Son zamanlarda; televizyon kanallarında ve magazinsel haberlerde evlilik vaadiyle kandırılmış erkeklere sıkça rastlıyoruz.
Her ne kadar kendilerini mağdur olarak tanıtsalar da ben bunları samimi bulmuyorum hatta oh olsun diyorum. Pazardan domates alır gibi kendilerine hayat arkadaşı arıyorlar.
Bunu da kendileri değil de adına taşeron mu dersiniz, pezevenk mi dersiniz; bunlardan hayır bekliyorlar. İşin daha da vahimi Suriyelilerin yoğun olduğu illere binlerce kilometre yol kat edip getiriyorlar.
Sonuç da birkaç haftalık yalap şalap birliktelikten sonra uyanıklar ne kadar çarparsam kar deyip Bin Bir bahane üreterek tüyüyorlar.
Amcalarım da soluğu reyting peşinde olan televizyon stüdyolarında alıyor. Yazık tüm bu yaşananlar Altmışından sonra başa vuran bir avuç atımlık barut için. Değer mi bunca kayıp ve strese.
Bir Japon atasözü der ki; “İlk eşini Tanrı, İkinci eşini yakınların; Üçüncü eşini de şeytan gönderir.” Beş’i, Altı’yı test edenlere de Allah akıl, fikir versin.
Sevgi ve Saygılarımla