DÜŞ-ünü-YORUM

Mustafa Bey, Elinizde Kültür Terazisi mi var?

“Emir Kusturica'nın Türkiye'ye gelişiyle, dünden başlayarak bugüne kadar devam eden ve kendilerini üzen bazı olaylar olduğunu ifade eden Akaydın, ''Altın Portakalımıza siyaset bulaştırılmak istendi. Kültürden sorumlu gibi gözüken, ama bence kültürsüz bazı insanların ve bazı siyasi provokatörlerin kışkırtmasıyla karşı karşıya kaldık. Ben bir kez daha bu insanları ayıplıyorum'' dedi.

 

Bu sözler bebelere ninni mi peki? Ya da rüya tabirnamesi mi?

 

Siz, Altın Portakal Şenliğini siyasi bir amaçla düzenlemiyor musunuz?  Bu festival, bir anlamda, sizin ve temsil ettiğiniz hareketin boy gösterisi değil mi?

 

Kaldı ki, bundan böyle siyasetin her alana bulaşmasına alışsanız iyi olur. Siyaset sahnesine halk geliyor artık. Bu işler, toplum terzilerinin, halka kafalarına göre elbise dayattıkları işler olmaktan çıkıyor.

 

Mustafa Bey,

 

19 aylık pratiğinizi bilmesek, ağzına siyaset sözcüğünü almadan şantiyeleri, caddeleri, semtleri gezen, sadece belediyecilik yapan bir başkan var sanacağız. 

 

Türkiye türban sorununu tartışır, siz eksik kalmazsınız…

 

Türkiye Kürt sorununu masaya koyar, siz hemen mikrofonlara koşarsınız…

 

Siz, korkarım kendinizi hala üniversite kürsüsünde sanıyorsunuz. Dersinizde mavra yapan öğrencileri azarlar gibi ayıplıyor, kınıyor, kızıyorsunuz.

 

Siz kime kızdığınızın farkında mısınız? Bizler, bu halk, sizin fakültedeki asistanlarınız, talebeleriniz miyiz? Ya da, ait olduğunuz politik/sosyal yapıya emir komuta zincirinde bağlı bir müritler tümeni mi?

 

Belki siz farklı algılıyor olabilirsiniz, sizin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bizim karşımızdaki konumunuzu bir kez de benden duyun; bir ferdi olduğum Antalya halkı size bir görev verdi. Yani dedi ki;

 

“Hemşerim, benim işim gücüm var. Zaman ayıramıyorum. Eğer zamanın, gücün, niyetin var ise benim caddelerimi temizle, çöplerimi al, yollarımı asfaltla, evimin suyunun akmasını sağla.”

 

İnanın hemen hepsi bu, başka bir şey yok. Bundan ötesini siz vehmediyorsunuz. Bu görevlendirmenin bedeli, size, sizin politik düşüncelerinize biat etmek değil, abartmayın.

 

Mustafa Bey,

 

Her bilim adamı toplumu herkesten daha iyi okuyacak, topluma neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğretecek diye bir kural hiç olmadı, olmayacak da…

 

Lekum dini kum veliyeddin… Bu, din konusunda söylenmiş bir söz… Sizin dininiz size, benim dinim bana…

 

Bunu hayata uygularsak, sizin doğrunuz size, benim doğrum bana…

 

 

Hayat, yeryüzünde ne kadar insan var ise, onların hikayelerinin şekilsiz, sınırsız, anlaması zor bir toplamıdır. Tam da bu nedenle kendisinde ‘hayatın ve toplumun mühendisi’ olmak gibi bir misyon vehmeden herkese külahı ters giydirir.

 

Bir insanın, festival galasında ayağa kalkıp, kimseye zarar vermeden, şiddet kullanmadan, yüksek sesle itirazlarını seslendirmesi de, bu anlaşılmaz hayatın içinden, özgürce bir gelişmedir.

 

Asıl, olmaması garip kaçardı. Antalya’nın tek tipleştiği ve aykırı olma özelliğini kaybettiği anlamına gelirdi.

 

Olağan olmayan ise, bu kimseye zarar vermeyen çıkışı ‘ provokatörlük’ olarak suçlamak ve itirazlarını seslendiren herkesi ayıplamak, yakışıksız ifadeler kullanmaktır.

 

Mustafa Bey,

 

Kültür meselesine değinmeden bitirmeyelim. Kültürden kastınız bira fıçısı patlatmak ve sesi Döşemealtı’ndan öteye varmayan Film Şenliği ise, siz haklısınız. Kültür ve Turizm Bakanı ile sizin kültür algınız örtüşmez.

 

Ama, evrensel kültürden bahsedecek isek, bu kavram, çok daha insana dair, çok daha barışçıl, çok daha renkli, tarihsel derinliği olan değerlere tekabül eder. Farklılıkları, ötekileştirme nedeni olarak değil, zenginlik olarak görür.

 

Velhasılı kelam Mustafa Bey, siz ‘kültürsüz’ dersiniz, ben ‘Kültürün Başındaki’nin bu yıl Sümela’da binlerce Ortodoks misafirin huşu içinde ibadetini yapması ve Trabzon halkı ile kucaklaşmasındaki çabalarına alkış tutarım.

 

Sizin ‘kültürsüz’ dediğinizin, bu yılın Eylül ayında, binlerce Ermeni’nin, Akhtamar’da gözyaşları içinde ibadet edebilmesini ve Türkiye’ye teşekkür etmesini sağlayan isimlerden birisi olduğunu hatırlarım.

 

Sizin ‘kültür’ünü tartmaya kalkıştığınız insanın, hemşerimiz, Bingöl doğumlu, ünlü Amerika’lı yazar William Saroyan’ın bu şehirdeki evini bir müzeye çevirme önerisine şapka çıkartırım.

 

Zaten, ancak böyle bir Bakan, İttihatçı geleneğin Türkiye’yi zindan ettiği Rumları ve Ermenileri tekrardan bu topraklar ile barıştırmak için bu kadar çaba harcardı.

 

Ve ben bunları alkışlarım… Hangi siyasi harekete mensup olursa olsun alkışlarım.

 

Benden bir dost tavsiyesi, siz siz olun, bir daha Kültür ve Turizm Bakanı’nın kültür ile ilişkisini tartmaya kalkışmayın. Sizin terazinizin gramları Ertuğrul Günay’ın kültür birikimini tartmaya yetmez. Ol nedenle, birilerinin kültürüne laf ederken birkaç kez düşünmekte yarar vardır.

 

Burada, Sayın Bakan’ın siyasi aidiyetini hiç dikkate almıyorum, beni ilgilendirmez de…

 

İnsan ve Bakan olarak Günay’ın hakkı Günay’a…

 

Bunları yazdım diye sizin ‘ötekiniz’ mi olurum, ‘ Aaa, bu da o taraftanmış’ mı derler, inanın umurumda değil. Bana göre zaten o taraf, bu taraf da yok. O, birilerinin klasik ‘cambaza bak’ numarası. Türkiye yıllardır kendisine dayatılan düşman senaryolarını, iç tehdit numaralarını yemiyor artık.

 

 

Yayın Tarihi
14.10.2010
Bu makale 8519 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Tekrar soruyorum, AKP'li belediyenin çağırdığı Kusturica makbul bir sanatçı olarak kabul görürken nasıl olur da CHP'li bir belediye konuk edince "tu kaka" olur ve kültürlü Kültür Bakanı da onu protesto eder? Soru budur. Verdiğinizi söylediğiniz yanıtınız ise, çok uzaklara giderek bu "sade" sorudan kaçmaktadır. Bir kez daha düşünün derim... Bakanın bu tavrını eleştirecek misiniz yoksa onun başka iyiliklerinden bahsedip görmezden mi geleceksiniz. Kaldı ki sizin bakanın "iyilikleri" dedikleriniz de ayrıca tartışılmalı. Kilise restorasyonları, belki bilmezsiniz, en doğru ve kapsamlı bir şekilde erken Cumhuriyet döneminde yapılmıştır, şov için değil, efendilere yaranmak için değil, kültür için... Kültürlü Bakan da bilir bunları ama bilmezden gelir. Siz de bir zahmet öğrenin...

kamil şaşmaz 22.10.2010

Tebrikler. Bir haftadır süregelen yerli yersiz tartışmalara günün deyimi ile "kapak" olacak bir yazı olmuş, ellerinize kaleminize sağlık. Ayrıca; sesi Döşemealtını geçmeyen yedi milyon bütçeli bu organizosyon bütçesini yarıya düşürerek, mesela, hizmet binası tamamlansa ne olurdu ?

mehmet ali şenses 16.10.2010

Kusturica iyi bir yönetmen olabilir.İyi bir müzisyen de olabilir.Ancak yirmi yıl kadar önce yönettiği "Çingeneler Zamanı" filminin kahramanı "Perhan" “Bosna’da Sırplar tarafından tecavüze uğrayan kadınları, öldürülen çocukları gördükçe içim acıyor, yüreğimin en derin yerinden dünyanın her yerinde ve her çağındaki 'ötekiler' için, yalnız gecelerimde ağlıyordum.” demişti.Bunu söyleten Kusturica Türkiye'ye çay içmeye geldim iplemezliğinde dalgasını geçiyor.Sanatçı sanatının dilini kullanmayı önce bilecek,çelişmeyecek.Sinema dili başka,söylem dili başka olmayacak.Sayın Adil Gürkan yazınızı beğendim.Bu konu ile ilgili yazım www.bolugundem.com da "tecavüze uğrayan kadınlar kürtaj olsunlar" başlığında yayınlandı.teşekkürler selamlar

Mustafa Nuri Gürsoy 16.10.2010

Sayın Kamil Şaşmaz, Bana bu suçlamayı getirmeden önce keşke bir alttaki yazımı okumuş olsaydınız..

Adil Gürkan 14.10.2010

Sayın Muhammed Görmüş, Genelleme yapmadan, ortalama laflar etmeden yazımdaki yalanları sıralarsanız ben de bu konuda tekrar çalışırım. Hangi konuda fanatik olduğumu da açıklamanızı bekliyorum. Beni, yapmakta olduğum işleri bilmiyorsunuz. Hiç bir araya gelmedik. Vatana hizmetimin olmadığını somut olarak ortaya koymanızı bekliyorum. Daha açık bir ifade ile Vatan anlayışınızı ortaya koyun, siz vatana nasıl hizmet ediyorsunuz bunu anlatın ve benim hangi eylemlerimle, yazdıklarımla ihanet içinde olduğumu yazın. Ben de kendimi ve yolumu tekrar gözden geçireyim. Vatana hizmet klişelerle olmuyor.

Adil Gürkan 14.10.2010

Sayın Kamil Şaşmaz, Yazımın hangi cümlesinden Bakan Kusturica olayında haklıdır anlamını çıkardınız? Bana da iletir misiniz? Bakan'ın Kusturica açıklamasını eleştirmek ile bu eleştirinin içine ' kültürsüz', ' provokatör ' hakaretlerini eklemek farklı şeylerdir. Bu cepheleştirmektir. Bu genelleme yapmaktır. Benim yazımda Günay'ın Festival konusundaki tavrı ile ilgili en küçük bir nokta yok. Türkiye'nin Dünyada prestijini yükselten Sümela, Akdamar gibi organizasyonradaki katkısını alkışladım. Bana göre Türkiye korkularını yeniyor. İyi oluyor. Yazımda Kusturica ile ilgili hiç bir yargı da yok. Lütfen bir kez daha okur musunuz? Saygılarımla,

Adil Gürkan 14.10.2010

Eskiden sırf laf olsun diye yazmazlar, yazarlarımız araştırıp doğruları öğrenip cümleleri veya fikirleri çarpıtmayıp ya sadece aktarırlar ya da yorumlarlarmış. Asıl sizinki nasıl bir fanatikliktir de olayları bu kadar yalan-dolanla doldurup insanların gözüne bir de doğru söylermişçesine, bağımsız ve tarafsızcaymışsınız gibi aktarıyorsunuz? Ama tüm dünya alem biliyor ki, keser döner sap döner gün gelir hesap döner. O zaman siz ve sizin gibi vatana hizmet yerine tam tersi yolu seçmiş kişilerin yatacak yeri olmayacak iki cihanda da.

Muhammed Güngörmüş 14.10.2010

doğru tespitlerde bulunmuşsunuz. ama unutmayın, koskoca profesör o, her şeyin en iyisini bilir!!!

erdem arsunan 14.10.2010

Gürkan beyin yazdıklarının tamamına tüm kalbimle katılıyorum. Maalesef biz akademisyenler meslek hastalığından mıdır nedir; toplumdaki değer yargılarımızı sanki hep bir öğretmen öğrenci ilişkisiymiş gibi algılıyor ve ona göre davranıyor ve yorumluyoruz. Halbu ki; işin aslı hiç de öyle değil. Nasıl ki;muhasebeciler olaylara hep şüpheyle yaklaşıyorsa bizler de olaylara sanki tek kanaat önderleriymiş gibi bakıyoruz ama yanlış yaptığımızın farkına varamıyoruz. Düşünebiliyor musunuz içimizde halen on numara benimdiir öğrencim on alamaz diyenlerimiz var.

Yrd.Doç.Dr.İbrahim baykan 14.10.2010

Yani Günay'ın tavrı doğru mu demek istiyorsunuz? Lütfen bir kez daha düşünün. Günay ve diğerleri bu konuda tam bir çelişki içindedirler. Sözde protesto ettikleri sanatçıyı bir kaç ay önce AKP'li bir belediye ağırlayınca kültür/sanat oluyor da CHP'li belediye ağırlayınca mı skandal oluyor? Bu çelişkiyi kimse göz ardı edemez. Kusterica sözlerinin çarpıtıldığını, savaştan yana olmadığını tarafların tümünün hatalı olduğunu söyledi, şimdi birileri kalkıyor onu ve davet edenleri suçluyor. Siz de bu akıl dışılığı normal görerek bakanı destekliyorsunuz. Pes doğrusu...

kamil şaşmaz 14.10.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!