Öncelikle dünyaya erkek olarak geldiğim için tanrıma sonsuz teşekkürler ediyorum. Sakın bu giriş cümlelerine takılıp da kadınlarımız alınmasınlar. Yazımın sonunda en azından bazıları herhalde bana hak vereceklerdir.
Gelelim esas konuya: İsterseniz konuyu kadınlar için peydahlanan ve içerisinde kadın parmağının da olduğu durumları başlıklar halinde irdeleyelim:
*Kadın kolları:
Maalesef; kadınlarımızın da onayladığı ve pek hoşlandıkları bir oluşum. Ne demek kadın kolları; bir defa bu terim başlı başına kadınlarımız için bir hakaret sayılmalıdır. Kolluk kuvveti der gibi silahsız bir sınıf yaratılmaktadır.
Bunu da siyasi partilerdeki egemen erkek sınıfı bir güzel kullanmaktadır. Nasıl mı? Kadınlar harıl, harıl parti faaliyetlerinde bulunur kontenjana gelince erkeklere göre binde oranlarla anılır. Sonuç da kadınların da çıtı çıkmaz bu döngü hep böyle devam eder gider.
*Kadın sığınma evleri:
Bu da devletin bir ayıbıdır. Kadını bu hale getirmeden çözüm getirin. Ne bu evler olsun ne de kadınlar bu hale gelsin. Ayrıca senede beş bin kadın hayat kadını olmak için sırada bekliyormuş. Bunun nedenleri neden araştırılmıyor? Kadın dernekleri nelerle meşgul acaba?
*Dünya kadınlar günü:
Bu da gösteriyor ki; kadınlar az veya çok ülkeler arası farklılık gösterse de kaderleri hep aynı. Bu özel günlerde erkekler kadınların ağzına bir parmak bal çalar, kadınlarımız da bununla bir yıl idare eder. Her yıl bu döngü kesintisiz devam eder.
*Kadın ve reklam:
Kadınlarımız maalesef reklamın bir numaralı objeleridir. Bundan da hiç rahatsız olmadıkları belli ki; büyük bir keyifle izlemektedirler. Nerede kaldı tüketici hakları. İlla rujunuz bozuk çıkınca mı hakkınızı arayacaksınız.
*Kadın dernekleri:
Bu derneklerin bir kısmı; yardım ve dayanışma adı altında yemeli ve içmeli toplantı yapar; toplantı sonunda dansöz bile oynatılır. Erkek oynatanlarını bile duyuyoruz.
*Kadın günleri:
Bu günlerde ne konuşulur bilemem ama gün fonu adıyla kocaların epey tırtıklandıkları bilinmektedir.
İşte sizlere tespit edebildiğim kadar kadının statüsü. Bu konu burada bitmeyecek; bunun takipçisiyim kadınlarımız bana darılsa da sarılsa da bundan sonraki gözlemlerimi tekrar yazacağım. Ta ki; kadınlarımız bu tür kullanılışlarının farkına varıncaya kadar. Gördüğünüz gibi kadının kadına yaptıkları ortada.
Bu bölümün son sözü olarak ve deneyimlerime de dayanarak kendi uydurduğum ve bana göre iddialı bir sözü de söylemeden bitirmek istemiyorum:
“Bu dünyada kandırılamayacak erkek çok az, kandırılamayacak kadın hiç yoktur.”