Savunana da karşı çıkana da pirim veren bu başörtüsü konusunda yazı yazmayı şu ana kadar hiç düşünmemiştim ama gündemden hiç düşmediği için duyarsız kalamadım.
1974-78 yıllarında üniversite öğrencisiydim. Üniversitemizde mini etekli ve başı kapalı derse giren kız arkadaşlarımız vardı. Hiç ama hiç kimsenin dikkatini bile çekmezdi. Ne zaman ki; yasaklar getirildi ve siyasiler baktılar ki bu konu iyi pirim veriyor O yıl bu yıldır kullanan kullanana. Ayrıca çözüm yerine başörtüsünün şekli ve örtüş yöntemiyle sorunu daha da çıkmaza sürükleyerek içinden çıkılamaz bir hale getirdiler.
Bunu istismar eden sadece siyasiler değil; başını kapayıp gözleri fellik fellik oynayan bayanlarımız da yok değil. Bakıyorsunuz başını kapamış ama giydiği pantolon ve tişört vücut hatlarını ortaya sergiliyor. Ayaklar derseniz çorapsız ve yapılan aşırı makyaj da ayrı bir maskaralık.
Hiçbir siyasi kıvırmasın bu konuda düşündüklerinde samimi değiller. Onlar için önemli olan savunan ve/veya karşı çıkan kesimin oyunu almak. Siyasiler şunu bir anlasalar; artık bu konu halkın gündeminde kabak tadı verdi. Diğer bir deyişle bu konu siyasi rant olmaktan çıktı. Başka rantlar arayın. Bir yemek hiç yüzlerce defa ısıtılıp sofraya konur mu?
Üniversitelerde barınma ve eğitim kalitesi sorunları dururken kızların örtü ve şekliyle uğraşılıyor. Yüze yakın üniversitemiz var; yasa aynı yasa olmasına rağmen maalesef rektörler farklı uygulamalar yapıyor. Yani rektörler bir çeşit suç işliyor ama kimsenin umurunda değil. Bir Allah’ın kulu çıkıp ta bu ne iş yahu demiyor, diyemiyor.
Ben bu ülkemin kadınlarını da anlayamıyorum. Siyasi partilerde Kadın Kolları adı altında örgütlenerek kendileri için hiçbir şey yapmazken ortaya çıkıp da size ne bizim başımızın örtüsünden ister takar ister takmayız ve hatta nasıl takarsak takarız diye hiçbir girişimleri yok. Yazıklar olsun onlara da.
Umarım kabak tadı veren bu konu ülke gündeminden bir an önce düşer de hep birlikte kurtuluruz diyemiyorum.
Ülkenin başını daha çok ağrıtacağa benziyor; Çünkü alan memnun satan memnun.