Geçmişin Trenleri -1-

Geçirdiğimiz o en unutulmaz, o en mutlu, o en güzel anları tekrar yaşayabilmek!

Tıpkı bugün gibi hissedebilmek!

Bu mümkün mü?

Hep o ana geri dönmeyi isteriz, bize özel olan ‘o’ anı tekrar yaşamayı hayal ederiz…

***

Gördük ki mutluluğu kaydetmek onun süresini uzattı ve hüznümüzü yazmak onun acısını hafifletti ve çok kez de yazarken bile bir problemimize bir çözüm yolu gösterdi” demiş Doroty Day.

Yoksa ‘o’ anı tekrar yaşamanın sihrinin kaynağı yazılarda mı saklı ya da o hayallerin tekrar gerçekleşmesi bu beyaz kağıtlara mı bağlı?

***

Yaşadığımız mutlu dakikaları beyaz bir kağıda döksek, geriye dönüp okuduğumuzda,  belleğimizdeki görüntülerin yardımıyla da ‘o’ anları tekrar tekrar yaşama şansımız olur, evet! Yüzümüzü yeniden bir gülümseme kaplar. Hayallerimizin dünyasında kayboluruz belki de…

Artık orada, bulunduğumuz yerde değilizdir. Geçmişe doğru yapmış olduğumuz bir tren yolculuğundaki vagondayızdır. Durmuşuzdur bir durakta ve o duraktadır; sevgimiz mutluluğumuz, huzurumuz. Orada bırakmışızdır. Hem orada kalmak isteriz, hem de tren bizi almadan geri dönecek diye korkarız. Aynen öyle, bir yandan da bugünü kaçırmaktan korkarız. Biliriz ki ayrılma zamanı gelmiştir ve bugünümüze gelen tren kaçmamalıdır…

***

Ama hayat hep güzel anılarla dolu değil. Bir de hüzünlerimiz acılarımız vardır, canımızı acıtan, içimizi kanatan. Çoğu zaman hatırlamak bile istemediğimiz ama kesinlikle yüzleşmemiz gereken anılar. Onlar akıtmamız gereken birer zehirdir.

Ve o zehri akıtmanın en güzel yolu da öteki vagona geçip, bu sefer o beyaz kağıtları siyaha boyamaktır, belki de içimizdeki o kana bulamaktır, o acıyı; bitene kadar akıtmaktır yazılara… Rahatlarız böylece; kanayan yaramız zamanla kağıtlara, akar akar… durur. Bir kağıt, bir kalem, bazı zaman yok eder hüznümüzü, bazı zaman çözüm olur…

Yazmak güçtür, yazmak yürek ister ama bir yerde okudum; yürek işçilerini kalem tutmak yormazmış… Siz de yorulmayın, yazın yazın yazın ve rahatlayın.

***

Geçmişte kalmamalı, geleceği de kaçırmamalı ama şu anda yaşamayı da unutmamalıyız.

Kaçıracağımız, kaybedeceğimiz sadece şu andır, bir daha geri gelmeyecek olan, değiştiremeyeceğimiz tek şey…

Anı yaşamak!

İşte! Yaşamanın sanatı burada gizlidir.

Bırakın anılar sadece beyaz kağıtlara aksınlar ve sadece orada kalsınlar, bizleri de içine hapsetmesinler ki biz bugünü yaşayalım. Sonra bugün yaşadıklarımızı da yine bembeyaz kağıtlara beyaz veya siyah (hiç fark etmez) anılar olarak aktaralım. Öylece akıp gitsinler içimizden…

Yeni sevdalarımız, yeni mutluluklarımız, yeni düşlerimiz olsun. Yazarak sadece geçmişten bugüne bir iz bırakalım. Yaşamanın sanatını kavrayalım ve nefes almanın tadını çıkaralım…

Bembeyaz günler dileğiyle…

 

 

 

DÜŞÜNMEK LAZIM

 

Hayatta ya tozu dumana katarsın,

Ya da tozu dumanı yutarsın.

Seçim senin!

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

Yazmak… Başka bir gözle bakmaktır!

Yazmak… Yarına doğru akmaktır!

Yazmak… Yüreği kağıda kanatmaktır!

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
02.09.2009
Bu makale 4083 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Yazmak! Çok doğru sevgili Selin kardeşim; yazmak insanı rahatlatır, hafifletir. Hepsinden önemlisi de kendini doğru ifade etmesini sağlar kişinin. Düşünerek yazıyorsa eğer... Dikkat edilmesi gerekense; kalem, kılıç gibidir. Bir kez hata yaparsa batar, acıtır, kanatır. Geri dönüşsüz iz bırakır. İşte bu yüzden, yazacak insan, çok iyi de okur olabilmelidir: Kendinin okuru! Yazdıklarını okutmadan önce dönüp tekrar tekrar, paragraf paragraf, cümle cümle okumalı, kendi kendini önce teyid edebilmelidir. Kendi yanlışımızı düzeltebilmek, dönüp silebilmek, bir oyun hamuru gibi cümlelerimizi daha erginleştirebilmek önemli bir erdem kanımca. Yazdıklarımızı okuyacak olan "diğer"inin cümlelerimizi kendimizden biraz daha zor tefsir edeceğini, onu yanılgıya sürükleme lüksümüz bulunmadığını bilmeli yazacak olan. Böylesi bir yazmanın ve doğru algılanmanın keyfine doyum olmayacaktır. Saygıyla, Şükrü Aykutlu

Şükrü Aykutlu 07.10.2009

Yazmak... Yüreği kanarken zevk almaktır!.. Bu inci de benden. :) Mutluluklar diliyorum..

Tayfun Batur 25.09.2009

Selin. Tebrikler kardeşim. Anlaşılamamak ta bir keyif. Az da olsa anlayanlar var!.. İnadına yazmaya devam et lütfren. Mürekkep tükenince yenisini alırsın!.. Şansın açık olsun.

Tayfun Batur 25.09.2009

Yorumunuz tek kelime ile harika. Düşüncelerinizi sade ve yalın kelimelerle çok güzel yansıtmanızı kutlarım. Bu arada Ramazan Bayramınızı kutlar,saygılarımı sunarım.

Güner Tekeli 22.09.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!