“Hayatımda hiç kimseyle sidik yarıştırmadım; benimle yarıştıranlar hep üzerlerine işediler”
Değerli arkadaşlarım “SIRADIŞI VE AYKIRI BİR ADAM” adlı hayatımın romanını yazmakta olduğum kitabımdan; sizlere bölümler halinde yayımlama kararı aldım. Umarım okurken keyif alırsınız.
NOT: “Yazılanlar hayal ürünü değil; bizzat yaşadığım olaylardır.”
NAZARA İNANMAM
Bence nazar: İnsanların yaptığı hata ve yanlışların ardına sığındığı bahanelerdir.
Nasıl mı?
Alın size örnekler:
*Anne çocuğunu soğuktan korumuyor; çocuk zatürre oluyor hastalanıyor hatta ölüyor. Anne hiç kendinde suç aramadan doğrudan evine gelen mavi gözlü komşusunu suçlayarak çocuğuma nazar değdi diye suçluyor,
*Kadın Bir karış topuklu ayakkabı giyiyor ve ayağını burkuyor; düşüp topuğunu kırıyor. Vay efendim benim yeni ayakkabılarıma nazar değdiler diyor. Sen ya yürümesini bilmiyorsun ya da kaldırımlar hatalıydı.
*Adam yeni araba alıyor; kaza yapıyor bahane hemen hazır; biz de nazar var; yeni araba aldık kem gözler arabamıza nazar değdi.
Bu gibilere yav bırakın bu bahaneleri nazar diye bir şey yok tamamen sizin hatanız diyorum. Klişe cevapları hemen hazır. Öyle deme kitapta varmış.
Hangi kitapta?
Kuran’da
Neresinde?
Valla bilmiyorum hocalar öyle söylüyor; hatta hocalar nazar muskası yazarak koruyorlarmış.
Alın size hatadan kıvırmanın ve görülen çarenin en kolay yolu. Git hocaya para ver yazsın bir muska kendini sağlama al.
Tıp otoriteleri ve fizikçiler kötü enerji yayılımını onaylıyorlar ama bu yukarıdaki vatandaşların sığındığı nazar değil; tamamen fizyolojik bir olaydır. Bunları birbiriyle karıştırmamak gerekir.
Ben bu yüzden nazara inanmam.
Sevgi ve Saygılarımla