CESUR KALEM

Kızım Sana Söylüyorum, Gelinim Sen Anla!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; 26 Ağustos, Büyük Taarruz’ un yıldönümünde Afyonkarahisar Kocatepe’de taraftarlarına seslendi ve önemli mesajlar verdi. Seçim yenilgisi üzerine uzun süre sessizliğe bürünen Akşener; bir hayli sert konuştu! Akşener’in açıklamaları kamuoyunda ve TV ekranlarında tartışılmaya hala devam ediyor.

Meral Akşener’in eleştirilerinden hem iktidar hem de Millet İttifakı ortakları nasibini aldı. Bu arada yerel seçimlerle ilgili izleyecekleri stratejilerin bazı ipuçlarını da verdi. Verilen mesajları doğru olarak algılamak yerine, iktidar ve yandaş medya yine bildiğini okudu, kendilerine göre varsayımlar üretti. Konuşmayı ben de Kocatepe’de canlı olarak izledim. Her nedense yapılan açıklamaları iktidar medyası gibi algılamadım!

İYİ Parti lideri Akşener’in konuşmasındaki en çarpıcı iki nokta şuydu: Cumhurbaşkanlığı seçiminin, “Kılıçdaroğlu’nun aday olması yüzünden kaybedildiğini, o zamanki itirazlarının haklı çıktığını” söyledi. Anketlerde “kazanacak aday” olarak görülen İmamoğlu veya Yavaş’ın aday olmasını bu sebepten istediklerini anlattı. “Cenabı-hak şahittir ki ne yaptıysam seçimler kazanılsın diye yaptım. Keşke herkes bizler kadar fedakâr, cesur ve yürekli olsaydı” diye konuştu.

İkinci önemli mesajı yerel seçimlere ilişkindi. “Yerel seçimlere her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz. Gelin yerel seçimlere her birimiz ayrı girelim” dedi. Ayrıca “ittifak sisteminin ülkeyi iki kutuplu hale getirdiğini ve ülkeyi uçuruma sürüklediğini” söyledi. Akşener, “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” misali çağrısını Cumhur İttifakı ortaklarına yapmıştır. Akşener, aslında bu çağrı ile partileri ittifaka mecbur bırakan bu sistemin değişmesini öneriyor.

Akşener konuşmasında ,“Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda, elbette işbirlikleri olabilir.” dedi. Yani işbirliği kapısını açık bıraktı. Lakin partilerin bir araya gelerek ortak aday belirlenmesine karşı olduğunu da açıkça belirtti. Sığınmacılar konusuna da değinen Akşener; “Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar” diyerek gerçek beka sorununun Suriyeli sığınmacılar olduğunu de özenle vurguladı.

Akşener iktidarı milyonların nefes almasını zorlaştıran ‘ekonomi’ konusunda eleştirdi. En dikkat çeken cümlesi şuydu: “Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizi çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.”

14 Mayıs’a kadar HDP ve Kandil’in sürekli beyanat vermelerini manidar bulan Akşener; “Arkadaşlar köylere, ilçelere gittiklerinde elini uzatmışlar, 'Teröristin elini sıkmam" demiş seçmen. Bunu biz yenemedik. Seçmenimizin başka alanlara kaymasında çok önemli etkisi oldu” açıklamasını yaptı.

İki belediye başkanının sadece yardımcı olarak kalması yerine, yedi Cumhurbaşkanı yardımcısı olma fikrinin doğru olmadığını, “danışma kurulu” fikrinin daha doğru olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

“Meral Hanım kalktı, oturdu” eleştirilerine sert çıkan Akşener; “Bu kafayla gidersen askere, nah alırsın teskere!” sözüne de atıfta bulunarak gündemin farklı noktalara çekildiğini sert sözlerle açıkladı.

“Bir kısım arkadaşın yüz ifadesi, ses tonlarıyla “Acaba Tayyip Erdoğan'la anlaştı mı?" demesi kadar incitici bir şey yok. En korkulu zamanlarda uzlaşmamışım da... Çok ayıp bir şey... Yedi senedir çektiğim eziyeti herkes biliyor. Evim basıldı, daha ne olsun?”

“Ankara ve İstanbul kaybedilirse, faturası İYİ Parti’ye çıkar” sözlerine çok sert tepki gösteren Akşener; “Ben sustum ama yüzde 60 ile kazanırız diyenler susmadı” dedi ve bir hikâye anlattı: “Osmanlı'nın subayı Erzurum'a gitmiş, asker isteyecek. Köylü kafayı kaldırmış, "Önüne gelene savaş açarken benim zürriyetime mi güvendin?" demiş.” Öyle anlaşılıyor ki İYİ Parti, bu sefer dayatmaları kabul etmeyecek. “Eşit şartlarda ortaklık” isteyecektir!

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükselen değer milliyetçiliktir. CHP, altı oktan birisi olan milliyetçilik ilkesine sahip çıkmalıdır. Siyasal İslamcıların bile iktidar uğruna milliyetçiliğe sarıldığı bir dönemde CHP ve İYİ Parti bu bayrağı iktidara bırakmamalıdır. Lakin muhalefet kanadında, aşırı parçalanmışlık söz konusu… “Parçalanmış yelpaze” daima çözümü zor sorunlar yaratır.

Ortada genel ve CB seçimlerinde ve başarı ile çıkmış bir Cumhur İttifakı var. Hükümet ve Meclis çoğunluğu ellerinde… Halk, tüm olumsuz koşullara rağmen, “kentimize hizmet gelsin düşüncesi” ile iktidar cenahı partilerine yönelebilir. Bunu önlemenin yolu, İYİ Parti’nin kendisini ve merkez sağ alanı toparlayana kadar doğru ve sevilen adaylarla, uygun şartlarda bir ittifak ya da yerel işbirliği yapmasıdır.

Edindiğim bilgilere göre yerel seçimde iki görüş öne çıkıyor. Birinci görüş; asla ittifak yapmamak ve tüm şehirlerde aday çıkarmaktır. İkinci görüş ise, İYİ Parti’nin hak ve hukukunun gözetilerek bölgesel işbirliğine gidilmesidir.

İki halde de CHP’nin işi zor gibi gözükse de imkânsız değil. Oyu %1’i geçmeyen partilere 35 milletvekili kazandıran CHP; Birkaç büyükşehrin ve değer miktarda il ve ilçenin İYİ Parti’ye bırakılmasında tereddüt göstermemesi gerekir. Aksi halde parçalanmış bir muhalefetin anakentleri iktidara teslim etmesi kaçınılmaz görünüyor.

Veri madenciliği kuruluşu POLİMETRE, “İYİ Parti’nin muhalefetten ayrılması iktidar tarafına geçerek verebileceği destekten daha fazladır” sonucunu çıkarmış.

İYİ Parti’nin seçime tek başına girmesi, kurumsal kimliğini öne çıkmasına ve kendisini ispat etmesine yarar ama Türkiye’de demokrasinin tüm kural ve kuralları işlemiyor ki… Kazanmak için her yolun mubah görüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Seçmen tabanında bir rüzgâr estirilmediği ve bir heyecan dalgası yayılmadığı sürece; seçime tek girilmesinin bir manası yoktur. Zira başarısız olunması halinde parti tabanında moral bozukluğu ve seçmen kaybı yaşanır.

Daha açık bir ifadeyle, İYİ Parti’nin CHP ile birlikte hareket etmesi ve tabanını memnun edecek bir şekilde uzlaşma sağlaması gerekir. Yerel seçimlerde görülecek bir hezimet, hem demokrasimiz hem de özgürlüklerimiz açısından tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Türkiye, Otoriter/totaliter bir rejime doğru evirilebilir.

İYİ Parti, “Cumhur İttifakı’na yanaşılıyor” haberleri dedikodu ve fitne çıkarma amaçlıdır. İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı ile hareket etmesi mümkün değildir. Bu siyasi intihar olur! İYİ Parti’nin varlık nedenini ortadan kaldırır ki, bu hareket; kapıya kilit vurmak anlamı taşır. Zaten Sn. Akşener de “kesinlikle AKP ile birlikteliğe karşı olduğunu” açıklamıştır. Bu ekonomik kriz ve ülkenin gidişatı, muhalefet için uygun bir ortam yaratmaktadır. Muhalefet kişisel kaygıları bir tarafa bırakır, doğru aday ve doğru strateji ile hareket edilirse seçimleri açık ara önde götürür.

Mayıs seçimlerinde olduğu gibi adayların son güne bırakılmaması, uzlaşma olacaksa şartlarının çok önceden belirlenmesi ve saha çalışmalarının hemen başlatılması gerekir. Aksi durum AKP’nin değirmenine su taşır. Zira AKP milletvekilleri ve muhtemel adaylar sahaya indi bile…

Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’nın başarısız olması, iktidarı da dengeye getirir. Hatta iktidarın gücünü akıbete uğratır ve erken seçime zorlar. Muhalefet kaybet-kaybet oyununu bir kenara bırakıp, “kazan-kazan” formülünü hayata geçirmelidir. Siyasette 24 saat uzun zamandır. Sürprizler yaşanır mı? Yaşanabilir. Zira 2024 yerel seçimleri “çok boyutlu iş birliklerine gebe” görünüyor.

Yayın Tarihi
03.09.2023
Bu makale 638 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Yüreğinize sağlık müdürüm. Tabloyu gayet guzel özetlediniz. Okumayı yapabilen siyasi irade başarıya da ulaşabilir hezimetide ????

galip ilya 03.09.2023

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!