Bilgi biriktirir erdem yaparım,
Bundan gerisini pula satarım,
Ne cahile uyar, puta taparım,
İnsanlık yolunun yolcusuyum ben.
Hileye yormadım garip başımı,
“Adam sen de” deyip attım taşını,
Kişi o ki, namus bile işini,
Gerçekler deminin halcisiyim ben.
Benlik denizine dalmak istemem,
Kimseyi incitip, yolmak istemem,
Üzerine bühtan salmak istemem,
İyilik nehrinin salcısıyım ben.
Babamın izinde ışık olayım,
Müstahak olduğum yere varayım,
Gül yüzlü dostumun derdin sorayım,
Gizli sırlarının falcısıyım ben.
Evladıma ana, yâre eş olsam,
Öyle ışık alsam bir güneş olsam,
Hak nasip eylese Simurg kuş olsam,
Baht balıklarının pulcusuyum ben.
Öyle çok çalışsam, bir sırra ersem,
Derde deva olup merhemler sürsem,
Dünyaya ebruli bir kuşak sarsam,
Büyülü yanışın çulcusuyum ben.
Anamca kendimi harap etmesem,
Hakkı olmayana turab etmesem,
Hakikat bahrine şarap etmesem,
İlahi aşkların kolcusuyum ben.
Yunus’un aşkıyla hikmet arasam,
Susuz derelerde yosun tarasam,
Dile, bele sahip canda erisem,
Üç büyük erdemin elcisiyim ben.
Yapabilse idim nefisle barış,
Devredip âlemi hem karış karış,
Bana kısmet olsa o altın vuruş,
Murad atlarının nalcısıyım ben.
Gevherim geçene satsam kâr ile,
İkrarımda dursam sadık yar ile,
Tüketmesem ömrü ah-ü zar ile,
Umuda ezginin telcisiyim ben.
Hak dediğim yerde Hakk’ı bulayım,
Özüm dara çekip manâ sorayım,
Bunu dedirene kurban olayım,
Gönül gözlerinin dilcisiyim ben.
Her ne varsa iyi, güzelden yana,
Eşit dağılmalı bütün insana,
Sepelerim hizmet eden vatana,
Cennet bahçesinin gülcüsüyüm ben.
Çakır’ım süpürsem özde pasımı,
Keramet doldursam gönül tasımı,
Yarenim çekmesin kara yasımı,
Yüreğe su serpen gölcüsüyüm ben.
Öznur TANAL 28 Mayıs – 5 Ağustos 2011 - ANTALYA