Alışveriş yaptığım kasap’a bir hanım geldi: “Bayramda et getirsem sucuk yapar mısınız” Dedi. Kasap: “Abla inan çok sipariş aldık kusura bakma yapamayız” Dedi.
Bayan kararlı: “Bayram sonu olur mu?” Dedi. Kasap: “Olur abla ama Bir hafta sonra gel” Dedi. Alın size sözde Kurban Bayramı. Halbuki; işin özü neydi? Kestiğin kurbanı Üçe böleceksin, birini kendine, birini fakir fukaraya, diğerini de evine gelen eş ve dostla tüketeceksin. Hem de bunu Dört gün içerisinde.
İbadet bunun neresinde, paylaşma bunun neresinde? Kimi kandırıyorsun Eyy sahte Müslüman? Sözde hayır kurumları eskiden kurban derilerine gözlerini dikerdi; şimdilerde kurbanın tamamına göz diktiler. Yıllarca Türk Hava Kurumu kurban derileri topladı; bir tane uçak mı yaptı?
Din simsarları da ayrı bir dert; din adına deri topladı kendilerine post yaptı. Buraya kadar olanlar işin cukka yönü. Bir diğer sosyolojik yönü var ki; ne bayramı? Millet tatil derdinde veya kestiği kurban etiyle pikniklerde tıkınma ve lay, lay lom.
Burada samimi kişi ve kurumları ayrı tutarak diyorum ki; yazıklar olsun sizin sahte yüzlerinize; utanmaz, arlanmazlar.
Neyse ben bayramlık ağzımı daha fazla açmayayım. Bu vesileyle; gerçek ve samimi tüm Dünya Müslümanlarının Kurban Bayramının hayırlara vesile olması dileğiyle kutluyorum. Sahtelerine ise Allah’tan acil ıslah diliyorum.
(Sevgi ve Saygılarımla)
Not:Sıla ziyaretine çıkacak yolcular aman dikkat; “Kurban Bayramı’na giderken trafikte kendiniz kurban olmayın.”