Düşler ülkesinde bir kadın…

         Kaybettiği ve onun için çok değerli olan düşünü arıyordu ki sonunda düşler ülkesinde kaybolmuştu. Halbuki, şöyle bir etrafına baksa orası bir düş cennetiydi…

Her çiçeğin tohumunda, her ağacın dalında, her arının balında başka bir düş vardı onun için. İstese başka düşlere sahip olabilirdi ama o yerlerde o eski düşünü aramaktan ne gökyüzündeki güneşin pırıltısını, ne de gökkuşağının o muazzam renklerini görebiliyordu.

Kanatlarını özgürce açmış bir aşağı, bir yukarı savuran kuşların söylediği şarkıyı da duymuyordu. O yemyeşil, içinde rengarenk balıklar olan, şırıl şırıl büyük bir enerjiyle akan dereden gelen rüzgarın, o güzelim simsiyah saçlarını nasıl delice savurduğunun bile farkında değildi. O, hayallerinde savurgan olabilmeyi daha öğrenememişti.

***

         Her yerde bir düşler ülkesi, her yerde bir düşler sokağı vardır, çünkü onları biz yaratırız. Ama unutmamalı ki; hayallerin ve düşlerin sonu yoktur, sınırı yoktur…

         Ben istediğim zaman bir bulutun üstünde yaşarım, oradan seyrederim hayatı, oradan gözlemlerim insanları( malum her şey görmekle değil gözlemlemekle başlar). İstediğim zaman bir kuyruklu yıldızın peşine takılır, onunla dünyayı gezerim. Bazen aya arkadaşlık eder, yalnızlığımı onunla paylaşır, yazılarımı onun yanında, onunla beraber yazarım. Sonra okurum ona; nasıl olmuş diye sorarım…

***

         Ben kendi düşler ülkemin prensesiyim. Orada her şeyi hayal edebiliyorum ve hayal ettiğim her şey orada gerçekleşiyor, çünkü buna gerçekten inanıyorum! Kaybettiğim düşlerimin veya yitirdiklerimin arkasından bir saniye bile dönüp bakmıyorum. Biliyorum ki; orası sonsuzluk ve biliyorum ki ben ne kadar yaratıcı olursam o kadar mutlu olurum. O kadar çok hayal kurabilir ve o kadar çoğunu gerçekleştirebilirim…

         Orası benim ülkem, o ağaçtakiler benim meyvelerim, kırlardakiler benim yarattığım çiçeklerim ve orada paylaşacak o kadar çok mutluluğum var ki; gece ay ışığında, gündüz güneşin içime dolan altın rengi parıltısında…

***

         Her sabah, güneş doğduğunda bende onunla beraber ışık saçıyorum. Hem kendi günümü, hem de bana inanan, bana güvenen ve beni seven insanların gününü aydınlatıyorum. Neden sadece bana inanan, güvenen ve seven derseniz eğer; istemeyen insana hiçbir şey veremezsinizde ondan…

         Evet, ben hayallerimle yaşıyorum her dakika, her saat, her gün bir ağaçtan, bir çiçekten düş koparıyor, yenilerini de tohum olarak ekiyorum. Ve o kopardıklarımı gerçekleştirmek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

***

         Hayal kurmayan bir insan düşünemiyorum. Herkes hayal kurar ama bir kere hayalleri gerçekleşmeye görsün, bundan vazgeçer ve ümitlerini kaybederler. Oysa dediğim gibi, bunun sınırı yok, bu bir sonsuzluk ve hayalini kuracak çok şey var. Sertap Erener’in şarkısında söylediği gibi; ‘yine, yeni, yeniden’ hayal kurun. Biraz yaratıcı olun, biraz ümitli olun, kendinize hayallerinizi gerçekleştirmek için biraz zaman tanıyın ve inanın ve son olarak mutlaka bunun için harekete geçin. Sadece hayal kurup bekleyerek hiç bir şeyin gerçekleşmesini bekleyemezsiniz.

 

         Hayal edin ve gerçek olsun!

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
15.10.2009
Bu makale 2463 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!