DÜŞ-ünü-YORUM

Antalya’da Türkiye’yi yaşamak!

Türkiye ile tek bağlantısı sadece coğrafi olarak Akdeniz’de yer almak olan otellerde mi?  Değil elbette. İsimlerine bakın, ne kadar Türkiye’li olduklarını anlayın.

 

Club… Hotel… Park… Sun… Star… Sea… Bu isimler mi Türkiye’yi yansıtacak?

 

Antalya, hem de tam orta yerinde, Türkiye’yi yansıtabilecek bir projenin alt yapısına sahip.

 

Dev bir irade devreye girerse Antalya’nın göbeğinde bir mini Türkiye yaratmak işten değil. Bakanlık, belki de Başbakan müdahil olursa, Kaleiçi Türkiye’nin her kentinin kendisini tanıttığı muhteşem bir açık hava tanıtım platformuna dönüşebilir.

 

Antalya’ya gelen dokuz milyon turist’in yarısının bu platformu görmesi, Türkiye’nin 80 vilayetinin kendisini zahmetsizce 4.5 milyon insana tanıtması demektir.

 

Kaleiçi’nin güzelim evleri, yoğun bakımda günden güne eriyen bir hasta gibi dökülmekten kurtulur, hayata döner, insana kavuşur.

 

Turistlerin, iki haftada tamamını tadamayacakları bir görsel cazibe ve gastronomi sofrası ortaya çıkar, Kent’in bu mahzun bölgesi allı pullu bir gelin gibi endama bürünür.

 

Önce Kaleiçi’nin özel mülk sahipleri ikna edilmeli, böyle bir yatırımın mülklerine neler katabileceği konusunda bilgilendirilmelidir.  Zira restore edilmiş ya da yıkıntı halindeki evlerin büyük bir bölümü özel mülkiyettedir.

 

Onlar bu atılıma kazanıldıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.

 

Bu konuya dahil olması gereken iradeler Kültür ve Turizm Bakanlığı, Antalya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi,  Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Kaleiçi Esnaflarıdır.

 

Nedir yapılması gereken?

 

İkinci adım, Türkiye’nin 81 ilinin Valilikleri ve Belediyeleri ile ortak bir platform yaratmak. 

 

Kimi illerde kültürü, müziği, sporu, mutfağı ile ilin önüne geçen iddialı ilçeler de var. Örneğin Bodrum… Örneğin Seferihisar… Ya da Edremit…

 

Bu platformda, Antalya yerel Yönetimi, 81 vilayete Kaleiçi’ni birlikte değerlendirmeyi önerir. 

 

Her bir vilayetin ağırlığına, gücüne ve elbette talebine göre belirlenecek sayıda evi bu vilayetlere tahsis eder. ( Kiralama, Satış )

 

81 vilayetin yönetimleri Kaleiçi’nde kendilerine tahsis edilen evlerin restorasyonunu üstlenir. Özel mülkiyetten kiralanan evlerin kirası bu yönetimlerce karşılanır.

 

Restorasyon sonrasında evler vilayetlerin geleneksel tarzına göre dekore edilecektir. Yöresel kilim, halı, mobilya, ahşap işlemeciliği, el sanatları kullanılır.

 

Kaleiçi evleri çok odalı ve yaşam alanları çok geniş yapılardır.  Bu odalar vilayetlerin tanıtımı için mini birer müze olarak değerlendirilebilir. 

 

Bir odada otantik giyim örnekleri sergilenebilir. Bir başka odada Vilayetin tarihine ait görsel malzeme sunulabilir.

 

Bir başka odada vilayetin doğal güzellikleri tanıtılabilir. Kartpostal, dergi, afiş gibi basılı malzeme yanında video gösteriminden yararlanılabilir. Hemen komşu odada genç kızlar, erkekler, yerel sanatçılar gün boyu marifetlerini sergiler…

 

Halı dokur…

 

Taş işi yapar…

 

Gümüş işçiliği yapar.

 

Resim çizer.

 

Daha bunun telkarisi var..

 

Edirnekarisi var…

 

Ebrusu var…

 

Çinisi var.

 

Girişteki bahçede yöresel folklor ekipleri gösteri yapabilir. Ki, böyle bir karşılama ilk izlenimin olumlu olmasına yarayacaktır.

 

Zaman zaman gösteriler hemen yukarıdaki Cumhuriyet Meydanına taşınırsa daha etkili olur. Meydandaki ilgiyi Kaleiçi’ne yönlendirir. Kaleiçi’ndeki yaşamdan kesitler de sergilenebilir.

 

En önemli tanıtım unsurunu unutmadım.

 

Yöresel mutfak.

 

Mutfakta menü kesinlikle yöresel tatlardan oluşmak şartı ile yemekler pişer.  Yörenin amatör mutfak ustaları bu işin olmazsa olmazıdır.

 

Abartmadan… Hile hurdaya dalmadan…

 

Tamamen doğal ürünler kullanarak. 

 

Mengen’in kedibatmaz’ı… Tokat’ın büryan’ı…  Erzurum’un cağ kebabı… Urfa’nın isotlu kebabı… İspir’in kuru fasulyesi… Trabzon’un muhlaması… Laz Böreği…

 

Bu yemekler para ile mi satılır, bedava mı dağıtılır, onu vilayetlerin tercihine bırakalım. Ama, her ziyaretçinin dilinde unutulmaz bir tad bırakacağı kesin.

 

Bu evlerin, ziyaretçilerin gözünde, kulağında, dilinde, eve dönüşünde anlatmakla bitiremeyeceği izler bırakacağı kesindir.

 

Bu izleri broşürlerle, cd’lerle, turistlerin dilinde basılı dergilerle güçlendirmek muhteşem bir tanıtım avantajı sağlayacaktır.

 

Olabilir mi?

 

Antalya’ya gelen 9 milyon turistin Kaleiçi’nde Türkiye’yi tanımasını, tutulmasını sağlamak mümkün müdür?

 

EMITT Fuarında gördük. Her vilayet valisi, belediye başkanları, yerel stkları ile kendisini Dünya’ya tanıtmak için koşup gelmiş.

 

Türkiye kabına sığmıyor.  Ama Kaleiçi’ne sığabilir mi?

 

- Devam edecek-

Yayın Tarihi
15.02.2010
Bu makale 3529 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Abi vizyoner oldun ama milyoner olamadın : P. Önerdiğin proje yerel yönetimlerin olaya soyunmasıyla çok rahat hayata geçebilir. Ancak özel sektör işin içine girdiğinde bu olayın Kaleiçi'nin sonu olabileceği de gözardı edilmemelidir. Kaleiçi'nde 1 buçuk sene ikamet eden biri olarak söylüyorum, orası kısa sürede çakal yuvasına döner. Kavga, çeteler, uyuşturucu şebekeleri ve hatta cinayetlere varabilecek çatışmalar meydana gelebilir. Şu anda bile az sayıdaki restoran ve işyerinde neler olabildiğini çok yakından görmüş biriyim. Ancak söylediklerin çok doğru. Kısa bir destek önerisi yapayım; Bahçeli Kaleiçi evleri, yerel belediyeler tarafından kiralanıp birer kültür merkezi haline dönüştürülür, maliyetlerini kurtaracak bir yerel lezzet restoranları oluşturulursa Kaleiçi bal-kaymak olur. Evlerden salkım saçak dökülen çiçekler elbette unutulmamalı. Yazını okurken hayalini kurdum da muhteşem bir manzara oluştu. Ancak Antalya Büyükşehir belediyesi, böyle bir değeri diğer illerle paylaşmak isteyebilir mi o da var. Aslında Kaleiçi evleri geleneksel Türk evleri olduğu için her ilimize uyar. Sonuç olarak, 'Küçük Türkiye Kaleiçi' önerini yürekten destekliyorum. Kaleiçi üzerine yaptığın proje çalışması nedeniyle de icraatın başındakileri gözlerini sana çevirmeye davet ediyorum. Böyle bir projenin hayata geçirilmesinde, senin birikimlerinden ve vizyonundan yararlanabileceklerini düşünüyorum. saygılarımla... Cüneyt

Cüneyt BOL 01.03.2010

Antalya için düşünen, gecesini-gündüzünü Antalya için harcayan bir kişinin düşleyebileceği, yazabileceği bir proje. Adil Bey'i kutluyorum. Ve yazılarını her zaman, okumaya ve üzerinde durulmaya layık buluyorum. Ben de bu öneri üzerine, düşünmekten kendimi alamadım. Kendi yöremle ilgili olarak, elbette... Biz de, Aksekinin, yayla balını, pekmezini, tulum peynirini, toprağı az ama bereketli bahçelerimizin bademini sergilesek, tanıtsak ne güzel olur. Bunun içişn, sanıyorum biraz duyarlı olmak, her şeyden önce, ülkemizi çok sevmek gerektiğini düşünüyorum... Adil Bey'i tekrar kutlar, başarılar diliyorum.

ibrahim EKMEKCİ 27.02.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!