At arabacı ile bir arkadaşı seyir halindeler. Arabacının yanında oturan arkadaşı içerisinden şöyle bir at arabası sahibi olmayı geçirmiş ve arkadaşına:
Valla ben sana çok özeniyorum; şöyle senin gibi bir atım ve arabam olmadı. Arkadaşı bu laf üzerine düşünürken tam bu sırada at da büyük kakasını yapıyormuş. Hemen arkadaşına dönmüş: Şu kakadan bir avuç alıp yersen ben de sana bu atı ve arabayı veririm demiş.
Arkadaşı hiç düşünmeden ani bir kararla hemen kolunu uzatmış def-İ hacet yapmakta olan attan bir avuç kaka almış ve yemiş. Bir süre yol gitmişler ve at arabası sahibi bu alışverişten çok pişman olmuş ve ağlamaya başlamış; nasıl ağlamasın; atta araba da elden gitti.
Bunu hisseden arkadaşı; arkadaşının bu haline dayanamamış ve bir süre daha yol aldıktan sonra tekrar pisleyen atın kakasını işaret ederek arkadaşına: Anladım ki; sen bu alışverişten mutlu olmadın bu kez sen bu kakayı yersen atı da arabayı da sana tekrar veririm demiş.
Arabacı bu teklife çok sevinmiş ve hiç düşünmeden ikinci fasıl kakadan bir avuç almış ve yemiş. Yola devam ederlerken asıl at araba sahibi bu kez uzun, uzun düşündükten sonra arkadaşına dönmüş: At ve araba zaten benimdi şimdi yine benim; senin at ve araban yoktu şimdi yine yok; iyi de “Biz bu boku niye yedik?” Demiş.
Yorumu da sizlere kalmış.
Sevgi ve Saygılarımla