İnsan sağlığında; beslenmenin önemi kadar psikolojik yıkım yaratan kin ve kibir duygularının da bir o kadar önemi vardır.
Yaşamımızda birçoğumuz haksızlığa ve hak etmediğimiz hakaretlere uğramış olabiliriz. Hatta bunları en yakınlarımızdan bile görmüş olabiliriz. Bu gibi hallerde kin duymak; vücuda kazandırılacak en büyük darbedir.
Bunu; inançlı bir tıp otoritesi şöyle tanımlamaktadır: “ İnsan vücudunda beslenen her kin; kalp de bir delik açar” Bu deliklerin sayılarının artması demek kalbin işlevini yapamaması demektir. Burada yapılması gereken bu gibi hallerde kin tutmadan ve beddua etmeden konuyu zamana bırakmak ve Allah’a havale etmektir.
Biz insan olarak çok sabırsız bir varlık olduğumuzdan; bize haksızlık yapanların yaptıklarının bedelini ödemelerini bekliyoruz ve bunu hemen görmek istiyoruz. Ben şahsen alınan mazlum ahlarının nasıl çıktığının örneklerini çevremde çok gördüm.
Kendimden örnek veriyorum:
Üniversitemde Bölüm Başkanı’na açılan bir yolsuzluk soruşturmasında birçok yalancı şahidin aksine doğruyu söylediğim için; yetkilerinden güç alarak bana yapmadığını bırakmadı. Şu anda bu zat-ı muhtereme kalbinde kullanmak üzere ayaklarından alınıp kullanılmayan damarı kalmadı. Suç ortağı yardımcısı ise Parkinson’un etkisiyle yirmi dört saat dansöz gibi kıvırıyor.
Bu yaşadığım olay; bana bu konudaki inancı öğrettiği gibi kin tutmadığım için de beni çok mutlu etti. Aksi halde kalbimde bir delik açmış olacaktım. Sizler de hayatınızda bu ve benzeri olayları yaşamış ve/veya yaşayacak olabilirsiniz. Bu yüzden siz siz olun sakın kalbinize kendi ellerinizle delik açmayın. Faturası size ağır olabilir.
Ne demiş atalarımız?
“ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE”
“KUL HAKKININ AFFI YOK”
“NE OLDUM DEME NE OLACAĞIM DE”
NOT: *Mıhlama adlı siteme koyduğum yazılarımı; her isteyen benim adım altında dilediği yerde yayınlayabilir.
Sevgi ve Saygılarımla