Geçen günlerden birinde, tek sesli medyanın bir kanalında, bir haber sunucusu beni şaşırttı. Bir zamanların yıldızı bu kanalın bu haber sunucunun programını ara sıra izlerim.
--Yine pek izlemediğim televizyonun kumandası elimde dolaşırken onu görünce durdum ve izledim. Güzel güzel haberler verirken birden bir soru sorarak haber girdi.
--"Her şeyi güzel olan bir ülkenin ekonomisi kötü olabilir mi?" Soru çok güzel ve anlamlı da, ben eyvah dedim, bizim kızlar voleybolda, özürlüler ve diğer bazı sporcular bir başka dalda madalya alınca;
--"Eyvah" dedim, bu kadar güzel sunumun içine şimdi edecek, bu sporcuların başarıları ile, bizim ülke ekonomisini başarılı sayacak, diye düşündüm.
--Sonra birden ekrana bir bilgi paylaşımı geldi.
--Doğruydu, spor dahil bir çok alanda başarılı olan ülkeler, ekonomik olarak da üst sıralarda yer alıyordu.
--Haberin manşeti ilginç, "Laf mı, iş mi üreteceğiz?".
--Bir zamanlar Sosyalist Ülkeler sporda bütün madalyaları toplardı. Tamam konforları tartışılır ama, ülkelerinde aç ve açıkta insanın olmadığını da gittiğimiz zamanlar görürdük.
--Bu haberde de, olimpiyatlarda en çok madalya olan ülke ABD(2.828) idi. Onu İngiltere, Almanya gibi ülkeler izlerken, biz 31'inci sıraydık.
--Peki bizim başarılı olduğumuz alan yok mu?
--Olmaz olur mu, var. Ne?
--Yanıt gayet basit ver acık. Sokaklara, araba ya da oturulan yer, tesislere bakın konuşan, bir kitap okuyun göremeseniz de, elinde telefon ile bir şeyler yapandan geçilmiyor.
--Sonuçta Telefon ve Sosyal Medyada en zaman harcayan ülkeler sırasında;
--Ekonomisi tangur tungur Brezilya bir, Escobar'ı ile ünlü eroin-kokain cenneti Kolombiya, futbol, mutbol ayağında Meksika'dan sonra tarımı yabancı ürün teşvik edilerek üreticisi, köylüsü bitirilen, dağları ormanları maden maden diye diye yok edilen, HES, kes derken dereleri, gölleri kurutulan ekonomisi çarşı pazara göre ayrı indeksli, TÜİK'e göre ayrı indeksli Türkiye de dördüncü sırada.
--Çocukluktan bu yana en çok duyduğum atasözlerinden birisi da "Cambaza bak"tır.
--Bu toplum cambaza bakıtıla bakıtıla uyutularak güdülüyor.
--Ne bilginin, deneyimin bir değeri var ne emeğe bir saygı.
--Anadolu'da "bayramda köpek canlanmaz" derler ama, sokaklarda son model arabalar, rezidanslarda canlanan, gününü gün edenler o kadar çoğaldı ki, kör gözler bile görecek kadar.
--Sorunlar ortada.
--Ama asıl sorun, sorunların saptanmasında ve sorunlar çözüm üreteceklerde.
--Çok üzgünüm ki, sorunun kaynağı iktidardan, ülkede halkın yaşadığı sorunlara çözüm beklemiyorum artık.
--Ama gel gör ki, canı burada çözüm üretecek muhalefet kanında da derli toplu bir yürütülen bir süreç ve çözüm önerileri yok.
--Bir büyük en büyük muhalefet partisinin belediyeleri "Tarımsal Kalkınma Zirvesi" yapıyorlar, ne tarım ile uğraşan çiftçi var ne de haberi. Sayın Genel Başkana bilgi notları sunuluyor ama, bunun halkın günlük yaşamındaki karşılığı tartışılır.
--Bir çok bilim insanı, iyi niyetli siyasetçi birçok proje üretiyor ama, bunun siyasi ayağının oturacağı zemin kaygan, yok.
--İster magazin, ister diğer alanlarda olduğu gibi, siyasi sanal ortama bakar iseniz, her şey yolunda.
--İktidar için sorun yokken, muhalefet de her şeye çözüm üretirken, neden bu kadar insan intihar ediyor, sokaklarda aç, sefil ve işsiz dolaşıyor?
--Ünlü "körler sağırlar, birbirini ağırlar" atasözü gibi biz bize çalıp söyledikçe, birleri hep mutlu da, her seçimde bu süreci seçen, sürmesine sebep olan mutsuzların aklı nerede acaba, bilen var mı?