Pazarlamacıların türettiği bir söz vardır: “Reklam gelirin motorudur” Buna bir sözümüz yok ama esas sözümüz reklamın bizlere sunum şeklidir.
Maalesef günümüzde reklam adına olmadık yamuklar yapılmaktadır. Çocuklar ve kadınlar reklamlarda acımasızca ve onursuzca kullanılıyor. Abartılı görüntülerle bizleri fazla tüketime yönlendiriyorlar. Bazen o kadar abartıyorlar ki; insan en sevdiği üründen bile soğuyabiliyor.
Şöyle ki; hemen, hemen her televizyon kanalında reklamlarda bal reklamı furyası aldı gidiyor. Yarı kadın yarı erkeksi sesiyle bir erkek çığırtkan eline bal şişelerini almış ballandıra, ballandıra balın yararlarını anlatıyor. Fiyatına gelince adam tam bir kaldırım pazarlamacısı edasıyla başlıyor anlatmaya; “Bir şişe fiyatına üç şişe, yetmiş dokuz değil, altmış dokuz değil, kırk dokuz lira” Bir şişe alayım üçte bir fiyat vereyim diyorsunuz kabul etmiyorlar.
Sizleri bilemem ama ben şahsen fiyatlarının sonu dokuzla biten tüm ürünlerden tırsarım. Ayrıca üç alana bir bedava kampanyaları da çok saçma. Bir pantolona ihtiyacı olan bir insan neden dördüncü pantolonu alsın.
Satıcı samimiyse dördüncü pantolonu vermek yerine bir pantolonun fiyatında indirim yapar. Mevsim sonu ucuzluk da bir tuzaktır. Mevsim boyunca satılmayan model, renk ve ölçüleri elden çıkarmak için uydurulmuş bir reklam kampanyasıdır. Zaten isteseniz de istemeseniz de burada aradığınız ürünü bulamazsınız. Ayrıca “Kapatıyoruz” ilanıyla reklam veriyor ne hikmetse Bir yıldır bir türlü kapanmıyor.
Telefon operatörleri yaptıkları kampanyalarla milyonlarca aboneyi koyun sürüsü gibi kendilerine yönlendirerek kazanıyorlar. Benim zavallı abonelerim bilmiyorlar ki; değişen bir şey yok; al birini vur ötekine.
Reklamcılar her ne kadar reklamın kötüsü olmaz diye kendilerini kandırsalar da bilinçli tüketicileri kandıramazlar.
Sevgi ve Saygılarımla