Alman Federal Meclisi, 1915 'de Türkiye'nin Ermenilere Soykırım Yaptığı yolunda bir karar almış. 650 palamenterin üçte biri oylamaya katılmış.Biri olumsuz, biri çekimser ve kalanı evet oyu vermiş.
Durduk yerde bizi incitecek boş bir karar almışlar. Hele AİHM İsviçre kararı ortada iken..
Gereksiz ve yararsız bir iş yapıldığında, Yozgat'da dinlediğim bir Muhtar-Seyis öyküsü aklıma düşer. Muhtar ile seyisi zamanın forslu, pahalı iki atlı yaylısıyla şehre iniyorlarmış. Yol üstünde bir inek mayısı görmüşler. Muhtar, arabayı durdurtmuş. O sabah neşesi yerindeymiş. “ Yahu Seyis! Şu gördüğün mayısın yarısını ye, atlarda araba da senin olsun!” demiş.. Seyis biraz düşünmüş!” Bir yanda iki atlı yaylı, bir yanda mayıs! Bir servet! İkiletmeden inip mayısın yarısını yemiş!.
Muhtar tamam atlar da araba da senin. Beniş şehre götür getir demiş.'
İlçede işler bitmiş dönüyorlar. Muhtar keyfsiz.Gergin ve suskun otururmuş. Boşboğazlik ettik yaylıyı Seyise kaptırdık diye pişmanmış. Seyis de durumun farkındadır. Tam mayısın kalan yarısı hizasına gelince, arabayı durdurmuş. “Muhtar ağa, şu mayısın kalan yarısını yersen, atlar da, araba da senin olur!” demiş. Muhtar ikiletmemiş! Arabadan inmiş mayasın kalanını yemiş!
Seyis “ Yahu Muhtar, yola çıkarken atlar da araba da senindi. Şimdi köye dönüyoruz, yine senin! Biz bu b. niye yedik?” diye sormuş..
Almanya Birinci Dünya Paylaşım savaşında ortağımızdı! Azından biz öyle sanıyorduk. Orduyu
Alman genarallerine teslim etmiştik! Kaytan bıyıklı Alman Kralı Wilhelm üç kez İstanbul'a gelip gitmişti. Yetmemiş bir de Alman Çeşmesi yaptırmıştı! Ayrıca Bağdat demiryolunu yapmaya talipti.
Niyesini bildiğimiz halde bilmezden gelmiştik.. İki savaş gemisini, Çanakkale Boğazı'na yollayıp sığınma (!) isteğinde bulunmuş. Kucak
açmıştık. Meğer tuzakmış! Gemiler Karadenize çıkıp Rus Limanlarını bombalayınca, zoraki savaşa girmiştik. Sözde silah arkadaşıydık. Almanya yenilince biz de yenik sayılmıştık. Osmanlı tasfiye olmuştu. Almanyanın sanayisi var, petrolü, kömürü yokmuş. Bir yandan Karadeniz'in kuzeyinden Kafkas petrollerine erişmek istermiş. Yörenin Türk asıllı halklarını silahlandırıp Rusya üstüne sürermiş. Onların kırılmasına ve Sibiryaya sürülmelerine sebep olmuş. Öte yandan bizi Kanal Sefe- rine zorlamış. Mısır'ı zorlarsak,İngilizin bilmem kaç tümeni orada tutulu kalacaktır. Ruslara yardı-ma gelemesinler diye binlerce askerimiz yok yere kırılmıştı. Petrol bölgesinden bizi iyice uzaklaştırdılar. Yani bizi seyis yerine koymuşlar!..
Seyisin sorusunu sormak gerekmiş! Cemal Paşa'ya sormuşlar, savaşa niye girdik? Cevap “Askere maaş ödeyecek paramız yoktu!”demiş. İkinci Dünya paylaşım savaşında biz savaşa girmedik. Alman orduları Trakya sınırlarımıza dayandı.Trakya'da Majino hattı gibi Çakmak hattı inşa ettik. Eğer Almanya, 36 Tümenini harcamayı göze alsaydı, Anadoluya gireceklerdi. Kafkaslara ve Irak Petrolüne üstümüzden erişeceklerdi. Göze alamadılar..
Hitler o savaşta, milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Ona arka çıkan Almanların yarıdan çoğu halen yaşıyor. On milyon kadar insanı sırf Yahudi'dir diye gaz odalarında öldürüp yaktılar.
Yağlarından sabun yapıp yıkandılar. Kendilerini arınmış mi saydılar acep? Üstelik Yahudiler onlara saldırmamıştı. İsyan etmemişti. İnsanlarına kıymamışlardı. Kiliselerine doldurup yakmamışlardı. Yaşayan Almanların, oy verenlerin hiç günahı yok mudur?
Şimdi NATO'da ortağımız, müttefikimiz! AB'nin başat ülkesi. 3.5 milyon Türk'ü barındırıyor. İstihdam açığını kapatıyor. 3., 4. nesil Türkler her yerde; işveren, belediye başkanı, milletvekili vb. Ama kendi ülkesi hala ABD işgali altında. Bizimkiler Almandan fazla alamancı olmuşlar! Sözde Soykırım kararına önayak olanlar, evet oyu verenler arasında onlar da var..
Sahi Seyis'in sorusunu sormanın sırası gelmedi mi? Sürekli kazık yiye, yiye bu hallere düştük!
Devlet yönetmek kolay değil. Hele dış siyaseti yönetmek daha zordur. “ Ey Merkel!. Ey AB!, Ey ABD!..” diye haykırmakla işler yürümez. Bilgi ister, deneyim ister! İncelik ister. 'Ayyaş' dediği İsmet Paşa yıllarca savaşa sokmadı Türkiye'yi. Hatırladınız mı? Sıfır sorun diye yola çıkmıştınız. Etrafımız sorunla çevrildi, içimiz de sorun oldu. Dostumuz kalmadı. 'Dost' bildiğimiz Almanya, göre göre golü atıverdi kalemize...
Almanya'nın bu karardan yararı ne olabilir? Niye yaptı? Almanya'da yaşayan 3.5 milyon Tür-kü 'Alman Müslümanı' na mı dönüştürecek? Sığınmacı restine karşı, Türkiye'nin eski yarasını kaşıyıp elini mi zayıflatacak? Türkiyeyi yönetenlere bir 'acı ders ' vermek miydi niyeti? Ya da Ortadoğuya bodoslamadan dalmak mıydı?
Anam bizi “ Ele benzemezler!” diye azarlardı. Ele benzemek ortak ve evrensel değerleri paylaşmak anlamına gelir diye düşündüm. Sahi dost bildiklerimizle, halkımızla barışık mıyız? Ortak değerlere, evrensel değerlere saygılı mıyız? Hukukun evrensel ilkelerini paylaşıyor muyuz? Dost, düşman işbirliği içinde. Suriye sahasında uçağın gezemiyor! İncirlikten kalkan uçaklar soydaşları vuruyor! Yoksa durduk yerde “ Tencere dibin kara, benimki senden karar!” mı diyorlar? Hele bir deyiverin şunların cevabını...Bir de İncirlik üssünü Almanlara niye açtığınızı?..
Sağlıcakla kalın...