Bir gün elektronik posta kutunuza aşağıdaki mail geldi, ne yaparsınız? Aslında gelmiş olduğunu da kuvvetle tahmin ediyorum.
Ne yaptınız?
LÜTFEN OKUYALIM VE ÜZERİNDE DÜŞÜNELİM
Bruksel Zirvesi Sonuc Bildirisinden tek bir madde; okuduğunu anlayabilenlere ve AB hayranlarının dikkatine.
Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi' nden...
YORUMSUZ: Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi'nin "Türkiye" başlıklı
bölümünden; "Presidency Conclusions"
Madde: 23.."..müzakerelerin yalnız Türkiye'yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğini... Müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacağına...
ÖNEMLİ NOT: Lütfen yurtseverlik görevinizin gereği bu durumdan herkesi haberdar edin... Türkiye üzerine oynan oyunları herkes öğrensin...
a) ‘E sıktınız ama artık, yeter ulan bu kadar paranoya’ dediniz
b) ‘ Vay kahpe AB, ulan arkamızdan ne işler çevriliyor’ dediniz, bütün listenize ilettiniz, vatanseverlik görevini yapmış olanların rahatlığı ile gülümsediniz.
c) Açmadan silip attınız.
Emekli bir turizmci olarak yazarınızın zamanı bol olduğundan, google’ı açtım, Brussels Summit/Presidency Conclusions madde 23’ü açtım. Sonuna kadar sıkılmadan okudum. Bir de üşenmedim, tercüme ettim.
İşte link;
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&source=hp&q=brussels+summit+presidency+conclusions&meta=&aq=0&oq=Brussels+summit
Türkiye
17. Avrupa Konseyi, Türkiye’ye ilişkin olarak, Helsinki’de “Türkiye, diğer aday ülkelere uygulananlar ile aynı kriterler temelinde Birliğe katılmaya yönelmiş bir aday ülkedir” ve bunu takiben eğer Aralık 2004 tarihli toplantısında Avrupa Konseyi, “Komisyon raporu ve tavsiyesi üzerine Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığına karar verirse, Avrupa Birliği, Türkiye ile katılım müzakerelerini gecikmeksizin başlatacaktır.” şeklinde alınan önceki sonuçları hatırlatmaktadır.
18. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin geniş kapsamlı reform sürecinde göstermiş olduğu kararlı ilerlemeyi memnuniyetle karşılamakta ve Türkiye’nin bu reform sürecini devam ettireceğine dair inancını ifade etmektedir. Ayrıca, Türkiye’den, Komisyon tarafından belirlenmiş olan altı ayrı mevzuat başlığının yürürlüğe koyulmasına yönelik çabalarını etkin bir şekilde sürdürmesini beklemektedir. Siyasi reform süreci, bu sürecin geri dönülmezliğinin temin edilmesi ve tam, etkili ve kapsamlı uygulamanın sağlanması için, özellikle temel özgürlükler ve insan haklarına saygı gösterilmesi kapsamında, Komisyon tarafından yakın bir şekilde izlenmeye devam edilecektir. Komisyon, bu bağlamda, işkence ve kötü muameleye sıfır-hoşgörü politikası da dahil olmak üzere, 2004 yılı raporunda altı çizilen hususlar ve tavsiyeler temelinde, Konsey tarafından düzenli rapor vermeye davet edilmiştir. Avrupa Birliği, siyasi reform sürecine ilişkin kaydedilen aşamayı, Katılım Ortaklığı Belgesi’nde belirlenmiş olan öncelikler temelinde yakından izlemeye devam edecektir.
19. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin, yeni AB üyesi ülkelerin katılımını dikkate alarak, Ankara Anlaşması’nın uyarlanmasına dair protokolü imzalamak yönündeki kararını memnuniyetle karşılamaktadır.
Bunun ışığında, Türkiye’nin, “Türk hükümeti, Ankara Anlaşması’nın uyarlanmasına ilişkin Protokol’ü katılım müzakerelerinin fiilen başlamasından önce ve AB üyeliğinin mevcut durumu çerçevesinde gerekli olan uyarlamaların üzerinde anlaşmaya varılması ve tamamlanması ertesinde imzalamaya hazırdır” yönündeki deklarasyonunu memnuniyetle karşılamaktadır.
20. Avrupa Konseyi, iyi komşuluk ilişkileri kurulmasına yönelik açık taahhütler verilmesi gereğinin altını çizerek, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini geliştirmesini ve bekleyen sınır uyuşmazlıklarının Birleşmiş Milletler Şartı’nın uyuşmazlıkların barışçı çözümü ilkesine uygun bir şekilde çözüme kavuşturulması için ilgili Üye Ülke ile işbirliğine devam etmeye hazır olmasını memnuniyetle karşılamaktadır. Konuya ilişkin olarak, başta Helsinki’de alınmış olanlar olmak üzere, önceki sonuç bildirgeleri uyarınca, Avrupa Konseyi, bekleyen uyuşmazlıklara ilişkin durumu gözden geçirmiştir ve buna ilişkin açıklayıcı temasları memnuniyetle karşılamaktadır. Bu bağlamda, katılım sürecini sekteye uğratabilecek nitelikteki çözümlenmemiş uyuşmazlıkların, gerektiği takdirde, sonuçlandırılmak için Uluslararası Adalet Divanı’na götürülebileceği yönündeki görüşünü teyit etmektedir. Avrupa Konseyi, kaydedilen ilerlemeler konusunda bilgilendirilecek ve konuyu, uygun görüldüğü takdirde, gözden geçirecektir.
21. Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu tarafından 15 Aralık 2004 tarihinde kabul edilen kararı not etmektedir.
22. Avrupa Konseyi, Komisyon tarafından belirlenmiş olan altı mevzuat başlığının kabul edilmesini memnuniyetle karşılamaktadır. Yukarıda belirtilenler ve Komisyon’un raporu ve tavsiyesi ışığında, söz konusu mevzuatın yürürlüğe girmesi kaydıyla, Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerini, müzakerelerin başlatılması sağlayacak ölçüde tatmin edici bir şekilde karşıladığına karar vermektedir.
Bu bağlamda, Komisyon, 23. paragraf temelinde Konsey’e Türkiye ile yürütülecek müzakerelerin çerçevesine ilişkin bir öneri sunmaya davet edilmektedir. Konsey’den, müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde açılmasına yönelik olarak söz konusu çerçeve üzerinde uzlaşı sağlaması talep edilmektedir.
Müzakerelerin Çerçevesi
23. Avrupa Konseyi, aday ülkelerin her biriyle yürütülecek katılım müzakerelerinin bir müzakere çerçevesine dayanması üzerinde uzlaşmaya varmıştır. Komisyon’un önerisine dayanarak, Konsey tarafından oluşturulacak her çerçeve, 5. genişleme sürecindeki tecrübeleri ve gelişmekte olan müktesebatı göz önünde bulundurarak, her aday ülkenin kendine has şartlarına, özel durumuna ve niteliklerine göre aşağıda sıralanan unsurları ele alacaktır…
• Daha önceki müzakerelerde olduğu gibi, müzakerelerin esası, üye ülkelerin bir tarafta aday ülkenin diğer tarafta yer aldığı, kararların oybirliğine dayandığı Hükümetler arası Konferansta belirlenecek ve her biri ayrı bir politika alanını kapsayan müzakere başlıklarına ayrılacaktır. Komisyon tavsiyesi üzerine oybirliği ile hareket eden Konsey, müzakere başlığının geçici olarak kapatılması ve uygun olduğunda her başlığın açılması için gerekli kıyas koşullarını belirleyecektir; ilgili müktesebat başlığına bağlı olarak bu koşullar, mevzuat uyumu ve müktesebatın yeterli derecede uygulanmasının yanı sıra Avrupa Birliği ile sözleşmeye bağlı ilişkilerden doğan yükümlülüklere dayanacaktır.
• Uzun geçiş dönemleri, istisnalar, özel düzenlemeler ya da kalıcı koruma önlemleri; örneğin koruma önlemlerinin temelini oluşturacak daimi olarak kullanılabilecek maddeler, göz önünde bulundurulabilecektir. Komisyon, uygun gördüğü hallerde bunları, kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ya da tarım gibi alanlarda müzakere çerçevesi önerilerine koyacaktır. Ayrıca, kişilerin serbest dolaşımını nihai olarak tesis edeni karar alma mekanizması, üye ülkelere azami rol vermelidir. Geçiş düzenlemeleri ya da koruma önlemleri rekabete ve Tek Pazarın işleyişine etkilerine göre gözden geçirilmelidir.
• Aday ülkenin Birliğe katılımının mali yönleri, uygulanan Mali Çerçeve kapsamında ele alınmalıdır. Bundan ötürü, müzakerelere henüz başlamamış ve Birliğe katılımı mali reform gerektirecek kadar büyük mali sonuçlar yaratacak olan adaylar ile müzakereler, olası önemli mali reformlarla birlikte ancak 2014 yılından sonraki dönemi kapsayan Mali Çerçeve’nin oluşturulmasından sonra tamamlanabilecektir.
• Müzakerelerin ortak hedefi Birliğe üyeliktir.
Sonuçları önceden garanti edilemeyen bu müzakereler açık uçludur.
Tüm Kopenhag kriterleri dikkate alındığında, aday ülkenin üyeliğin tüm gereklerini tam olarak üstlenecek durumda olmaması halinde, aday ülkenin Avrupa yapılarına en sıkı bağlarla bağlanması temin edilmelidir.
• Özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü gibi Birliğin üzerine kurulduğu değerlerin bir aday ülkede ciddi ve sürekli ihlal edilmesi durumunda, Komisyon kendi girişimi ya da üye ülkelerin üçte birinin talebiyle müzakerelerin askıya alınıp alınmamasını tavsiye edebilir ve müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için gerekli koşulları önerebilir. Konsey, aday ülkeye söz hakkı verdikten sonra, müzakerelerin askıya alınması ve yeniden başlatılması koşullarına ilişkin Komisyon önerisi ile ilgili kararını nitelikli çoğunlukla alacaktır. Üye ülkeler, Hükümetler arası Konferansta (HAK), oybirliği ile karar alma gerekliliğine halel getirmeksizin, Konsey kararına göre hareket edeceklerdir. Avrupa Parlamentosu bu konuda bilgilendirilecektir.
• Katılım müzakerelerine paralel olarak Birlik her aday ülkeyle kapsamlı bir siyasi ve kültürel diyaloga girecektir. Bu kapsamlı diyalog, kişileri bir araya getirerek karşılıklı anlayışı iyileştirmek amacıyla sivil toplumu da kapsayacaktır.
Şimdi, ey okur,
Soruyorum.
2004 yılında gerçekleşen Brüksel Zirvesi’nde, bana ve size iletilen kışkırtıcı, yalan maildeki iddiaların bir teki bu metinde var mı?
Yok!
Tekrar soruyorum, bana ve size gelen YALAN maildeki iddianın tek bir sözcüğü bu zirve sonuç bildirgesinde var mı?
Yok! Yok! Yok!
O halde sormaya devam…
Bizi enayi mi sanıyorlar? Bilgiye ulaşmamızı bu kadar zor mu görüyorlar?
Kim, nerede, niçin bu yalanları kotarıp sana, bana, hepimize iletiyor?
Bu iş sıradan bir internet geyikçisinin marifeti midir?
Sanmam.
Birileri, Türkiye içine kapansın, Dünya’dan soyutlansın, içeride kendi insanımızı hortumlarla, kamu ihaleleri ile, tahsislerle soyalım, soğana çevirelim istiyor mu?
Bunu sağlamak için AB karşıtı mailler, bor geyikleri üretip ortalığa salıyor mu?
Hem de her gün… Binlerce.
Toplumun büyük bir çoğunluğu bu tür yalan mailleri yer mi?
Kesinlikle evet.
İnsanlarımızda “ yahu nedir şu işin aslı, astarı, hele bir açıp araştırayım” tepkisi gelişmiş midir? Bunu yaparlar mı?
Çok, ama çok zor…
Ama benden yana, her palavranıza bin doğrum hazır. Hodri meydan.
Sadede gelelim mi?
Darbesiz, insan haklarının Devletin en temel ilkesi olduğu, cins, ırk, dini inanç, siyasi görüş farkı olmaksızın herkesin kendisini güvende ve mutlu hissedeceği bir Türkiye için, ben AB sevdalısıyım.
AB Ülkeleri ile serbest ticaret, dolaşım hakkı, kültür alış verişi için ben AB sevdalısıyım. Birkaç milyon değil, yılda elli milyon AB’linin Türkiye’yi ziyaret etmesi, AB’lilerin Türkiye’de yatırım yapması, ev ve arsa satın alması, ülkeme para kazandırmasını istediğim için AB sevdalısıyım.
AB üyesi olan, kişibaşı gelirini yıllık 30- 40 bin USD’ye yükseltmiş, böylece terörün insan kaynağını kurutarak, iç savaş ve bölünme tehdidini bertaraf etmiş bir Türkiye istediğim için AB sevdalısıyım.
Yalanın, dolanın bitmesi, Devletin her adımının, her harcamasının vergi verenlerce denetlenebilmesi, verdiği vergilerin akıbetini bilmesi için AB’ciyim.
Var mı ötesi?