MEVZU DERİN

AYKIRI BİR ADAM (2)

“Eğmeden Bükmeden Baştan Söyleyeyim; Bu Adam Benim.”

Böyle birisi olmasaydım; insanların gerek duydukça kullandıkları eşyadan bir farkım olmazdı. Kimseyle sidik yarışına girmedim; benimle girenler hep üzerlerine işediler. Hayatım boyunca hep mağdurların yanında oldum; çok mağdurluk yaşamamın da bunda payı büyüktür.

Benim bu halim toplumda kimilerince yadırgandı, kimilerince de kınandı ve kimilerince de takdir gördü. Varsın olsun ben böyleyim. Bundan böyle tüm aykırılıklarımı bölümler halinde yayınlayacağım.

ON İKİ YAŞINDA AVUKAT OLDUM:

Çocukluğum yoklukla geçti; bu da benim İlkokul ve Ortaokul çağlarında yaz tatillerinde çalışarak aile bütçesine katkıda bulunmamı gerektiriyordu.

Bunun için de en kolay para kazanma işi ayakkabı boyacılığıydı. Sanata dayalı bir işe girmiş olsam cüz-i bir haftalık alacaktım. Oysaki; ayakkabı boyacılığından günde aldığım para diğerlerinin Bir haftalığına bedeldi.

Çok kazandığım günlerde şehrin en popüler lokantasında kendime ziyafet çekiyordum. Ancak bir sorun vardı; bu lokantaya boya sandığı ile zor girerdiniz ve girdiğinizde de mutfak veya tuvalet yakınında ve müşterilerden uzak sota bir yere oturtulurdum.

Şehrin kalburüstü amir ve memurları da bu lokantanın hatırlı müşterileriydi. Bu yüzden garsonlar müşterilerden aldıkları siparişleri aşçılara verirken: “Hâkim Kemal beye bir tas kebabı, Müdürüm Sait hocaya bir karnıyarık, Av. Sinan abiye tek kıymalı” Diye seslenirlerdi. Ben de mutfak yakınında olduğumdan bu ifadeleri hep duyardım. Aynı siparişi ve ücreti vermeme rağmen bana gelen yemek türleri ile bu unvanlı müşterilerin yemekleri özellik ve miktar itibariyle çok farklıydı.

Bu haksız farklılık beni hayli rahatsız ederdi. Çünkü onlar da, ben de aynı parayı veriyorduk. Yine bir gün siparişimi verirken garsona: “Avukat İbrahim Baykan’a bir haşlama ve yanında bir pilav söyler misin?” Dedim.

Garson; ben sözümü bitirir bitirmez: “Ulan sen benimle dalga mı geçiyorsun şerefsiz?” Dedi ve demekle de kalmadı; yüzüme bir tokat patlattı ve boya sandığımı alamadan beni karga tulumba dışarı attılar. Bir daha O restoranın önünden bile geçmedim.

Sevgi ve Saygılarımla

Yayın Tarihi
23.02.2024
Bu makale 453 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Değerli hocam Nasrettin hoca hikayesi "Ye kürküm ye" Büyük filozofun sözlerini çağrıştırdı. Selamlar saygılar.

Osman Vural 27.02.2024

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!