Zamanın Kadısı, bir fırının önünden geçerken; mis gibi kızarmış ördek kokusu alır. Hemen fırına dalar ve fırından yeni çıkmış; nar gibi kızarmış iki ördeği görür. Fırıncıya; “Bunları hemen bizim eve yolla” der.
Fırıncı ne yapsın karşısında koskoca Kadı var; bunların sahibi mi var diyecekti. Peki kadı efendi der ve ördekleri kadının evine yollar.
Nihayet ördeklerin sahibi gelir ve ördeklerini ister. Fırıncı: “Valla senin ördekler uçtu” der. Adam: “Nasıl olur pişmiş ördek hiç uçar mı sen beni kandırıyorsun” der ve fırıncıyla kavgaya tutuşurlar.
Kavga esnasında; fırının küreği fırında müşteri olarak bulunan bir Gayri Müslüm’ün tek gözüne isabet eder ve adamın gözü kör olur.
Bu karmaşada fırıncı olay yerinden kaçarken bir hamile kadına çarpar ve hamile olan kadın da yere düşmekten dolayı; karnındaki çocuğu kaybeder.
Sonuçta; fırıncı, ördeklerin sahibi, Gayri Müslüm Salamon ve çocuğu ölen kadının kocası davalık olurlar ve Kadı’nın karşısına çıkarlar.
Kadı hepsini dinledikten sonra kara kaplı defteri açar ve ördek sahibine: “Bak burada ördeğin karşısında; uçan kanatlı hayvan yazıyor. Fırıncı doğru söylemiş senin ördekler uçmuş.
Gayrimüslüm’e dönerek: “Bak defterde Bir Müslüm, Bir Gayri Müslümün gözünü çıkarırsa diğer gözünü de çıkarma hakkı doğar. Senin diğer göz de çıkarılacak” der.
Bunu duyan Gayri Müslüm; diğer gözünden olmamak için: “Kadı efendi ben davamdan vazgeçtim” der.
Kadı; hamile karısından bebeğini kaybeden adama da döner: “Sen de karını fırıncıya ver bebeğini yerine koysun.” Der ve dava kapanır.
Alın size hak, hukuk adalet.
Sevgi ve Saygılarımla