Denktaşlaşmak- Dinkleşmek

Merhum Rauf Denktaş’la (toprağı bol olsun) Hrant Dink’i karşılaştırmak, adlarını bir arada telaffuz etmek, yazmak ağrıma gidiyor ama ikisi hakkında yapılmakta olan yorumlar mukayeseler beni mecbur ediyor… Ölüleri hayırla yad etmemiz gerekse de Dink, artık kafamıza dank, canımız tak etti. Boynumuza, değirmen taşı gibi asılı kalacak, ölüsü Ermenilere dirisinden fazla hizmet edecek!
Denktaş’ın daha kırkı dolmadan malum birileri, onunla Dink’i mukayese etmeye yelteniyor. “Denktaşlaşmaktan” söz ediyorlar. Keşke hepimiz, Denktaş gibi olabilsek!
Fakat asıl, bir de “Dinkleşmek” var… Dink suikastından sonra başlayan "Hepimiz Dinkiz, hepimiz Ermeniyiz" avazeleri, Dink davasında karar “istenildiği gibi” çıkmadı diye, bu sefer çok daha kapsamlı ve coşkulu sokaklara döküldü.
“Karar” kimseyi, Başbakanı, hatta onun yardımcısı Arınç’ı tatmin etmedi. Suikastın arkasında bir "örgüt", "derin devlet" olduğu  delillerle ve belgelerle sübut olmadı. Mahkeme Başkanına kızıyorlar ama o da, içi rahat olmasa da, yeterli delik olmadığı için bu kararı vermeye mecbur olmuştu… Ne yapsaydı? Başka Yargıçlar gibi, "karakuşi" hüküm mü verseydi? Herhalde bu karar yıllar boyu ağızlara sakız olacak!
Yıllardır Ermeni iddialarıyla, Ermeni Diasporası, içeride ve dışarıdaki destekçileriyle, Sarkozy ile mücadele ederken, Dink’in ölümüyle, "Ermeni soy kırımı yapıldı" iddialarına bir “sembol” bulundu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, durumdan "işgüzarlık", kendisine siyasi rant çıkardı: Şişli'de “Hrant Dink” anıtı dikecek. Ve siz, sembolizme bakın:
Suikastın "Ergenekon" örgütü tarafından yapıldığı da iddia ediliyor ya; “Ergenekon” caddesinin adı “Hrant Dink” olacakmış. Şişli'deki “Hrant Dink anıtı”, Erivan'daki gibi “Ermeni Katliamının" simgesi olacak…
***
Hayrettir: Dink davası kararına karşı gösterilen tepki ve öfke eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanma kararına karşı göstirilmiyor!
***
Ve Denktaş'la Dink’in kıyaslanması rezaleti… Rauf Denktaş; hakiki bir milli kahraman! Dink kim? Toprağı bol olsun, ölümünden sonra dinimiz gereği,  hayırla yad etsek de "Damarlardaki zehirli Türk kanı" diye yazmış, Ermeni davasını AGOS gazetesinde sürdürmüş bir yazar. Ama gene de, öldürülmesi gazetecilik mesleğine ve insanlığa karşı bir cinayettir. Ne olursa olsan tasvip edilemez, telin edilir! Fakat abes, ayıp ve acı olan, Dink'in öldürülmesinin 5. yıldönümü ile Denktaş’ın vefatı aynı zamana gelince, Denktaş'la Dink'i mukayese etmeye kalkışmak! Hep abeslerle iştigal eden Ali Bayramoğlu’nun yazısı bu terbiyesizliğin örneği!
***
Dink davasında "tahkir kararı"nın açıklanmasından sonra, Dink ailesi, dostları, avukatları hep beraber Beşiktaş'tan Şişli'ye yürüyorlarmış. Ali der ki: "Devlet ve siyaset Lefkoşa'da yürüyor, biz İstanbul'da yürüyorduk…"
Karşılarına caddeyi boydan boya kesen dev bir afiş çıkmış… Üzerinde, "Ulusal Kahramanımız Denktaş…" yazıyor. Kol kola girdiği Cengiz Çandar ve Cengiz Aktar'a “mırıldanmış”: "Bugün Hrant'ı tekrar öldürdüler, Denktaş'ı ise devlet töreniyle gömüyor, kutsuyorlar!"
Bayramzade, hatırlatıyor: "Denktaş, 'Talat Paşa Komitesi'nin başkanıydı. Bu komite Türkiye'deki Perinçek gibi 'ulusalcı fedailer'in örgütüydü, ülkenin demokratikleşme, tartışma, yüzleşme çabalarına bir meydan okuma aracı olarak kurulmuştu ve eylemler yapardı. Ahmet Altan yazmış, devlet töreniyle, yüce Türk olarak toprağa verilen Denktaş, yaşlı ve hasta olmasaydı, Ergenekon sanıklarından birisi olabilirdi. Arkasından yürüyen siyasetçilerin devrilmesinden medet uman, devrilmesine çaba gösteren birisiydi… Denktaş'ın kendisinin de, politikasının da, kurduğu siyasi bahçenin de doğrudan 'özel harekat' yapısı ve mantığıyla ilişkisi vardı. TMT, Genelkurmay Özel Harekat Dairesi'nin kurduğu ilk örgüttü. Bu örgüt yıllar içinde, ortalık keskinleşsin diye kendi insanlarını, kendi camilerini bile hedef almıştı…"
Bu kadar terbiyesizliğe, Dink'i göklere çıkarırken rahmetli Denktaş'a böyle sövmeye “pes” bile denemez. Böylesine Türkler oldukça Ermenilere yabancı düşmanlara iş kalmıyor!
***
“Ben Hrant Dink” değilim, Ermeni hiç değilim; “Türküm” ve adımla sanımla "Altemur Kılıç"ım! Denktaş'ın arkasından ağlarım. PKK ile mücadelede verdiğimiz şehitlerimizin, ASALA'nın kıydığı insanlarımızın arkasından çok göz yaşı döktüm. Dink'in arkasından timsah gözyaşları dökemem! Allah günahlarını affetsin, toprağı bol olsun. Rahmetli Denktaş, milletinin bağrına, vatan topraklarına gömüldü: Mekanı muhakkak cennettir!


 

Yayın Tarihi
22.01.2012
Bu makale 4420 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!