Krishnamurti…

‘İnsanlar hızla akan yaşam nehrinin yanında kendilerine küçük bir havuz kazarlar, işte o havuzda kokuşur, o havuzda ölüp giderler.’

Jiddu Krishnamurti, 12 Mayıs 1895’te Hindistan’da doğmuş ve 17 Şubat 1986’da gözlerini hayata yummuş. 13 yaşındayken Theosophical Society tarafından “Dünya Öğretmeni” seçilmiş. Konuşmaları ve yazıları herhangi bir dinle kesinlikle bağlantılı değil ve o kadar mütevaziymiş ki hiçbir zaman çevresinde müritlerin oluşmasına izin vermemiş. Her zaman bir birey ile başka birey olarak konuşmayı tercih etmiş ve hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla, yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirmiş.

Birkaç kitabını okuduğum Krishnamurti’den ben de çok etkilendiğim için sizlerle onun yaşama ve bir takım başka konulara dair beğendiğim sözlerini paylaşmak istedim.

***

Aşağıda yazacaklarım tamamen Krishnamurti’nin ‘Bunları Düşün’ adlı kitabından alıntılardır:

“Yaşam ve Hayat Üzerine;

Yaşam olağanüstü bir genişlikte ve yoğunluktadır; büyük bir gizemdir; içinde insan olarak faaliyette bulunduğumuz geniş bir alandır.

Hayatı anlamak, yalnızca sınavlara hazırlanmaktan ya da matematikte, fizikte ya da herhangi bir konuda yetkin olmaktan çok daha önemlidir.

Kuşlar, çiçekler, yeşillenen ağaçlar, gökyüzü, yıldızlar, nehirler ve nehirlerin içindeki balıklar… Tüm bunlar yaşamdır.

Yaşam, fakirler ve zenginlerdir; yaşam sınıflar, ırklar ve milletler arasındaki mücadeledir; yaşam meditasyondur, yaşam din dediğimiz şeydir ve aynı zamanda zihnin tuhaf gizli yönleri, kıskançlıklar, hırslar, tutkular, korkular, memnuniyet ve endişelerdir.

***

Eğitim;

Yaşam karşısında korkak, ürkek ve endişeli kalırız. Öyleyse eğitimin işlevi yaşamın tüm süreçlerini anlamamıza yardımcı olmaktır.

Eğer tüm incelikleri, olağanüstü güzelliği, keder ve neşesiyle yaşamın muazzam genişliğini anlamamıza yardımcı olmuyorsa, eğitimin kesinlikle bir anlamı yoktur.

Taklit etmek değil, keşfetmek; işte eğitim budur.

***

Bir şeyi kendinizi tümüyle vererek yaptığınızda; bir yere varmak, daha fazla fayda ya da daha iyi sonuçlar sağlamak için değil, yalnızca sevdiğiniz için yaptığınızda ortada hiç hırs yoktur.

Böyle bir durumda rekabet olmaz; birincilik için kimseyle mücadele etmezsiniz. Ve yaşamınızın başından sonuna kadar, her şeye değdiğini düşündüğünüz, sizin için gerçekten derin anlamı olan bir şeylerle meşgul olabilmeniz için eğitimin gerçekten ne yapmayı sevdiğinizi bulmanıza yardımcı olması gerekir.Aksi halde yaşamınızın sonuna dek mutsuz olursunuz.

Gerçekten ne yapmak istediğinizi bilmezseniz, zihniniz yalnızca sıkıntı, çürüme ve ölümle yüklü bir döngüye girer.

***

Zeka;

Elbette özgürce, korkmadan, hiçbir formüle bağlı kalmadan düşünebilme kapasitesidir ki böylece neyin gerçek, neyin doğru olduğunu, kendi kendinize öğrenmeye başlarsınız; fakat korkarsanız asla zeki olamazsınız.

Maddi ve manevi her türlü hırs endişe doğurur. Hırs, sade, açık, dolaysız ve de zeki bir zihin yaratmaya yardımcı olmaz.

***

Yaşamak hakikati kendi kendinize bulmak demektir ve bunu ancak özgürlük söz konusu olduğunda, içinizde içe dönük, sürekli bir devrim olduğunda yapabilirsiniz.

Yaşayıp doğru olanı kendi başınıza öğrenmeniz için, zeki olmanız için, yalnızca uyum sağlamakla kalmayıp dünya ile yüzleşerek onu anlayabilmeniz, böylece içten içe, derinlerde, ruhsal olarak sürekli bir başkaldırı haline girmeniz için derhal bir özgürlük atmosferi yaratmalıyız.”

***

Ve daha nice güzel düşünceler ve bilgiler…

Sizin de bu kitabı alıp okumanızı tavsiye ediyorum, aklınıza takılan, cevap aradığınız bazı konularda, kitabı okurken beyninizde şimşekler çakıyor ve bir takım şeylerin gerçekten farkına varıyorsunuz…

Yaşam dolu günler dileğiyle…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR