“Dinsizin hakkından imansız gelirmiş” diye; hakikaten doğru söylenmiş bir söz. Zaten doğruluk payı olmasaydı günümüze kadar gelmezdi; bakın size kendi yaşadığım bir olayı anlatayım.
Ankara'da Yüz yirmi daireli bir sitede ikamet ediyoruz. Bir gece yarısı sitenin otoparkından acı acı araba alarm sesi geliyor. Çoluk çocuk uyandık. Baktık bizim araba ile bir ilgisi yok; tekrar yattık. Bu öyle bir hal aldı ki; üç gün geçmiyor tekrar ediyor; düşünebiliyor musunuz? Burada sabah okula gidecek çocuklar var gece uyku zorluğu çeken yaşlılar var, hastalar var.
Bunun böyle sürmeyeceği düşüncesiyle duyarlı bir komşumla birlikte durumu önce site yönetimine ilettik; yönetim ilgileneceğini söyledi. Araç sahibine ilettik; kimin yaptığından haberdar olmadığını söyledi. Aradan günler geçti ne durum değişti ne de yönetimce çözüm bulundu. Toplum zaten duyarsız; hatta biz duymuyoruz diye kıvıranlar bile oldu.
Baktım iş olacak gibi değil; bir duyarlı komşumla mahalle karakoluna gittik ve durumu anlattık. Komiser bize aynen "Valla iki adamımı orada sabahlatamam kendiniz bulun bize de haber verin” dedi. Ben de komşuma gel dedim bu gece benim arabada sabahlayalım; bu işi biz çözelim dedim. Komşum tamam dedi ve biz O gece benim arabayı kuytu bir yere çektik ve beklemeye başladık. Gece yarısı oldu bir de ne görelim; arabanın sahibi komşumuz odasının perdesini açtı, yana doğru sarktı ve uzaktan kumanda ile arabasının alarmını çalıştırdı ve hemen perdeyi kapadı.
Biz şok olmuştuk. Anladık ki; bu hain komşumuz bu işi kasıtlı olarak kendisi yapıyor. Büyük bir olasılıkla diğer bir komşumuzdan bu şekilde bir intikam alıyor olabileceğini düşündük. Sabah oldu kendisiyle konuştuk; seni gördük dememize rağmen kendisinin böyle bir şeyi yapmadığını inkar etti. Biz bundan sonra artık utanacağını ve bir daha yapmayacağını sanmıştık. Ama umduğumuz gibi olmadı. Yine bir süre sonra maalesef devam etti.
Karakola gidip bu komşumuzu ihbar etmenin iyi komşuluk ilişkilerini zedeleyeceğini düşünerek; bunun yerine gördüklerimizi bir tutanak halinde komşularımızdan da imza toplayıp yönetime vermeye karar verdik. Yüz yirmi daireden topladığımız imza sayısı maalesef yirmiyi bulmadı. O haliyle yönetime verdik. Aylar geçti yönetimden de bir sonuç çıkmadı. Bu arada gecikmeli de olsa komşumuz yine yapacağını yapıyordu. Ne yapabiliriz diye düşünürken benimle birlikte olan duyarlı komşum çözümü buldu.
“Gel hocam dedi bu sorunu ne yönetim çözdü; ne de polis çözdü; bunu ancak ikimiz çözeriz” dedi. Hayırdır dedim ve fikrini sordum; bu gece yarısı bu şerefsizin dört lastiğini de kullanılamaz hale getirelim; bak o zaman nasıl akıllanır dedi. Bir an; bu fikir bana ters gelse de aklıma yattı ve kabul ettim.
O gece ikimiz operasyonu gerçekleştirdik. Sonra ne mi oldu? Bir daha alarm çalmadı, birkaç ay sonra da zaten zararlı komşumuz; taşınarak siteyi terk etti gitti. Eee ne demişler; CAMI KIRAN PARASINI ÖDER.
Sevgi ve Saygılarımla