MEVZU DERİN

Diyanet işleri hallet şu işleri…

Esas konuya girmeden önce; Diyanet işlerinin işlevinin neler olduğuna bir göz atalım:

 

*Laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, İslam Dini'nin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek,

 

*Sürekli bilgi üretmek, bilgiyi toplumla paylaşmak ve güncel sorunlar hakkında yerinde ve zamanında açıklama yapmak.

 

*Gerek AB ülkelerinde gerekse Türkiye'de var olan din anlayışları ve uygulamalarıyla ilgili tartışmaları yakından izlemek ve bu konuda Batı kamuoyuna sağlıklı bilgiler sunmak.


Gelelim esas konuya:

 

Yukarıda özeti verilen; anayasa ile belirlenmiş Diyanet işleri görev tanımı teoride çok güzel açıklanmış; açıklanmaya da gelgelelim bizler ne hallerdeyiz:

 

*Bu çağda halen ölmüşlerden medet umuluyor; Allah yerine gidip onlara aracı olmaları için yalvarıp yakarıp ağlaşıyorlar,

 

*Din adamlarımız üçe, beşe bölünmüş; birinin dediğini biri kabul etmiyor, hatta bazı kuralları kökten reddedenleri bile var,

 

*Televizyonlarda mangalda kül bırakmayan bir kısım din adamları halkı dini konularda aydınlatmanın yanında bu vesileyle kaç kitap, kaç CD. Kaç dergi satarım reklamının derdine düşmüş olmaları, 

 

*Arap gelenekleri sure ve ayetlerin önüne geçmiş hatta onların yerine oturmuş,

 

*Dualar, sureler alınır, satılır hale getirilmiş ve sahte hocalar ortalarda cirit atıyor,

 

*İhtiyacı olmadığı halde Hz. Muhammet’e karizma yaratmak için sanki yanındaymış gibi olur olmaz örnekler veren bir kısım sözde hocalardan haberiniz var mı?

 

*Çocuğu; yüzde yüz özürlü doğacağı raporlarla tescillenen bir hamile kadına “Bu çocuğu aldırırsan günaha girersin” Diyanet de böyle diyor diye fetva veren hocalardan haberiniz var mı?

 

*Cami yapımları; ibadet amacından ziyade bünyesinde işyeri yaratmak isteyenlerin isteklerine alet edilmiş,

 

*Cami minareleri menfaat uğruna sağlığa zararlı baz istasyonlarının mekanı olmuş,

 

*Ayak kokusunun olmadığı ve ayakkabım çalınabilir korkusunun yaşanmadığı cami sayısının yok denecek kadar az olmuş olması,

 

*Malzemeden çalınan; cami minarelerinin şiddetli rüzgârlar sonucu cemaatin tepesine düşüp ölümcül kazalara neden olması,

 

*Büyücüler ve üfürükçüler; zavallı vatandaşa umutlar dağıtıyor,

*Kaldırım kitapları diye tanımlanan ve din adına abuk sabuk bilgiler içeren kitapların nasıl yayınlanıp satıldığından haberiniz var mı?

*Bazı imamların okuduğu ezanın ezan mı? Ağıt mı? Şarkı mı? Gazel mi? Olduğu belli değil,

*Ses düzeylerinin sonuna kadar açıldığı ezanın; minarelerde toplu bir koro halinde birbirlerinin sesini kapatarak anlaşılmaz bir söz armonisi yarattığının farkında mısınız?

*Keşke deveyle gelseydik diyen hacıların hac organizasyonuna olan tepkilerine; müftülerin; “Eziyetli hac daha kutsaldır” ve ”Allah sabrınızı deniyor”  diye verdiği saçma fetvaları,

*Diyanet yetkililerinin hac kontenjan duyurularında “Son bir yer kaldı kaçırmayın” diye en az on kişiye söylendiğini ve bu yalanın da seyahat esnasında hacıların birbirleriyle sohbet esnasında ortaya çıktığını,

*Müslümanların halen bu yüzyılda kurban ibadetini nasıl yerine getirileceğini bilemediği ve herkesin kafasının karıştırıldığını,

*Siyasilerin bir kısmının kendilerini din adamı yerine koyarak halka; fetva verdiğini ve her Cuma; cami kapısını siyasi şov arenasına dönüştürüldüğünü,

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Toplumun din bilgisini merak ettim Diyanetin alo fetva hattına sık sorulan sorulara bir baktım; aman Allah’ım ne cahillerimiz varmış. Öyle sorular var ki; ne siz sorun ne de ben yazayım. Sanki yazının icat edilmediği ve okuma yazmanın da bilinmediği bir çağda yaşıyormuş gibi insanlar abuk sabuk sorular soruyor.

 

Sonuç olarak maalesef toplumun Din Bilgisi çok zayıf. Diyanet işleri başkanına sesleniyorum: Yukarıda sıraladığım arızalar; doğrudan görev alanınıza giriyor. Maşallah bu işler için kaynağınız da yerinde.

 

İddia ediyorum yukarıda sıraladığım olumsuzluklar son bulsun İslam Din’i daha sevilecek ve daha yücelecektir. Aksini düşünmek İslam Dini’ne yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Zannetmeyin ki zamanımız gençleri Diyanetten yararlanıyor; hiç merak etmeyin sizlerle dalgalarını geçiyorlar.

 

Toplumun bir ferdi olarak diyeceğim O ki; Diyanet işleri hallet şu işleri.

 

NOT:  *Mıhlama adlı siteme koyduğum yazılarımı; her isteyen benim adım altında dilediği yerde yayınlayabilir.

Sevgi ve Saygılarımla

Yayın Tarihi
13.12.2010
Bu makale 4899 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!