Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında Birleşmiş Milletler üyesi olan tüm ülkelerde kutlanan “Engelliler Haftası” kabul edilmiştir.
İnsan hayatında; başına nerede ne zaman, ne geleceği bilinmez. Geçirilen bir kaza, doğuştan ve sonradan yakalanılan bir hastalığın sonucu organlardan birinin kaybedilmesi veya fonksiyonunu yitirmesi engelli olma nedenleridir. Bu yüzden hepimiz birer potansiyel engelliyiz.
Bizlerin de bir gün engelli adayı olabileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız. Onlara üzülmek ve acımak yerine; onların hayatlarını kolaylaştıracak koşulları oluşturmalıyız. Sokakta gördüğümüz bir engellinin koluna girerek karşıya geçmesini sağlamak başta insani görevlerimizden olmalıdır.
Onlara karşı kesinlikle; sakat, özürlü ve eksik gibi onur kırıcı sıfatlar kullanmamalıyız. Onlardan bahsederken adlarının önüne engel türlerinin tanımlarını iliştirmemeliyiz.
Örneğin;
Kel Ali, Topal Mehmet, Kör Cafer, Güdük Ayşe diye hitap etmek ne kadar ayıp ve günah değil mi? Hatta bunlardan bahsederken sakatlar yerine engelliler demek daha doğru olacaktır.
Yakın bir tarihe kadar derneklerinin adı bile “Sakatlar Derneği” olarak anılıyordu; Şükürler olsun bu “Engelliler Derneği” olarak değiştirildi. Aslında onların; kimi zaman biz sağlıklı insanların yapmakta zorlandığı işleri inanılmaz bir yetenek ve çabuklukla yaptıklarına tanık olmuşuzdur.
Onların da bu ülkenin kaynaklarından eşit kullanma hakları var. Bunun için yaşam kalitelerini arttırmak için devlet masraftan kaçmamalıdır. Bu anlamlı gün vesilesiyle; yaşamları boyunca mutlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
Bu vesileyle Bir gün değil her gün hatırlamak dileğiyle onları canı gönülden saygı ile selamlıyorum.
Sevgi ve Saygılarımla