Günahıyla, sevabıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Hem biz hem dünya bir yıl daha yaşlandı.
Yeni yıldan beklentilerimizi her yeni yılda yaptığımız gibi bu yeni yılda da klişe ve beylik laflarla karşılayacağız. Bu döngü dünya var oldukça sürüp gidecektir.
Gelelim eski yılın getirdikleri ve götürdüklerine:
*Ölümcül iş kazalarında yine birinciliği elden bırakmadık. Önlem almadığımız maden ocaklarında yüzlerce canımızı kaybettik,
*Toplum ikiye bölünmüş; bir yarısı bu hükümet ne yaptıysa doğrudur diyor sanki hiç yanlışı yokmuş gibi. Bir yarısı da ne yaptıysa yanlıştır diyor; sanki hiç doğrusu yokmuş gibi,
*Kadına şiddette hız kesmedik; korumaya aldığımız kadınlarımızı bile koruyamadık,
*Helali haramı unuttuk; çıkarlarımız için her şeyi mubah saydık. Sırtımızdaki kamburun alınması yerine; herkese kambur diledik,
*Darbeler, darbelere darbeler. Sonuç? Dam üstünde un eler, tombul, tombul davalar,
*Müslüman Müslüman’ı; sanki farklı Allah’a sahipmiş gibi “ALLAHU-EKBER” diyerek kafasını kesti ve halen kesmekte,
*Nerede bir bomba patladıysa Müslüman’ın ensesinde patladı ve halen patlamakta,
*Sınırlarımızı açtığımız mültecilere insancıl bir hayat veremediğimiz için hem onları hem de kendimizi perişan ettik ve halen etmekteyiz.
Tüm bu yukarıda sıralanan sıkıntıları eski yılda dibine kadar yaşadık ve halen yaşıyoruz. Umarım yeni yılda; bir geçen yılı aramayız.
Bu dileklerle yeni yıl tüm dünyaya barış, huzur, verim ve mutluluk getirsin. Diyeceğim ama açıkçası hiç de ümidim yok.
Sevgi ve Saygılarımla