Kalk ayağa, yürekli ol, güçlü ol

         Dünyaca ünlü büyük Hintli Filozof-Bilge ve Yoga üstadı olan Swami Vivekananda şöyle demiş: ‘ Dağlar kadar yüksek engelleri aşmaya gönlünüz var mı? Tüm dünya kılıçla karşınıza dikilse de doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapacak yüreğiniz var mı? Eşiniz ve çocuklarınız size karşı da olsalar, tüm paranız tükense de, adınız silinse de, batsa da yolunuzdan döner misiniz? Hedefe gözlerinizi diker ve ona doğru sapmadan ilerler misiniz?’

***

İki şey içimizdeki bu yaratıcı harekete tepki gösterecektir. Geçmişle ilgili pişmanlıklarımız ve geleceğe ilişkin kaygılarımız. Bunların her ikisi de irade gücümüzü kullanırken zarar verirler diye düşünüyorum, çünkü bunlar tüm ileri görüşlülüğümüzü, zihnimizdeki yaratıcı ve olumlu hareketleri adamakıllı baltalar. Geçmişimizle ilgili abartılı pişmanlıklar ve geleceğimizle ilgili gereğinden fazla kaygılar bizim yalnızca şimdiki anımıza zarar vererek, zihnimizi zayıflatacak ve geleceğimizi çelmeleyecektir.

Herkesin dünyası kişisel, özel, paylaşılamaz bir şekilde kendisine aittir. Kimse ona giremez, onu sizin gördüğünüz gibi göremez, işittiğiniz gibi işitemez, sizin duygularınızı hissedip, sizin gibi düşünemez. Aslında biz kendi dünyamızda gerçekten yalnızız, hayat diye kabul ettiğimiz, durmadan değişen düşlerimiz içine kapanmış durumdayız. Bence en başta bunu kabul etmeliyiz. Onların arkasından koşuyor, yoruluyor ve sonunda bırakıyoruz.

Zayıf olmayı seçen kişi dışında, hiç kimse hayatı boyunca zayıf olmaya yazgılı değildir. Bizler bilmediklerimizin esiri, bildiklerimizin efendisiyiz. İçimizde her ne kusur ya da zayıflık keşfedersek ve onun nedenlerini anlarsak, sadece bunu bilme, farkında olma hali bile onu yenmemiz demektir. İyi, doğru, doğal ve güçlü olabilmek için ne çok geçtir, ne de çok erken. Yine Swami Vivekananda der ki: ‘ Kalk ayağa, yürekli ol, güçlü ol. Kendi yazgını yaratan yine sensin. İstediğin tüm güç ve destek senin içinde! ...’  Ne hayat dolu, ne yüreklendirici bir söz! İhtiyacımız olan tüm güç ve destek bizim içimizde. Bu temel gerçeğe sımsıkı yapışmalı, sarsılmaz bir inançla tutunmalıyız. O zaman hayata çok daha farklı bakabiliriz.

***

         Derin değerlerin anlamlarının her ne pahasına olursa olsun korunması gerekir, çünkü çeşitli zıt fikirlerin rüzgarının sürekli olarak etkisi altındayız. Doğru ile doğru olamayan arasındaki ayrımı hep gözetmeliyiz. Bizim için yararlı diye kabul etmeye karar verdiğimiz şeyleri yapma konusunda ısrarlı olmalıyız.

         İrdeleyerek ve fark gözeterek yararlı olduğuna uygunca karar vermiş olduklarımızı yerine getirmek için kendimizi zorlamalı ve her ne pahasına olursa olsun, cesurca sonuçlarına katlanmalıyız. Dünyadaki en zor görev insanın başkalarını veya çocuklarını değil, ama ‘kendisini’ eğitmesidir! Bu işi de ancak kendimizi eğiterek yapabiliriz.

         Sağda solda cümle aleme zayıflığımızdan söz etmememiz gerekir. Bunun hiç kimseye yararı olmaz. Dünyada sizin yerli yersiz itiraflarınızla alay edecek pek çok vicdansız insan olduğunu sakın unutmayın. Zayıflığınıza değil gücünüze konsantre olun.

Gelişmekte olan irade gücümüzdeki en büyük yardımın, elde etmiş olduğumuz konsantrasyon gücünden geldiğini de unutmayalım. Gerçekte bu ikisi birlikte yürür ve konsantrasyon gücü irade gücünün gelişmesine ve güçlenmesine yardımcı olur, irade gücü de konsantrasyonun gücünün gelişmesine ve güçlenmesine…

İrade gücünü geliştirmek için, başarısızlıklarımızı asla ciddiye almamalıyız. Daha önce de söylediğim gibi tekrarlanan başarısızlıklar karşısında, cesaretimiz kırılmamalı. Tekrarlanan başarısızlıklara başvurmak dışında, başarıya erişmek için başka yol yoktur. Onlar bize doğru yolu göstereceklerdir.

***

         Bu hafta irade gücü ve konsantrasyon dedim çünkü çoğu insanın bu konuda desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Benim inandığım gibi, sizin de irade gücünüzle yapamayacağınız hiçbir şeyin olmadığına inanmanızı istiyorum. Kendinize inanın ve kendinizi sevin kimsenin sizi yargılamasına ve hayatınıza karışmasına izin vermeyin. Kendi kararlarınızı kendiniz verin. Siz bu dünyada teksiniz, kendi kıymetinizi ve değerinizi bilin. Verdiğiniz kararların arkasında durun ve vazgeçmeyin. Ve unutmayın, bedelini ödemeden hiçbir şey elde edemezsiniz.

Sevgiyle kalın…

EY KUTLU RÜYA

İşler iyi ya da kötü gitse,

Yansıyan neşe yüzüme yayılsa,

Veya keder denizi kabarsa da,

Bu bir oyun- her birimizin bir rolü var.

Her birimiz gülmeliyiz ve ağlamalıyız gerektiği kadar,

Her birimizin kendi kostümü var.

Sahneler değişiyor, güneşli veya yağmurlu.

Ey hayal, ey kutlu rüya!

Yay sis perdeni uzağa ve yakına,

Keskin kenarları yumuşat,

Tüm pürüzleri pürüzsüzleştir.

Hayır sihir değil sendeki!

Senin dokunuşun çöle hayat verir,

Hırçın gök gürültüsü en tatlı şarkıya dönüşür,

Ölmek ise tatlı bir kurtuluşa.

Swami Vivekananda

GÜNÜN SÖZÜ