Kim ne kadar gönüllü girdi-girmedi bilemem ama bir gemide olduğumuz kesin. Nuh'dan mı kaldık, yoksa saflığımızın seferinde miyiz bilemiyorum. Dalgalar ile sallanıp duruyoruz.
--Her nasıl bindi isek bindik, madem bir gemideyiz ve gemide de birçok kişiyi deniz tutmuş habire çıkaran, öğüren, karnını tutan insandan geçilmiyor ve kaptan köşkünden de aşağısı görünmüyor ise, birlerinin kaptan köşküne ünlemesi, bağırması gerek.
--Bağırması gerek de, kim ne diyecek ve sesini nasıl duyuracak?
--Herkes mi? Öyle herkesin ne dediği belli olmayan bağrışı, çırışı ile kaptan köşküne sesinizi duyuramazsınız. Çünkü, gemi güvertesinde ki kaptan köşkünün konforu, donanımı, dalgaların geminin bordosunu ve kıçını etkilediği gibi etkilemez.
--Bırakın güverteyi, bordosunda olmak bile kıçında olmaktan iyidir. Ama, aynı parayı vermenize karşın, oraya oturtmuşlardır sizi.
--Peki yapacak bir şey yok mudur?
--Evet, yapacak bir şeyler, hatta çok şeyler olabilir ama önce, biz gemidekiler kimiz ve ortak sorunumuz ne?
--Böyle bir sorunda her kafadan çıkacak dertleri, sorunları bir yerlere iletmek, götürmek mümkün olmaz.
--O halde ne yapmalı?
--Günümüzde, Dünya'yı yöneten şirketlerden tutun da sıradan bir uluslararası şirket bile kendisinin mevcut durumunu bir değerlendirmeye tabi tutar.
--Çünkü, ne olduğunu, gereksinimlerini ve nereye gitmek istediğini bilmeden, bir şey yapması mümkün olmaz.
--İşte bunu da, 1960 yılında Albert S Humphrey tarafından geliştirilen SWOT Analizi dedikleri bir yönetem ile yaparlar.
--SWOT(Güçlü yönler /Strength/- Zayıf yönler/Weakness/- Fırsatlar-olanaklar/Opportunities/ - Tehditler-tehlikeler/Threats)
--Analizde, Güçlü ve zayıf yönleri iç çevre faktörleri ile, fırsatlar ve tehditler genellikle dış çevre faktörleri ile ilgilidir.
--Görüldüğü gibi, bir olaya bakıp, değerlendirir iken, hem kendimize hem de iletişim içinde olduklarımıza ve olacaklarımıza bakmak durumundayız.
--Ticari yaşamda SWOT Analiz yöntemi ile şirketlerin kendilerini denetlediklerini biliyoruz. Peki Siyasette ve seçmen bazında SWOT Analizi ne aşamadadır?
--Parti, lider ya da bazı adaylar için ısmarlanmış analizleri gördüm ama, bir değerlendirme yapmadan, ben SEÇMEN kısmına geleyim.
--Üç tarafı denizler ile çevrili bir Türkiye gemisinde miyiz?
--Eyvah, yoksa gemi karaya mı oturmuş?
--Geminin karaya oturup-oturmadığına bakmadan önce, biz yolcular Kimiz? Neyiz? Nereden geldik, nereye gidiyoruz ve bu gemi ve yolculuktan ne bakliyoruz?
--Ülkenin iyi-kötü yönetilmesini, muhalefetin halkın yaşadığı sorunları doğru saptayıp, doğru çözümler üretip-üretemediği ile de bu yazıda ilgilenmiyoruz.
--Hani derler ya, "At Sahibine göre Kişner", "Her toplum hak ettiği yöneticilerce yönetilir" diye.
--İşte şimdi Çuvaldızı kendimize batırılmanın vaktidir.
--18 yıldır ülkeyi yöneten bir parti ve kadroları ile, 18 yıldır ülke yönetimine muhalefet edip, alternatif çözümler ve siyaset üreten partiler ve kadrolarından söz etmek istiyorum.
--Ne yazık ki, iktidar partisi ve kadroları çok pragmatikler. Pragmatizmin felsefesi ise: "Eğer bir bilgi günlük hayatta işe yarıyorsa o bilgi doğrudur. Yaramıyorsa yanlıştır".
--O yüzdendir ki, hükümet yetkilisi bir Bakanın açıklaması (maskeler satılacak), bir başka yetkili tarafından ilk açıklama görmezlikten gelinerek (maskeler ücretsiz dağıtılacaktır) şeklinde düzeltilmektedir.
--Muhalefet blokuna değil sözüm, tek tek partili seçmenine.
--Yönetim sadece devlet kadrolarının yönetimi değildir. Siyasi kadrolar da yönetimin bir parçasıdır.
--O zaman size sorum, bu güne kadar, oy verdiğiniz, desteklediğiniz partinizi;
--Milletvekili ve Belediye Başkanını, hangi gerekçeler ile seçtiniz?
--Memnun musunuz? Değil mi?
--Bu sorulara verilecek olumlu yanıtlara sözüm yok. Nasrettin Hocam yorulsun, Timur'a fil istemeye gitsin.
--Yok yanıtınız olumsuz ise, o zaman sizin azıcık oturup düşünmeniz gerekecek. Seçimimi yaparken yapıyor muyum diye?
--Hem parti açısından hem de seçtiğiniz kişiler açısından.
--Bırakın başkalarının yorumlarını yazımın en başında ki SWOT Analizinin dört kriterine göre kendinizi, kararlarınızı ve seçtiklerinizi değerlendirin.
--Yok öyle yağma, her şeyi başkalarına havale ederek bir yere varamazsınız. Ayrıca, "el'de, elin eşeğini, türkü söyleyerek arar".
--Seçtiğiniz başkan ve vekillerden memnun musunuz? Değil mi?
--Tabi burada da yaşanan Koronavirüslü süreç gibi bir süreç var.
--Bildiğiniz gibi, siz masum olsanız bile aldığınız-sattığınız, dokunduğunuz bir şeyden, virüs siz bulaşabiliyor.
--İşte yaptığınız seçimler aynen böyle. Size bir zararı olmasa bile, konunuza, komşunuza, bir hısım akrabanıza ne kadar zarar verdiğinizin farkında mısnız?
--Ya da onları, güzel yarınlara taşıdığınızı mı düşünüyorsunuz?
--Karar sizin. Gerisi size kalmış, işte Yöntem de bu, akıl ve vicdan da siz de!..