Birçok başarılı yapımda imzası olan Yönetmen Sinan Çetin yine yaptı yapacağını. Ülkemizin bir numaralı sorunu olan terör konusunda kendince çözüm önerileri getirmiş.
Bazılarınca bu görüşler artistçe karşılansa da dikkatlice irdelenecek olursa hiç de fena gelmedi bana. En azından bir yurttaş olarak olaylara Fransız kalmadığını göstermektedir.
Gelelim Sinan Çetin’in önerilerine:
“Hiç askerlik yapmamak için 1 Milyon dolar ödemeye hazır bir sürü insan var benim tanıdığım. Tarkan ile Mustafa Sandal askerde patates soysa ne olur soymasa ne olur. Üstelik soymayı da beceremezler patates yarı yarıya fire verir. Kabaca hesap yaptık 33 milyar dolar yapıyor. Git PKK’yı satın al konu kapanır” Diyor.
Haksız da değil PKK para ve olanak sağlayan birilerinin adına iş yapan bir nevi taşeron mafya örgütüdür ve Kürtlerin haklı isyanlarını silahlı talebe oturttu. Yurt edinme gibi bir dertleri de yok. PKK; uluslar arası düzeyde taşeron yöntemiyle uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve benzeri pis işlerin sektör haline getirildiği bir şer topluluğudur. 1950’li yıllarda Doğuda eşkıya Koçero vardı; bu Koçero ve saz arkadaşları cana değil sadece mala kast ederlerdi. Bunlar geçimini eşkıyalıkla sağlayan bireysel küçük gruplardı. Sinan Çetin burada PKK’yı satın almayı mecazi anlamda kullanmış. Esas amaç teröre harcanan parayı Doğuya harcayarak PKK’nın elinden bu Argümanlarını satın almaktır. Diğer bir ifadeyle Doğu zenginleşirse PKK Argümansız kalır.
Bu arada gözden kaçırılan veya görmezden gelinen bir konu daha var. Bu da Doğudaki ağalık düzenidir. Dört karılı ve binlerce dönümlük arazi sahibi ağaların da maşallah keyifleri pek yerindedir. Basının yalancısıyım; seçim sandığı ağanın evinde ve cebinde en az on bin oy. Nerede kaldı demokrasi? Nerede kaldı özgürlük? Bunu da toprak reformu ile bu ülkenin aşması gerekir. 12 Eylül’de Kenan Evren’in aklına 17 aşındaki çocuğun yaşını büyütüp asmak geldi de bu toprak reformunu yapmak bir türlü gelmedi. Hâlbuki bu iyi bir fırsattı.
Günümüzde ülkemizin bir numaralı sorunu olan bu terör illeti Otuz yıldır silahla çözülmüyorsa bu işte bir arıza var demektir. Bu arızayı düzeltmek de siyasilerin sorumluluğunda bir görevdir. Yapacakları yeni anayasa Okka ve Divit ile elle yazılıyor olmalı ki; bir türlü tamamlanamıyor.
Umarım siyasiler bu arızanın giderilmesinde en az Yönetmen Sinan Çetin Kadar duyarlı olurlar.
Sevgi ve Saygılarımla