MEVZU DERİN

Ömür ve ölüm…

Doğumdan ölüme kadar geçirdiğimiz süreç bize biçilen bir ömürdür. Bebeklik, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinden oluşan bu süreç; kısmet olana tekrarı olmayan bir film gibi biter.

Önemli olan bu dönemlerin yararlı ve sağlıklı bir şekilde geçirilmesidir. Bazılarımız bu süreçleri yerinde değerlendirirken bazılarımızda sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi hovardaca kullanırız.

Basit bir benzetme ile ömür; sabah güneşle doğmak ve akşam güneşle batmaktır. Kısa diyorsanız bu kadar kısa uzun diyorsanız bu kadar uzun ama hepsi bu kadar.

Yaşamın son bulması olarak tanımlanan ölüm ise; Allah’ın bizlere sunduğu en büyük ve kutsal bir icattır. Öyle bir icattır ki; insanoğlu ne yaptıysa ölüme çare bulamadı ve bulamayacaktır. Aslında O bize Allah’ın bir lütfudur.

Bu lütuf ki; bakın nelere kadir:

*Çoğalmanın getireceği sorunlar yeni, yeni sorunlar yaratarak içinden çıkılmaz bir hal alacaktı.

*Zalimlerden ve kötülerden zulüm görenler; başka türlü nasıl kurtulacaktı?

* Her ne kadar sözü ve yüzü soğuk da olsa ölüm temizliktir, kurtuluştur ve mutluluktur.

Ölümü sadece yakınlarımızı mezara koyarken ve on yedi saniyede altı yüz kişinin öldüğünü duymakla değil her an aklımızdan çıkarmamalıyız. Nerede ne zaman ve ne şekilde öleceğimizi bilemeyiz.

Burada önemli olan insanın ölümle yerinde, zamanında ve hayırlı olanıyla tanışmasıdır.

 

NOT:  *Mıhlama adlı siteme koyduğum yazılarımı; her isteyen benim adım altında dilediği yerde yayınlayabilir.

 Sevgi ve Saygılarımla

Yayın Tarihi
31.10.2011
Bu makale 5304 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!