Rüzgar zamanı uçurdu…
Kaldırım taşları eskidi, değerler değişti. Her şey eskidi de bir tek eskimeyen anılar oldu. Sadece onlar çıplak kaldı, örtünüp saklanamadılar, zamandan kaçamadılar, çoğaldıkça çoğaldılar. Rüzgarla beraber zamanın içinde uçtular… Savruldular…
ÇIPLAKTIR ANILAR…
Bir şarkının sözünde, bir çiçeğin kokusunda, bir yemeğin tadında, bir dilin ucunda öylece çırılçıplak dururlar. İçki masalarına meze olur, aile sohbetlerinde kahvenin yanına lokum olurlar. Kışları soba başında, kestaneler cızırdarken keyif olur, neşe olurlar. Olurlar da olurlar…
Çaresiz günlerde bir tebessüm, belki bir kahkaha…
Bir gün kaçış yolu, bir gün çıkış yolu olurlar…
***
Gün geçmesin ki bir anı daha birikmesin, bir gülücük daha oluşmasın veya bir gözyaşı dökülmesin. İçindeki dev ister istemez bir kat daha olgunlaşmasın, büyümesin. Peki ne oluyor? İyi ve kötü anılar havuzu doluyor taşıyor. Fakat bir problem var. Onlarla yaşamayı bazen beceremiyoruz. Bazılarının çıplaklıkları gözlerimizi kamaştırıyor. Üstlerini örtüp kapatamıyoruz. Bu durumda hangileri ile nasıl yaşamalı? Kötü anılar nerede sonlanmalı, nasıl aşılmalı?
***
Her şeyden önce, geçmişten bir şekilde kurtulmalı, orada yaşamamalıyız. Aslında tek suçlu içimizdeki öfke, çünkü o’dur geçmişi hala içimizde yaşatan. Öfkemizi dindirmemiz gerek. Şikayet etmekten vazgeçmeliyiz. Şikayet etmenin değiştirme gücü yoktur. Ve öfke sadece zehirli bir enerjidir.
Burada yapılması gereken şey, ders alıp affetmek… İşte o zaman huzura kavuşuruz. Yeter ki kötü anıları içimizde barındırmayalım, onları daha fazla beslemeyelim ve enerjimizi boşu boşuna onlara harcamak yerine daha güzel, daha yaratıcı, daha üretken ve bizi mutlu edecek şeyler için biriktirelim.
***
Bir kitapta okumuştum, her insan kendine layık gördüğü hayatı yaşarmış. Hepimiz güzel hayatlar yaşamaya layığız. Anılarımızı oluşturan, onları imgeleyen en nihayetinde bizleriz, sonuçta güzel anılar yaratmak da bizim elimizde, kötü olabileceğini hissettiklerimizi elimine edelim. Bize mutluluk verenleri ise ellerimizle tutup, kollarımızla sarmalayalım ve onlara sahip çıkalım.
Mutlu ve anlamlı bir hayat birçok mutlu günün birikimidir. Kumbaramızı ve ceplerimizi bunlarla bol bol doldurup yolumuza öyle devam edelim. Unutmadan, kumbaranın anahtarlarını da çok özel bir yere, mesela kalbimizin en ücra köşesine saklayalım ve zamanı geldiğinde o muazzam, o muhteşem birikimleri faizleri ile kullanabilelim.
Kumbaranızın hiç boş kalmaması dileğiyle iyi haftalar…
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR
DÜŞÜNMEK LAZIM
İnsan zihni yeni bir fikre uzandığında, bir daha asla eski boyutlarına dönmez.
Oliver Wendell Holmes
Değerli insanların en iyi etkilerini, onların yanından ayrıldığımız zaman hissederiz.
Ralph Waldo Emerson
GÜNÜN SÖZÜ
Hayatınızla vereceğiniz vaaz, dudaklarınızla vereceğinizden iyi olur.
Oliver Goldsmith