ANKARA'DAN

Yaşam; biraz da alışkanlıktır

Yılın özellikle yaz aylarında biraz vitesi boşa alır, günün anlam ve önemine bağlı olarak denk gelişine yaşar giderim.

--Günlük yaşam uğraşısından çok çevremde, ülkemde oranları gizlemekte geçer.

--İnsan, dışında olduğu olayları daha tarafsız ve olabildiğince gerçekçi değerlendiriyor.

--Peki bu kadar laftan sonra daha çok ne diyorum.

--Tabi gözlemlerim insanların davranışları, ülkelerine ve siyasette bakış ve yaklaşımları, kaygı ve mutlulukları.

--Bir kere, öncelikle herkes aileden, okuldan ve çevreden aldığı eğitim, terbiye ve değerler ile bir kişilik buluyor ve yaşıyor.

--Elbette ki ekonomik özgürlük kişileri daha bağımsız yapıyor ama, daha kişilikli ve sorumlu yapmıyor.

--Hatta, bazı yerlerde "kıroyum, ama para bende" düşüncesi ile öyle tipler türemiş ki, yaşamdan ve toplumların değer yargılarından habəsiz.

--Böyle bir yaşam ve ortam olmayacağına göre, halk deyimi ile, "sarhoş. Yıkıldığı yere kadar gider".Onu yaratan ve yaşamasına ortam sağlayan şartlar değişince, o da bütün olanaklarına karşın yok olup, kaynayıp gidecek.

--Geçenlerde Antalya'da bir yerde, benim yakından tanıdığım bir yaşlı kadın balkondan elinde bir çakmak ile takvim yapraklarını yakıyordu. "Neden" dediğim de, takvim yaprağında "Allah, kuran, peygamber" gibi sözler geçtiği için ayak altında olmasın diye dedi.

--İnanılmazdı.

--Artık mahalle aralarında bile ev ev dolaşan cemaat, tarikat üyesi kadınlar o kadar çoğalmış ki, bir yerlerden gelen yardımlar ve çevrelerinden topladıkları "hayırlar" hem yaşamlarını sürdürüyorlar, hem de toplumu zehirliyorlar.

--Siyasetin açık ve gizli desteği, muhaliflerin anlamsız hoşgörüleri de bu ortama ve sürece çanak tutuyor.

--Çarşı ve pazarda beş liranın altında bir şey kalmamış, metal paralar ise ancak beş lira üstünü ödemede kullanılıyor

--Toplumu okuması, yön vermesi gereken daha çok yerel siyasiler, partilerin genel başkan da dahil bazı üst düzey yöneticilerin özverili çabalarına karşın, kendi yarınlarını oluşturma derdi ve çabasına düşmüşler.

--İktidarın onca yıllık yıpranmışlığına ve şartlara,; toplum içinde ekonomi ve siyasi sıkıntıların kol gezmesine karşın, iktidar kendince araştırılmış ve projelendirilmiş politikalar üreterek varlığını sürdürürken;

--Muhalefetin yeni yeni çıkışlarından sıradan insanlar umutlanmak istiyor.

--Hani bir cennet- cehennem fıkrasında, "reklamlar bitti, film başlıyor" esprisi vardır ya, işte halk hâlâ yaşamlarında az sonra başlayacak filmden habersiz.

--Ülkede yıllardır yaşanan sorunları, ancak kişilerin karşılarına çıkınca fark ediliyor.

--Yıllardır bu ülkede bir öğrenci yurdu sorunu vardır.Bu sorunu öğrenciliklerinde yaşayanlar bile, öğrencilik bitince unutuyor, bir yakınları benzer sorunlar yaşayınca anımsıyorlar.

--Tüm bu çok sıradan gözlemler insanların, siyasetin her gün yaşadığı ve iktidarların da yönettikleri sorunlar olduğu halde, toplumun, sıradan insanların gündeminde ilk sıralarda olmaması, siyaseti zorlamanası enteresan.

--Siyaset, ülkenin, toplumun ve sıradan insanların sorunlarını çözmek için vardır ama, "ağlamayan çocuğa da meme verilmiyor ki!.."

Yayın Tarihi
01.10.2021
Bu makale 827 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!