28 Şubat komploları

Sanki birileri -senaryo yazarları- Türkiye’yi karıştırmak ve akıllarımızı şaşırtmak için eski Yunan tragedyalarında olduğu gibi yakın tarihimiz hakkında öylesine yorumlar yapıyor, komplo teorileri üretiyorlar ki... Ancak Yüce Allah sonunda bu lanete son verebilecek...
Önceki gün 28 Şubat; TSK’nın, “Milli Görüş” kisvesi altında şeriat devletinin gittikçe artan ayak sesleri üzerine yaptığı müdahalenin -balans ayarının- 15. yıldönümü idi.
***
Bu müdahaleyi zamanında alkışlayanların, “ayar, demokrasiyi hızlandırdı” diyenlerin çoğu, birkaç yıldır fakat asıl bu yıl, daha yoğun ve jeopolitik olarak üzerinde türlü komplo teorileri üretiyorlar. Yandaş, liboş medyada yine feryatlar yükseliyor, propaganda mekanizması olanca hızıyla çalıştırılıp, beyinler yıkanmak isteniyor.
Olayın yakın tarihimizde bir ayraç, dönüm noktası olduğu ve sonraki gelişmelere yol açtığı doğru da AKP cenahından bu ayarın; AKP’nin yolunu kesmek için yapıldığı veya aksine AKP’nin iktidara gelmesini sağladığı CIA’nın, -Amerika’nın- Büyük Ortadoğu projelerine uyduğu yorumları çok aşırı kaçıyor.
***
Sağlık ve Devlet eski Bakanlarından Rıfat Serdaroğlu; bu teorilerin Başbakan Erdoğan’ın sağlık durumunun kamuoyundan ısrarla saklanması, dış konjonktürün ’Ilımlı İslam Projesi’ni hızlandırma kararı alması, zorunlu eğitimin parçalı olarak 12 yıla çıkartılıp, Cumhuriyetin laiklik ilkesine ve Atatürk devrimlerine açıkça savaş açılması, yıllarca susup ulus devlete karşı pusuya yatanların cesaretlenmelerine denk düştüğüne işaret etmiş...
Öyle ya Erdoğan “balans ayarının” yolunu açmasından herhalde memnun ama balans ayarının yolunu -şeriat devletinin yolunu- kestiğinden şikayetçi.
Maalesef bazı sözde Atatürkçülerin de 28 Şubat yorumları en azından ikircikli! Ben, MHP Genel Başkanı’nın “Milli Görüş”ü savunmasına şaştım. “Milli Görüş” nasıl bir milli görüştü ve eğer başarılı olsaydı devlet ne kadar “milli” olacaktı?
Aslında fırsattan istifade “darbe” diye TSK’ya yine saldırmak fırsatını buldular. Oysa ordu ve komutanlar; TSK’nın o zaman geçerli yasal görevi olan “Cumhuriyeti korumak, kollamak” görevini yapmıştı. Eğer görevini yapmasaydı, bugün nerede olurduk?
Cevabı: “Ne mutlu Türküm diyene” vecizesini ilkellik olarak nitelendirenler -Anayasa Mahkemesi’nce- laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için partileri mahkum edilen birileri, daha önce iktidar olurlardı.
***
28 Şubat nedir, balans ayarı neden yapılmış, tanklar neden yürümüş ve Erbakan neden istifaya mecbur olmuştu; beraberce bakalım...
28 Şubat öncesinde dini cemaat liderleri iftar yemeği için, son model Mercedes otoları, şoförleri, korumaları ve göbeklerine kadar sakalları, sarık ve şalvarlarıyla Başbakan Erbakan tarafından Başbakanlık Konutu’na davet edilmişlerdi...
Sincan’daki toplantıyı, Kaddafi’nin çadırındaki sohbeti ve diğer ayrıntıları hatırlayalım...
Şimdi; 28 Şubat ve ordu kınanıyorsa ve bu da revaç buluyorsa, maalesef Türklerin hafızası hakikaten “nisyanla malul” demek. “Unutmak ezeli şifadır” derler ama hele milli meselelerde “unutmak büyük ve ölümcül” bir hastalık...
Yayın Tarihi
03.03.2012
Bu makale 4785 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!