DÜŞ-ünü-YORUM

Ah Bitlis! Ah Van’ Ah Ağrı

2008 William Saroyan Yılı, Duydunuz mu?

 

Neleri kaçırdığınızın farkında değilsiniz.

 

2008, her üçünüzün de hemşerisi William Saroyan’ın yüzüncü doğum yıldönümü. UNESCO 2008’i Saroyan’a vefa adına WILLIAM SAROYAN YILI ilan etti.

 

Keşke bu yılın başlarında haberim olsaydı, mutlaka Bitlis’e, Van’a, Ağrı’ya uçururdum bu müthiş bilgiyi.

 

Yetmiş üç yıllık ömrünün bitiminde, son nefesi ile birlikte ağzından çıkan söz “ Ah Bitlis” oldu muhtemelen.

 

Toprağın sonsuz ve sınırsız anaçlığına biat eden bir bedenin tarihe isyanı gibi yorumladım ben bu son nefesi.

 

Ömrünün son demlerinde geldiği ve ilk kez gördüğü Bitlis’te “ Amerika’lıyım, ama Bitlis’li olduğumu hiçbir zaman unutmadım” demiş, toprağa hasret dudaklarını yerlere değdirmiş.

 

William Saroyan’ı sahiplenmek, sizi, Dünya’nın insancıl sahnelerinde hangi asil rollere taşırdı acaba?

 

Ya da hemen şimdi sahiplenmeniz, Yerel Yönetimlerinizin fahri hemşerilik kararı alması, kimbilir hangi sanatsal, bilimsel, kültürel projektörlerin parlak ışıklarını üstünüze çevirir, imajınızı nasıl da pırıl pırıl parlatırdı.

 

Amerika başta, bütün Dünya’nın Saroyan severleri Bitlis, Ağrı, Van isimlerini gurur verici forumlara, sohbetlere taşırdı. Türkiye’nin gururu olurdunuz. 2008 sonuna kadar binlerce edebiyatseverin ilgi odağı haline gelir, geleneksel Anadolu konukseverliğinizi sergileme olanağı bulurdunuz.

 

Saroyan hemşeriliğinizi sonuna kadar hak eden bir hayat sürdü. Eserlerine yakışır onurlu bir final ile veda etti.

 

1981’de öldü.

 

Vasiyetine uyarak kalbinin bir parçası Van Gölü’ne, bir parçası Ağrı Dağı’nın eteklerine, üçüncü parçası Erivan’da ünlüler panteonuna gömüldü.

 

Amerika’da yaşadı, ünlü oldu, hayatını orada kazandı. O muhteşem eserlerinin duygusal iklimini üreten sevecen yüreği, ait olduğu topraklarla vuslata erdi. Aşık ve maşuk kucaklaştı, gerekçesiz hasret bitti.

 

Binlerce yıl önce yaratılan ve geçen zaman içinde ait olduğu topraklardan koparılan heykellere, lahitlere nasıl sahip çıkıyorsak, Saroyan’ın kalbinin, öldükten sonra, SONSUZ’un dilinin sevgi yüklü sözcükleri ile “ nerede kalmıştık?” diyerek toprağına kavuşmasına da o ölçüde sahip çıkmanız gerekir.

 

Bu vuslatın duygusal arka planı hakkında tahliller yapmak zor.

 

Bunu yapacak birikime de sahip değilim.

Ama çok hislendim.

Bu bilgiyi öğrenmem de çok güzel gelişmelerin sonrasına denk geldi.

 

Ağrı Dağı’nın iki yakasında, gelecek nesilleri ağır bir yükten kurtaracak güzel gelişmeler. Tarihin acı sayfalarının her iki taraftaki gencecik omuzlara yükleyeceği nefretin yeşerme iklimi değişiyor. Nefret, gelecek yıllarda dostluk ve barışın filizlenmesine katkı yapacak gübreye dönüşüyor.

 

Saroyan yaşasaydı bir asırlık olacaktı. Nasıl da mutlu olurdu bu gelişmelere tanık olabilseydi. Eminim, Milli Takımların maçında, öldükten sonra üçe böldürüp iki ülkeye taksim ettirdiği kalbinin yarısı Ağrı’nın bu yanına, diğer yarısı öte yana meyilli olurdu. İki arada bir derede kalırdı. Tıpkı maçı Kumkapı meyhanelerinde bizlerle beraber izleyen Ermeni vatandaşlarımız gibi.

 

Gelin 2008 sona ermeden ve zaman varken bu kararı alın. Saroyan, yaşarken hissettiği ama tadamadığı aidiyeti mezarında doya doya tatsın.

 

William Saroyan hemşerinizdir. Bunu resmileştirin. Bütün Dünya önünüzde saygı ile eğilsin. Kararınızı alkışlasın. Evrensel platformlarda gurur duyacağımız bir vesile daha olsun.

Yayın Tarihi
12.09.2008
Bu makale 1943 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!