“Dünya Müslümanları uyudukça bu Yahudiler göreceksiniz daha neler, neler yapacaklar.”
Tarih 21 Ağustos 1969’u gösterdiğinde; kayıtlara kara bir leke olarak geçecek Mescid-i Aksa’nın yakılması olayı birçok soru işareti ve şaibelerle kapatılmıştı. Facianın faili Avusturalyalı Yahudi fanatik Michael Rohan’dı.
Bu terörist uzun süre Müslümanmış gibi mescide gidip geliyordu hatta Müslümanlarla birlikte namaz kılıyordu. Her geldiğinde yanında gizlice getirdiği yanıcı maddeleri mescidin içine saklıyordu. Olay günü cemaatin en az olduğu sabah namazından sonraki işrak vaktinde fethin nişanesi olan bu şaheseri ateşe verdi ve elini kolunu sallayarak dışarı çıktı.
Sadece Esbat kapısından girebilecek olan itfaiye araçları engellenmiş olması nedeniyle halk mahalle aralarından kovalarla su taşıyıp yangını söndürmeye çalıştılar. Bu olağanüstü çabalarla yangın söndü ancak minber-i şeriften kalan sadece birkaç tahta parçasıydı.
Dünya Müslümanlarının şimdi Gazze’de olduğu gibi cılız kınama mesajlarından başka kayda değer bir tepki olmadı. İsrail’in o günkü kadın başbakanı olan; Golda Meir şunları söylüyordu:
“ O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki; Müslümanlar Dört bir taraftan İsrail’e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman anladım ki; Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmetdir.”
Sevgi ve Saygılarımla