MEVZU DERİN

Dünya ağlama günü…

DOÇ. DR. İBRAHİM BAYKAN

Bana kalırsa geçirmekte olduğumuz bu yılı ağlama yılı ilan edelim. Dünya kaynanalar günü oluyor da ağlama günü neden olmasın. Devletin tepesindekiler bile ağlıyorsa bu önemli bir vakadır, sakın hafife almayınız.

Baksanıza güvenlikten sorumlu bir zat-ı muhterem kimlere nasıl ağlanacağı fetvasını bile verdi. En iyisi biz bu ağlama eylemimizi bir prensibe bağlayalım.

Nasıl mı?

Alın size öneriler:

*TBMM’nin bahçesine bir ağlama duvarı çektirelim; sulu gözlü vekillerimiz her mesai öncesi ve sonrası bu duvara istedikleri kadar ağlasınlar hatta saçını başını yolsunlar. Saçı olmayanlar üst ve baş yırtsınlar,

*Kurumlarda ağlama odaları oluşturalım. Amir ve memur ayırımı yapmadan her mesai öncesi ve sonrası bu odalarda toplu halde ağlayalım. Hatta en çok ağlayan müdür ve memuru yılın müdürü ve memuru seçip ödüllendirelim. Ağlayamayanları hizmet içi eğitime alarak; ağlama kursu verdirelim,

*Devlet personel alımlarında sözlü ağlama sınavları yapalım. En iyi ağlayanlara öncelik tanıyalım,

*Her yılın bir gününü ağlama günü ilan edelim ve O günü ulusça bir coşkuyla ağlayarak kutlayalım. Hatta bunu uluslararasına taşıyalım ve Dünya ağlama yılı olarak önerelim. Ağlamayanları veya ağlayamayanları en ağır ceza ile cezalandıralım; hatta insandan bile saymayalım.

Şakası bir yana; uzmanlara göre ağlamak ruh sağlığına iyi gelirmiş. Her fırsatta ağlayalım arkadaşlar. Ağlayalım ama hiç kimseye çaktırmadan gizli, gizli ağlayalım.

Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum: Sizler de lütfen gizli, gizli ağlayın; sizler aşikâr ağlarsanız unutmayın ki; birileri güler; vatandaş da zırlar.

Sevgi ve Saygılarımla