Korkak sevişmeler

Bir kadın, bir erkek…

Önce gözler başlar konuşmaya, anlatmaya… İlk onlar başlar sevişmeye… Korkak tebessümler eşlik eder bu sevişmelere.

Güzel sohbetler, muhabbetler beraberinde gelir. Artık kadının dişi kokusu sarmıştır her yanı. Cesur olur bazı kadınlar erkekler gibi… Ürkek olur bazı erkekler de kadınlar gibi. Bu cesur kadınlar ve erkekler nedense karşılaştıklarında korkarlar.  Hatta yeri gelir, aşktan korktukları için kuyruklarını kıstırıp kaçarlar

***

Çoğumuz merak ederiz neden terk edildiğimizi, yok sayıldığımızı. Bir süre sonra işin içinden çıkamayıp suçu kendimizde ararız. Çünkü aşktan kör olmuştur gözlerimiz ve hiç bir şey göremeyiz artık. Kapılar çoktan çalmaz olmuş, telefonlar susmuştur. Canımız yanmıştır artık, sağlıklı düşünemeyiz ve suçluluk duygusu sarar bütün hücrelerimizi. Oysa biten hiçbir aşk tek taraflı değildir, ama bunu o an algılayamayız…

İşte bu yüzden, yaralı çoğu kimse gibi aşık olmaktan korkarız. Korkak sevişmeler de işte burada başlar.  Ya bağlanırsam, ya o benden yeteri kadar hoşlanmazsa, ya aldatılırsam korkusu insanların birbirinden kaçmalarına neden olur.

Ne yazık! Böyle olunca kaçan aşklar olur. Çiçekler açmaz, manolyalar kokmaz olur.  Yaşanması gerekenler yaşanamaz ve her şey yıldızlar gibi kayıp gider… Tıpkı yağmak isteyip de yağamayan bir yağmur bulutu gibi oluruz.

Daha kazanmadan kaybetme korkusu sarar…

***

Korkak sevişmeler bunlar…

Yaş kaç olursa olsun, fark etmiyor. Aşktan her zaman kaçılabiliyor.

Gözler kaçıyor, sözler kaçıyor, eller kaçıyor…

Aşk hep mi korkutuyor?

Hep mi acıtıyor?

Hep mi yalan?

Yaş ilerledikçe insanlar galiba daha pesimist oluyor…

***

Doğru mu, yanlış mı yapıyoruz?  O insanın içini eriten duyguları, buz dağının akan sularını nasıl görmezden geliyoruz. Kim bilir, kimlerin ya da nelerin uğruna? Ailemiz, çocuklarımız, sevdiklerimiz, korkularımız, kaygılarımız! Yeri geliyor kendi hayatımızı terk ediyor ve onlarınkini yaşamaya başlıyoruz. Ve böylece yaşanacak bir sürü şeyi yitiriyoruz, daha yaşamadan kaybediyoruz… Tek kanatla uçmaya çalışıyoruz…

***

Diyorum ki;

Gel korkma!

Aşkı yaşa,

Anı yaşa…

Günü yaşa,

Kendini yaşa…

***

Hayatın kısa olduğunu dolaylı yollardan hemen tüm yazılarımda bir şekilde hatırlatıyorum. Boşa harcayacak zaman yok. Kaçmak yok…

Aşkta olsun, işte olsun, gündelik hayatta olsun… Korkunun gerçekten ecele faydası yok. Tüm duygularımızı doyasıya yaşamalı, gerekiyorsa onları yaşamak için savaşmalıyız. Yaşam bir mücadele değil mi zaten? Bizler de kesinlikle birer savaşçı olmalıyız. Son demine kadar istediğimizin arkasından koşmalıyız. Gerekiyorsa aşkı da kovalamalıyız…

***

Aşk üstüne yaşanmış ,yazılmış o kadar yazı, şiir, senaryo, söz, laf, düşünce, fikir varken onu yok saymak????. Uzaktadır, yakındadır ama O hep oradadır. Kiminin hayallerini süsler, kiminin yüreğini… Korkmayın! Aşk sizin de içinizde olsun, olması gereken yerde…

İşte böyle;

Bir kadın, bir erkek…

Korkak sevişmelerle başlar bir ilişkiye…

 

 

DÜŞÜNMEK LAZIM

 

Yorulmadan gidilen yol, yol değildir, gerçek yol yorulduğunuz ama keyif aldığınız için kendinizi hafif ve enerjik hissettiğiniz yoldur.

 

ÖZGÜRLÜĞÜM AVUCUMDA

 

Aşk tohumlarını ekti yine,

Filizlendi hemen ardından.

Korkarak,

Nasıl açacağını bilemeden…

Suya ihtiyacı vardı,

Şefkate,

Biraz da muhabbete…

Ama,

Özgürlüğü avucunda olacaktı,

Yapraklarını rüzgarın

Esintisine bırakmadan,

Dallanıp budaklanmadan…

Nehrin azgın sularında

Boğulmadan…

 

Selin Kurt

Yayın Tarihi
28.06.2009
Bu makale 3938 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
O kadar güzel anlatmışsınız ki duyguları söyliyecek bir şey bulamıyorum. Ama malesef bir çoğumuz yağmak isteyip te yağamayan yağmur bulutları gibiyiz!

Ali Şık 11.09.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!