MEVZU DERİN

Olmadı vekilim…

DOÇ. DR. İBRAHİM BAYKAN

Yine bir vekil iyileştirme yasası jet hızıyla meclise geldi ve ne yazık ki; halkın tepkisi ses getirince tırstılar ve umdukları gibi olmadı.

Basının yalancısıyım; önce topluca anlaştılar ve yasa teklifinin altına tüm parti milletvekilleri imzalarını attılar. Baktılar ki; toplumda büyük tepki var; bir kısmı imzalarını geri çekti. Hiç kıvırmasınlar böyle bir tepki alınmasaydı bu ballı yasa bal gibi geçecekti. Bu yüzden imzalarını çeken muhalefet kusura bakmasınlar hiç de samimi değillermiş. Yerseniz dediler ama bu halk yemedi.

Bugün için bu hesapları tutmadı ama şunu kimse unutmasın ki; bir fırsatını bulup bu ve benzeri yasanın daha ballısını çıkarırlar. Geçmişte bunun çok örnekleri var. Memleketin önemli sorunlarında bir araya gelmeyen partiler hiç kuşkunuz olmasın ortak menfaatte anında anlaşıveriyorlar.

Ülkede milyonlarca insan geçim sıkıntısı çekerken bunların böyle oldubittilerle kendilerine ayrıcalıklar yaratmaları kul hakkına tecavüz değil midir? Kul hakkına uymayanlar ahrete de inanmıyor demektir. Demek ki; ahrete de inanılmıyor; inanılıyormuş gibi yapılıyor. Şeytan diyor ki; milletvekili olabilmek için yoksa harcananların karşılığı mı çıkartılmaya çalışılıyor?

Burada asıl mesele milleti yok sayıp kendilerini milletin üzerinde görme arzularıdır. Milletvekilliği bir meslek değildir; dönem süreci ile sınırlı ve milletten alınan bir vekâlet görevidir. Tıpkı tuttuğumuz avukat gibi. Tüm bu gerçekler varken siz milletvekilliğini böyle ayrıcalıklarla donatırsanız cazip ve fırsat dolu bir iş olarak görenlerin iştahını kabartırsınız. İşin acı tarafı emekli milletvekillerinin de bu ayrıcalıklardan umunuyor olmalarıdır. Keşke bu ülke çok zengin olsaydı dükkân sizindi.

Dünyanın neresinde görülmüş trafik suçu işleyeceksiniz faturası devletten, düğünlerde ağalık yapıp altın takacaksın faturası devletten. Eski çağlarda bu imtiyaz derebeylere aitti. Kimse kusura bakmasın şimdi bunlar mazide kaldı ayrıca; herkes yaptığı hatadan kendisi sorumlu olmalı ve hesabını da kendisi vermelidir.

Unutmayalım ki: “Ne günahla gidersen git ama sakın kul hakkıyla gitme”.

Sevgi ve Saygılarımla