanların sonu ne oldu, Yassıada yargıçlarına ne oldu? Hiç de “yüksek” ve “adil” olmayan mahkemenin o zaman el üstünde tutulan ve sanıklara “Sizi buraya tıkan kuvvete sorun” diyen Salim Başol’u birkaç yıl sonra Ankara’da bir durakta elinde market torbası, otobüs beklerken görmüştüm. Makamlar sonunda kimselere kalmıyor!..

Yayın Tarihi
29.05.2012
Bu makale 9113 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!