MEVZU DERİN

Üniversite açmak bakkal açmaya benzemez.

DOÇ. DR. İBRAHİM BAYKAN

Bakkal bile açmadan önce bakıp kalmamak için; etrafında kaç bakkal var? Köşe mi, kenar mı? Diye dikkat edilmesi gereken bir yığın yer seçimi faktörleri vardır.

Gözünüz aydın nur topu gibi yedi üniversite daha geliyor. Geliyor da hiç kimsenin aşağıdaki olacaklardan ya haberi yok ya da yokmuş gibi davranıyor. Maalesef ülkemizde son on beş yıldır üniversiteler bakın nasıl peydahlanıyor: Bölgenin milletvekili adayı; seçim sürecinde bize oyunuzu verin şehrimize üniversite açalım diyor. Halk da ne yapsın bir kısmı şehrimizde müşterilerimiz çoğalsın, bir kısmı işsiz çocuğuma üniversitede iş verirler, bir kısmı da şehrim Prestij kazansın düşüncesiyle oyunu veriyor.

Sonuç da üniversite sözü veren parti iktidara geliyor; halk da hadi verdiğin şu sözün arkasında durun bakalım diyor. Seçilen vekilim de Başbakan’a bu verilen sözün tutulması gerektiğini aksi halde bir daha oy isteme yüzünün olamayacağını; hatta onurlu birisi ise partiden bu yüzden istifa bile edeceğini söylüyor. Bir taraftan da sivil toplum baskısı; derken üniversite açılıyor.

Açılıyor da bakın beraberinde de neleri getiriyor:

*Kaliteden vazgeçtim de vasat düzeyde bile hoca yok. Deneyimli hocalar büyük şehirlere çöreklenmiş götür götürebilirsen. Onlar da haklı, düzenlerini ona göre kurmuşlar.

*Afili bir tabela var ama laboratuar yok. Binalar deseniz, ödenek geldikçe tamamlanıyor.

*Öğrencilerin barınacağı yurt yok. Gençler; fırsatçı ev sahiplerinin ve siyasi amaçlı yurtların kucağında.

Gelelim burada açılan fakültelere:

Ülkede hangi meslek dalında ihtiyaç var; hangi meslek dalındaki mezunların milyonlarca işsizi var hiç kimsenin umurunda değil. Önemli olan oy alma uğruna bu verilmiş sözün tutulması.

Bir ülkede üniversiteler; sayılarıyla değil kaliteleriyle var olmalı. Ne yazık ki; bizdekilerin bir çoğunun eğitim kalitesi zaten tartışılır halde. Maalesef bu gidişle üniversitelerimize; yanlış yere yanlış zamanda dükkan açan bakkal gibi bakıp kalacağız.